Buradasınız
Bir Kepazelik Üzerine
İstanbul/Sancaktepe’den bir metal işçisi
15 Ekimde Bartın Amasra’da TTK’ya bağlı maden ocağında meydana gelen patlamada 41 madenci kardeşimiz hayatını kaybetti. O gün yaşananları hatırlayalım. 15 Ekim akşamı… Rejimin medya yüzü A Haber maden ocağının önünde canlı yayın yapıyor. 28 madencinin cansız bedenine ulaşılmış, haber alınamayan madenciler var, arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Aşağıda cehennem, aşağıda ölüm var… Bu sırada spiker Çinli mühendise soruyor: “Yediğimizi paylaşıyoruz diyorsunuz, aile olduk diyorsunuz biraz anlatır mısınız? Aşağıda nasıl bir hava var?” Yukarıda sevdiklerinden gelecek haberi bekleyen gözü yaşlı eşler, çocuklar, anneler, babalar, kardeşler… Bir daha asla sarılamayacaklarının, hasret gideremeyeceklerinin korkusuyla yürekleri tetikte, gözleri madenin ağzında… Spiker devam ediyor: “Aileniz Çin’de mi? Nasıl hasret gideriyorsunuz? Özlem var mı? Çocuklarınız var mı?”
Tam bir kepazelik, utanmazlık, vicdansızlık, ikiyüzlülük… Amaç ne? İnsanların acılarını, ilgisini bu faciadan uzaklaştırmak, oyalamak… İşçilerin gözlerine perde indirmek, gerçeklerin üzerini örtmek… Bu facianın neden yaşandığı sorgulanmasın, sorulması gerekenler sorulmasın ama görmezden gelinemeyecek bir facianın haberi yapılmadı da denilmesin. Tüm dertleri nemalandıkları, devlet kaynaklarını yağmalamalarına olanak veren tek adam rejimini masum göstermek, korumak! Zerre kadar vicdan azabı çekmiyorlar, insanların acılarını umursamıyorlar. İnsanlar tepkilerini, öfkelerini bu düzene yöneltmesinler diye yapmayacakları kepazelik yok.
Ama o kadar rezilliğe başvurmalarına rağmen gerçekler birer birer ortaya çıkıyor. Sansüre, tehditlere rağmen insanların konuşmasını, sorgulamasını engelleyemediler. Ne yazık ki bugün işçi sınıfı hesap sorabilecek bir örgütlülüğe sahip değil. Bu katliamların yaşanmasının nedeni de örgütsüzlüğümüz. Ama elbette devran dönecek, ölen işçi kardeşlerimizin hesabını soracağımız günler de gelecek. İşte o zaman insan kılığındaki bu sırtlanlar kaçacak delik arayacaklar!
DİSK: “Bartın İçin Meydanlardayız”
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
Son Eklenenler
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.
- Yaşamlarımız ne pahasına çalınıyor? Ne pahasına aldığımız nefes bile çok görülüyor? Sermaye sınıfı rekor kârlar elde etsin, üretim maliyetleri düşsün, eğitim-sağlık gibi kamusal hizmetler birer kâr kapısına dönüşsün diye… Onlar hiç doymayan bir...