Buradasınız
Artan Saldırılara Karşı Aydınlı’da Basın Açıklaması

Tuzla Barış Bloku, 11 Eylül akşamı son günlerde tırmandırılan faşist saldırılara, şovenizme ve milliyetçiliğe karşı Aydınlı merkezde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kitlesel bir katılım gösteren Tuzlalı emekçiler “Sarayın Savaşına Karşı Acil Barış Acil Demokrasi”, “Savaş Değil Barış İçin Ölüm Değil Yaşam İçin Faşist Saldırganlığı Durduracağız” pankartları arkasında yer aldılar.
Açıklamada son günlerde artan ırkçılığa, linç ve saldırı girişimlerine karşı kardeş halklar olarak bir arada durma çağrısında bulunuldu. Ayrıca “İki gün önce Aydınlı merkezde ırkçı-faşist konvoyun geçişi sırasında ırkçılığa ve saldırganlığa itiraz eden Aydınlı halkına silahlı saldırı yapılmış ve bu saldırıda Fırat Uzunyayla adlı bir genç yaralanmıştı. Başta Aydınlı halkı olarak bu saldırılara karşı boyun eğmeyeceğiz ve buna karşı halkaların kardeşliğini güçlendirerek bütün girişimlerin önüne barikat olacağız” mesajı verildi.
Barış Bloku adına yapılan açıklamada 8 gündür başta Cizre olmak üzere birçok Kürt ilinde yaşanan hukuksuzluğa da değinildi. Açıklamada “Güvenli bölge ya da sokağa çıkma yasağı adı altında bölge halkına her türlü haksızlık yapılmakta, sivil insanlar katledilmekte ve insanların ölülerini bile defnetmelerine izin verilmemektedir” denildi. Irkçı ve faşist saldırılara karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı.
Kitle, eylem boyunca “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Cizre Halkı Yalnız Değildir”, “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları haykırdı.
Basın açıklamasının ardından HDP Parti Meclis üyesi Kemal Bülbül söz aldı ve kısa bir açıklamada bulundu. Açıklamasında “Askere zenginler gitmiyor. Saraylardan, patronlardan giden olmuyor. Gidenler biz emekçi ve yoksul halktan insanlar. Bu düzenin adı Yezid’dir, faşizmdir. Cizre’de yapılan zulme karşı olmayan, bu duruma üzülmeyen insan asker ölümlerine de üzülmez” diyerek AKP-Erdoğan yönetimine tepkisini dile getirdi.
Eylem, başta Aydınlı halkı olmak üzere tüm duyarlı kamuoyunun Cizre ile dayanışma, barış ve demokrasi mücadelesini büyütme çağrısıyla son buldu.
Barış İstiyoruz, Duymadınız mı?
12 Eylül’ün Hesabı Kapanmadı
- 12 Eylül Darbesi 45. Yılında Protesto Edildi
- UİD-DER Söylediğini Yapan Bir İşçi Örgütüdür
- 12 Eylül 1980’den Bugüne İşçi Sınıfının Hakları Sermayenin Hedefinde
- Emekçiler Kadıköy’den Seslendi: “Biat Etmeyeceğiz!”
- Biz ve Onlar, Bizim ve Onların
- CHP’ye Yönelik Saldırıların Anlamı ve Hedefi
- “Seyrelen Orman Sele Karşı Duramaz”
- İşçiye Dinlenmek, Tatile Gitmek Çok Görülüyor!
- DİSK-AR: Ücretler Erirken, Vergi ve Enflasyon Yükü Katlanıyor
- Bu Bakanlar Neye Bakıyorlar!
- İktidarın Muhalefete Yönelik Saldırıları Protesto Edildi
- KESK: “KHK'lı İhraçlar Görevlerine İade Edilmelidir”
- Bu Düzende İşçiler Sağlıklı Yaşayamaz!
- Kozasından Çıkmaya Çalışan Kelebek ve Çocuklarımız
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”