Buradasınız
Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
Avcılar’dan bir işçi

Bazen bir fotoğraf karesine bakmak, dikkat kesilmek ve derinlerine dalmak sayfalarca yazıdan çok daha fazla şey hissettirir insana. Hele ki yüreğini, aklını, hayatını onun uğruna adamaya karar kıldığın bir davanın, insanlığın kurtuluşu mücadelesinin timsali ise o fotoğraf karesi, alıp seni o büyük insanlığın serüveninde bir yolculuğa çıkarır. İşte, İşçi Dayanışması’nın 184. sayısındaki “Yolun Karanlığı Olmaz İyi Bir Arkadaşla Yürüyene” yazısının kapağındaki fotoğraf böyle bir yolculuğa çıkardı beni.
Bahsi geçen yazıyı bir arkadaşımla okuduktan sonra sayfadaki fotoğrafa bakıp tanıdığımız arkadaşları kalabalık arasından seçmeye, birbirimize “Aaa şu da varmış! Bu da varmış, aaa o da varmış!” diyerek göstermeye başladık. Daha sonra arkadaşım “Ben yokum” dedi. Ben de o fotoğrafta yoktum. Sonra üzerine düşündüm, yürüdüğümüz yolun bir nehre benzetilmesi geldi aklıma. Nehirlerin oluşması uzun zaman alır. Dağlar, yağmur ve kar sularını bağrında biriktirir önce, sonra güç kazandıkça küçük dereler oluşturarak taşların arasından akmaya başlar su. Daha sonra dereler birleşir, güçlenir ve nehirlere dönüşürler. Nehirlerle de bitmez suyun yolculuğu, denizlere akmaya çalışır. Sözün özü, ahiri olduğu gibi evveli vardır nehirlerin, öyle kendiliğinden oluşmaz, oluşamaz. Tıpkı bu fotoğrafın da kendiliğinden oluşmadığı gibi…
İşte bundandır ki, fotoğrafta olmak elbette güzel olurdu. Birlikte mücadele ettiğim arkadaşlarımla, dostlarımla üzerimizde önlüklerimizle aynı karede olmayı çok isterdim. Bu yüzden bir iç geçirdim ama sonra düşününce o karede aslında biz de vardık sonucuna ulaştım. Ben de vardım, o sırada sohbet ettiğim arkadaşım da vardı. Adını bilmediğim, sesini duymadığım ama aynı duyguları paylaştığımız binlerce insan vardı o karede. Güneşin battığı ufka doğru uzayıp gidiyor kalabalık ve o kalabalığın içinde dünden bugüne mücadele eden, hayatını bu mücadeleye adayan insanlığın tüm güzel neferleri vardı. O ufukta bizim yolumuzu aydınlatan önderlerimiz ve bizlere bıraktıkları, güneş gibi parlayan mirasları var. İlk ateşi yakanlar, bugüne taşıyanlar ve o ateşi bugün devralan bizler varız. Bugüne dek sınıfsız, sömürüsüz ve özgür bir dünya uğruna mücadele eden, adlarını tek tek yazmaya sayfaların yetmeyeceği ya da adlarını hiç bilmediğimiz ama hepimizin aklında ve yüreğinde olan tüm o güzel insanlar var bu tek kare fotoğrafta.
Bu fotoğrafın hissettirdikleri, yine bültendeki o yazıda vurgulanan “karanlığın bitimsiz olmadığı” gerçeğini bir kez daha zihnime mıhlamış oldu. Çünkü bizim tek dayanağımız, sırtımızı yaslamış olduğumuz kökleri derinlerde ve canlı o koca çınardır, örgütlülüğümüzdür. Bu yüzden umutluyuz biz günü gelince karanlıkların aydınlığa kavuşacağından. Tıpkı umudun şairi Nazım Hikmet’in dediği gibi:
…
“Pamukladı mıydı kavaklar
kiraz gelir ardından.”
Kavaklar pamukluyor Gazalî’de,
fakat
görmüyor üstat,
kirazın geldiğini.
Ölüme ibadeti bundandır.
Kavaklar pamuklayacak elbette günü gelince. Sonrasında kirazların da açacağına olan inancımız ve umudumuz Gazalî’nin aksine kiraz çiçekleri kadar canlı. Bu umuttandır bizim karanlıkları yırtmak için verdiğimiz mücadele. Ne mutlu onurlu bir mücadele nehrinde bir damla olma çabasında olan insanlığın tüm güzel yüreklerine!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
Son Eklenenler
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...