Buradasınız
“Bahamalar’da Köpekbalığı Bir Kadını Yutmuş!”
Beylikdüzü’nden bir sağlık işçisi
Geçtiğimiz günlerde bir haber okudum ve üzerine düşündüklerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bahamalar’da bir köpekbalığı genç bir kadına saldırmış. Hastaneye götürülen kadın maalesef hayatını kaybetmiş. Olayın olduğu gün televizyon kanallarında ve sosyal medyada bolca bu haber ile karşılaştık. Ertesi gün işyerime gittiğimde çoğu işçi arkadaşım bu konuyu konuşuyordu. “Duydunuz mu köpek balığı bir kıza saldırmış?” diye hararetli bir şekilde olay anlatılıyordu. Duyanlar şaşırıyor, genç kadının haline üzülüyor ve bir başkasına anlatıyordu. O gün çalıştığım hastanede işçiler yalnızca bu konuyu konuştu. Elbette bu olay üzücü bir olaydır. Fakat kendime sormadan edemedim, Türkiye’de her gün ortalama 5 işçi iş cinayetlerine kurban gidiyorken neden Bahamalar’daki bu vahim olay kadar gündem olmuyor? Bir köpekbalığı tarafından değil belki ama makineler tarafından yutulan işçilerin hiç mi haber değeri yok?
Sadece Türkiye’de de değil tüm dünyada işçiler iş cinayetlerinde, savaşlarda ölüyor, yaralanıyor, sakat kalıyor. İşsizlik yüzünden intihar ediyor. Duvar çekilen sınırlarda küçücük çocuklar açlıktan, susuzluktan yaşamlarını yitiriyor. Fakat tüm bunların patronların medyasında yeri yok! İşçilerin, emekçilerin gerçek gündemleri, sorunları televizyon kanallarına yansıtılmazken “Bahamalar’da Köpek Balığı Dehşeti!” tarzı haberler sıkça abartılarak sunuluyor. Durum ortada değil mi? İşçilerin ekmeklerini kazanmak, ailelerini geçindirmek için gittikleri işyerlerinde canlarından olmaları, ailelerini acı ve çaresizlik içinde bırakmaları önemli bir sorun olarak görülmüyor ve gündem haline getirilmiyor. İşçiler son derece gerçek, yaygın ve yakıcı sorunlarını, bu sorunların hasıraltı edildiğini göremez, konuşamaz hale getiriliyor. Milyonda bir rastlanan bir olayın dehşeti, kendi yaşamlarında her gün karşı karşıya oldukları dehşetin üzerini örtüyor.
Aslında bu yolla kendi gerçekliğimizden kaçıyoruz, kaçırılıyoruz. Bizi yok sayan, bize kendimizi, kendi sorunlarımızı, kendi ihtiyaçlarımızı unutturmaya çalışan egemenlerin oyununa gelmiş oluyoruz. Peki, kaçmakla sorunlarımızdan, gerçeklerimizden kurtulabiliyor muyuz? Maalesef hayır! O halde gerçeklere gözlerimizi açalım kardeşler. Sorunlarımızın çözüm yoluna girmesi önce o sorunların kaynağının farkında olmamızla ve taleplerimizi ortaya koymamızla başlar. Yalnızca bununla da sınırlı kalmamalıyız elbette. Örgütlenerek, bilinçlenerek sorunlarımızla başa çıkmayı da başarabilmeliyiz. Unutmayalım, patronlar sınıfı bizleri örgütsüz kılmaya devam ettikçe bizler de onların yarattığı yapay gündemlerle meşgul olmaya devam ederiz. Ama kendi sorunlarımıza gözlerimizi yummaz ve işyerlerimizden başlayarak hayatın her alanında örgütlenmeyi başarabilirsek işte o zaman kapitalizmi de bu sistemden kaynaklı yaşadığımız sorunları da ortadan kaldırabiliriz.
Bir Uyanışın Hikâyesi: CART
Düzce Cam ve Hilton-Sa İşçileri Grevde!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...