Buradasınız
Asgari Ücret Bile Almıyoruz!
Kıraç’tan bir deri işçisi
“Bu iş yerinde asgari ücret uygulanmaktadır” yazıyor Gez-Deri fabrikasının duvarlarında. Geçenlerde fabrikadan arkadaşlarla derneğimiz UİD-DER’de sohbet esnasında konu dönüp dolaşıp aldığımız ücretlere geldi. Fabrikada aldığımız ücretler ve çalışma saatlerimiz üzerinde bir hesap yaptıktan sonra, aslında asgari ücret bile alamadığımızı öğrendik. Çalıştığımız fabrikada bir işçinin aylık kaç paraya çalıştığını hesaplayabilmesi biraz zor. Çünkü muhasebeye gittiğimizde kafamızı karıştırıcı bir sürü hesapla beraber fazla mesai ücretlerimiz, normal ücretimiz, asgari geçim indirimi, çocuk parası, her şey iç içe geçirerek anlatıyorlar. Hâlbuki hiç öyle detaylı bir hesap gerektirmeyecek kadar düşük ücretlerle çalıştırılıyoruz. Günlük 12 saat çalışıyoruz. Normalde 12 saatin 4 saati fazla mesai olduğu için daha fazla ücret almamız gerekirken; Gezer patronu bu 12 saatin bir buçuk saatini fazla mesai olarak sayıyor, yarım saatini yemek paydosu diyerek kesiyor, geriye kalan 10 saati de normal çalışma olarak ücretlendiriyor. Bu durumu öğrenir öğrenmez fabrikadaki diğer arkadaşlarla paylaştık.
Yıllardır Gezer’de çalışan birçok arkadaş bile ortaya çıkan duruma şaşırdı. Tabii bu durumu daha önceden bilen arkadaşlarla da karşılaştık, fakat onlar da bu haksızlığı görüp “tek başıma ben mi değiştireceğim” düşüncesiyle içlerine atmışlar. Muhasebeye gittik ve durumu olduğu gibi anlattık. Muhasebecinin de “Evet yaptığınız hesap doğru! Aslında burada asgari ücret verilmiyor, ama benim de yapacak bir şeyim yok” demekten başka çaresi kalmadı. Biz asgari ücretin kölelik ücreti olduğunu biliyoruz. Ancak patron bizlere o kölelik ücretini bile çok görüyor.
Gezer ve Gez-Deri’de bunun gibi yığınla hırsızlık var. Gezer patronu bize insanca yaşayabileceğimiz bir ücret vermediği gibi, aldığımız üç kuruşun da bir kısmını resmen bizden geri çalıyor. Ve emin olun arkadaşlar patronların bizden çaldıkları sadece ücretlerimizle sınırlı değil. Gezer patronu bizden kestiği paralarla yeni yeni fabrikalar inşa etmeye başlamış. Gezer patronu her geçen gün kârına kâr katarken, biz işçiler de her gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Aslında bir bakıma muhasebede çalışan işçi de doğru söylüyor, onun da bu durum karşısında tek başına yapacak bir şeyi yok. Bu haksızlıkları ortadan kaldırmak için birleşmeliyiz. Patronlar bugün biz işçilerden istedikleri her şeyi alabiliyorlarsa bunun tek bir sebebi var, o da biz işçilerin örgütsüz olmasıdır. Bizler işçiler olarak fabrikada ve dışarıda sık sık toplanarak bu sorunlar karşısında ne yapabileceğimizi konuşup, hep birlikte harekete geçmeliyiz. Çalışma koşullarını iyileştirmek ve ücretlerimizi arttırmak bizim elimizde.
Haklarımız İçin 1 Mayıs’a!
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...