Buradasınız
Adana’da Plastik İşçilerinin Sorunları
Adana’dan UİD-DER’li bir işçi

Merhaba arkadaşlar, ben poşet üreten bir fabrikada çalışan bir işçiyim. Size çalışma koşullarımızdan ve fabrika içerisindeki sorunlardan bahsetmek istiyorum. Fabrikada ayda 70 ton poşet üretiyor, 2 vardiya ve 7 kişilik ekiple çalışıyoruz. Eksik elemanla çok üretim isteyen patronlar bize de ağır çalışma koşullarını dayatıyorlar. İtiraz eden arkadaşlarımıza ise “beğenmeyen bırakıp gitsin” diyorlar yani işten çıkarmakla tehdit ediyorlar. Haftada 6 gün 13’er saat çalıyoruz; yani 78 saat. Sigortasız çalıştırılıyor ve keyfi işten atmalara maruz kalıyoruz. Bizlere verilen değer, öğünlerde verilen yemeklere de yansıyor. Her geçen gün yemekler daha az ve daha kötü çıkıyor. Bazı arkadaşlar işini kaybetme korkusundan dolayı seslerini çıkarmıyorlar.
Fazla mesailer ödenmiyor. Çocuk yaştaki insanları sigortasız çalıştırıyorlar. Kadın işçi kardeşlerimizi sigortasız ve düşük ücretle çalıştırıyorlar. O kadar utanmazlaşıyorlar ki, insanların özel yaşantılarına bile kısıtlama getirmek istiyorlar. Bizim çalıştığımız işyerinde ve görüştüğümüz diğer atölye ve fabrikalarda yemek molaları yarım saati geçmiyor. Çay molaları hiç verilmiyor, işçilere servis verilmiyor, geç kalındığı zaman ise hesap soruluyor ya da geri gönderilip işe alınmıyoruz, yevmiyelerimiz kesiliyor. Bunlar yetmezmiş gibi senelik izinler ya zorunlu olarak bir hafta ya da hiç verilmiyor. Resmi tatiller kullandırılmıyor, ücretleri ödenmiyor. İşten çıkarılan işçi arkadaşlarımızın hak ettikleri tazminatları vermek istemiyorlar. Bu yüzden hiçbirimizin haberi olmadan girdi-çıktı yapıyorlar ve bizlerin hak etmiş olduğumuz tazminatları vermiyorlar.
Adana’nın yaz aylarında bunaltıcı sıcağı ve nemi insanı yeterince bunaltırken hava sıcaklığı işyerindeki ısı ile birleşip 60 dereceyi buluyor. Ve bu sıcaklıkta sağlığımız açısından hiçbir önlem alınmadan kimyasal bir üretim yapılıyor. Bu kadar çok sorunun yaşandığı fabrikamızda ve diğer işyerlerinde bu sorunların üstesinden gelebilmek kolay olmayacak, ama bizlerin de bilinçlenebileceği, yan yana gelip birlik olabileceği ve aynı çatı altında birleşip patronlar sınıfına karşı mücadele edebileceği, yolumuzu aydınlatan bir güneşimiz var. Yıllarca süren karanlığa karşı bir güneş gibi yolumuzu aydınlatmaya başlayan UİD-DER’e ve UİD-DER’li mücadeleci yiğit işçi kardeşlerimize Adana’dan merhaba.
Onların Tatili ve Bizim Tatilimiz
Polyplex’te Direniş Sona Erdi
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...