Buradasınız
Arka Planda Kalan Gerçekler
Sincan Organize’den bir işçi
Merhaba dostlar
Sincan Organize’de çalışan bir işçiyim. Sincan Organize Sanayi Bölgesinde 20 Aralıkta üzücü bir olay gerçekleşti. Termikel fabrikasında çalışan Sevda ablamız Reva yemek fabrikasının aracının altında kalarak hayatını kaybetti.
İş cinayetlerinde çoğunlukla gerçekler arka planda kalır. Bu kazada da aynı şekilde gerçekler arka planda kaldı. Sadece kaza anı görülür onun öncesi hiçbir zaman gün yüzüne çıkarılmaz.
Nedir bu gerçekler kısaca bir bakalım. Termikel fabrikasının maaşları düzensiz yatırdığını Sincan’da yaşayan bütün işçiler biliyor. Bu düzensiz yatan maaşlardan dolayı işçilerin borçları kabardıkça kabardı. İşçiler borçlarını ödeyebilmek için fabrikadan avans (aslında ödenmeyen ücretlerinin bir kısmını ) almaya çalışıyorlar. Şanslı olanlar alabiliyor. Şanssız olanlar ise müdürler tarafından terslenip gönderiliyor. Kazadan üç gün önce Sevda abla da aynı şekilde avans istemeye gitti. Ancak müdür tarafından terslenip geri gönderildi. Borcunu ödemek için, eve ekmek götürebilmek için kara kara düşünen Sevda abla kaza esnasında dikkati dağıldığı için arabanın altında kaldı.
73 ülkeye üretim yapıyoruz diye övünen Termikel fabrikasının patronu işçi kardeşlerimizi borç batağına sürükleyerek ölümlerine neden oluyor.
Bu kazada Termikel patronu nasıl suçluysa Reva patronu da aynı derecede suçludur. Reva patronu sütten çıkmış ak kaşık değildir. Reva patronu bir araçla pek çok fabrikaya yemek gönderiyor. Aracı kullanan işçi ne kadar hızlı olursa, gönderebileceği fabrika sayısı da o kadar artıyor. Şoför kaza mı yapmış, trafiği ihlal edip ceza mı yemiş patronun umurunda değil, yeter ki işi yürüsün, yeter ki kârına kâr katsın. Aracın şoförü de azar yememek ya da işten atılmamak için acele ediyor tabii. Bir de kaza olmadan önce Reva patronu aracı kullanan işçiyi telefonla arayarak baskı altına alıp dikkatini dağıtıyor ve bu kazaya neden oluyor
İşçiler olarak ses çıkarmadıkça bizler ölmeye, onlar ise bizim kanımızla kârlarına kâr katmaya devam edecekler.
Görüyorum
İşsizlik Belası!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...