Buradasınız
Akkardan İşçileriyle Röportaj
Kapitalist sistemin yarattığı ekonomik krizin faturası işçilere çıkartılıyor. Sadece Türkiye’de krizden dolayı işten çıkartılan işçi sayısı 1 milyonu geçti. Ne yazık ki, işten atılan işçilerin çoğu sessizce kaderlerine razı oluyor, ama mücadeleyi seçen işçilerin sayısı da azımsanmayacak düzeyde. Tekel direnişi buna iyi bir örnektir. Gebze’de bulunan Akkardan fabrikasında da geçtiğimiz hafta 108 işçi kriz bahanesiyle işten çıkartılmıştı. İşçiler bu haksız işten atılmalara sessiz kalmayarak direniş başlattılar. Akkardan işçileriyle yaptığımız röportajda, direnişçi işçiler sorunlarını ve taleplerini dile getirdiler.
UİD-DER: Akkardan’da kaç yıldır çalışıyordunuz?
Mustafa : 5 yıldır çalışıyordum.
Kemal : 6,5 yıldır bu fabrikada çalışıyordum.
UİD-DER: İşten atılma sürecine nasıl gelindi?
Mustafa: Akkardan’da patron iki dönem kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Bu sürece gelene kadar 50’ye yakın geçici sözleşmeli işçi arkadaşımız işten çıkartılmıştı. Ayrıca kendi isteğiyle ayrılanlar da oldu. Kısa çalışma ödeneği bu yılın Şubat ayında sona eriyordu. İşveren 28 Ocakta toplam 96 işçiyi idari izine gönderdi. İzne çıktıktan birkaç gün sonra da işten çıkartıldığımıza dair tebligatlar evlerimize gelmeye başladı. İzne gönderilmeyen bir arkadaşımız da baskı yapılarak işten çıkartıldı. Böylece 97 kişi işten atılmış olduk. Ayrıca idari işlerde çalışan 12 kişi daha işten çıkartıldı.
Kemal: Kısa çalışma ödeneği Şubat ayında sona eriyordu. Bizler bu dönemde 3 gün çalışıp 4 gün çalışmıyorduk. Fakat fabrika haftanın 6 günü sürekli çalışıyordu. Şubat ayında normal çalışma düzenine geçecektik. İşveren ise mevcut üretimin tüm işçileri karşılayamayacağını ve dolayısıyla işçi fazlası olduğunu sürekli dillendirmeye başlamıştı. Bugüne kadar çalışan arkadaşlarımızın tezgâhları hiç boş kalmamıştı oysa. Yani sürekli üretiyorduk. 28 Ocakta 96 arkadaşımızla birlikte idari izne çıkartıldık ve peşinden işten atıldığımıza dair tebligatlar ulaştı elimize.
UİD-DER: Peki, bu idari izinlerin işten çıkartılacakların listesi olduğunu fark edemediniz mi?
Mustafa: Tabii ki bu listenin çıkış listesi olduğunun farkındaydık. Fakat hepimizde bir şaşkınlık vardı. Ne sendikamızdan ne de temsilcilerimizden doğru dürüst bir açıklama yapılmamıştı. Sonuçta hepimiz sessiz bir şekilde evlerimize gittik.
Kemal: Hemen hemen herkes, idari izne çıkartılanların işten atılanlar olduğunu anlamıştı. Fakat o gün hiçbir tepki olmadı. Çünkü herkeste bir yas havası vardı.
UİD-DER: Tebligatlar size ulaşınca neler yaşandı? Direniş kararı nasıl alındı?
Kemal: Ertesi gün bunun böyle olmayacağını konuşmaya başladık. Öncelikle öncü arkadaşlarımızla bir kahvehanede toplandık ve neler yapabileceğimizi konuştuk. Üçüncü gün diğer arkadaşlarımıza ulaşmaya çalıştık. İzne çıktığımızın dördüncü günü 96 arkadaşımızla birlikte toplantı yaptık ve tüm arkadaşların seçtiği komitemizi oluşturduk. Daha sonra da komite kendi arasında çalışmaya başladı ve aldığı kararları uygulamaya başladı. Sendikanın şube ve genel merkeziyle görüşmeler yaptık ve işe geri dönmekte kararlı olduğumuzu ilettik.
UİD-DER: Daha önce hiç grev veya direniş deneyiminiz oldu mu?
Mustafa: Daha önce böyle bir deneyim yaşamamıştım. Fakat sık sık ziyaretlerde bulunmuştum. Fakat şimdi ziyaretlerle bizzat yaşamak arasındaki farkı görebiliyorum. Ev sahibi olmak, ziyaretimize gelen arkadaşlarımızı karşılamak çok güzel bir duygu. Dayanışma duygusunu insan böyle daha iyi anlıyor.
Kemal: Evet direniş deneyimim var. Daha önce yaklaşık 4 yıl Makine Takım’da çalıştım. Orada da 30 kadar arkadaşlarımız işten atılmıştı. Bizler de bu işten atılan arkadaşlar için eylemler yaptık. Direnişler sergiledik ve tüm arkadaşlarımızı geri aldırdık. Sürece hepimiz dâhil olmuştuk ve başarılı bir mücadele sergilemiştik.
UİD-DER: Sizce çıkış listesi neye göre belirlendi?
Mustafa: İşten atılan ben ve arkadaşlarımın çoğu işverenin keyfi tutumlarına karşı çıkardık. Her istediklerini bize yaptıramazlardı. Ayrıca sendikamızı daha fazla sahipleniyorduk. Bence işveren böyle bir saldırıyı asıl hedef olan sendikamızı tasfiye etme planı çerçevesinde yaptı.
Kemal: Bizce alınan bu kararın amacı sendikal yapıyı kırmak içindir. Çünkü çıkartılan arkadaşlarımızın çoğu sendikamıza sahip çıkan insanlardı. Tabii ki içerideki arkadaşlarımız da sahip çıkıyordu, fakat çıkartılanların arasındaki çoğu arkadaşımız daha çok ön plana çıkmıştı.
UİD-DER: İşten çıkartıldığınızda ailelerinizin tepkileri nasıldı?
Mustafa: İşten çıkartılan arkadaşlarımızın kıdemi 2,5 yıl ile 20 yıl arasında değişiyor. Tabii böyle bir haberi ailemize vermek oldukça güçtü bizim için. Çocuklarımız üzüldü. Hatta bir arkadaşımızın 8 yaşındaki oğlunun astım olan kardeşi için annesine “kardeşime nasıl hava alacağız anne?” diye sorduğunu öğrendik ve duygulandık. Biz ailelerimize haksızlığa uğradığımızı ve sonuna kadar haklı olduğumuzu anlattık. Onlar da bu kavgada bizim yanımızdalar.
UİD-DER: Talepleriniz neler?
Mustafa: Talebimiz çok açık. Atılan tüm arkadaşlarımız olarak işlerimize geri dönmek istiyoruz. Herkes bu konuda kararlı, bu işin peşini bırakmayacağız.
Kemal: Pazarlık yok, işimize geri dönmek istiyoruz. Bu talebimiz karşılanmadığı müddetçe atılması gereken tüm adımları kararlılıkla atacağız, daha yolun başındayız.
UİD-DER: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Mustafa: Bu haklı mücadelemizde başka kendi sendikamız olmak üzere tüm sendikalarımızı sınıf dayanışmasına çağırıyorum. Sesimize ses katarak Akkardan patronuna güçlü bir şekilde haykıralım öfkemizi. Ayrıca buradan tüm işçilere seslenmek istiyorum: Korkunun ecele faydası yok. Sıranın kendimize gelmesini beklemeyelim. Eğer birlikte hareket edersek bir güç oluruz. Unutmayalım Birleşen İşçiler Yenilmezler!
Kemal: Bizler mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Bu mücadelede tüm emekten yana tüm arkadaşlarımızı yanımızda görmek bizlere güç verir. Herkesi Akkardan direnişine desteğe bekliyoruz.
UİD-DER: Teşekkürler.
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...