Buradasınız
Bir Tık’la Sanallaştırılıyoruz
Sarıgazi’den bir işçi
Her şey sanallaştırılıyor farkında mısınız? Öfkeler, muhalif kimlikler, dostluklar, sevgiler, beğeniler, paylaşımlar... Bir tıkla halledilir olmuş tüm bunlar.
Yanı başında işçi arkadaşıyla dostluk, arkadaşlık kurması gereken kişi, Facebook’tan, Twitter’den binlerce sanal arkadaş bulmaya çalışıyor. Hatta işi o kadara vardırılıyor ki kimin daha çok arkadaşı var diye yarış yapılıyor. İş çıkışı yüz yüze konuşup sohbet edip, çay içmek yerine “akşam Facebook’a gir konuşalım” ya da “çok beğendiğim bir video var, onu sana atayım” deniyor. Sabah işyerinde, arkadaşımızı görür görmez “dün face’de yoktun, niye girmedin?” diyorlar. Facebook’a ya da Twitter’e bağlanabilmek için ellerden cep telefonu düşmüyor.
Patronların sisteminde sahip olunamayan birçok şeye internet oyunlarında sahip olunmaya çalışılıyor, zaman harcanıyor. Bu oyunlardan biri olan Farmville çiftlik kuruyor, ev yapıyor, hayvanları besliyor, ekilen ürünlere su veriyor. Bilgisayarların başından kalıp su içmeye bile gidilmiyor. Bazı oyunlarda ise savaşılarak bir yerler ele geçiriliyor, işgal ediliyor. Oyundaki savaşçı ile özdeşleşiyor, oynayan kişi. Öldürüyor, kesiyor, yeniyor ve kahraman oluyor! Gerçekte yaşanan savaşlar bile artık oyun gibi gelmeye başlıyor.
Aynı zamanda herhangi bir gelişmeye meydanlarda, sokaklarda örgütlü bir şekilde karşı duruşta yok, bunun yerine internette bir tıkla halledilir her şey. Örneğin bir gazetede “bu sizin anayasanız, bir tıkla ne olacağını belirleyin” diyor. Tıklanıyor. İstenenler tıklanıyor ve deşarj olunuyor. Başka bir internet sitesinde ise kişilikler test ediliyor: “Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz, tıklayın öğrenin” denilerek sanal bir dünyanın içine hapsedilmeye çalışılıyoruz.
Teknolojinin gelişmesi elbette güzel bir şey ama teknoloji medya tekellerinin, patronların elinde olunca biz işçilere karşı silah olarak kullanılıyor. Bilgisayar, internet, telefon birer örgütsüzleştirme aracı oluyor onların elinde. Hem de patronlar bizi yalnızlaştırırken, bireyselleştirirken, kendi sorunlarımızdan uzaklaştırırken kullandıkları bir silah… Onlar, biz işçiler bir araya gelmeyelim, daha güzel bir dünya talep etmeyelim ve örgütlenmeyelim diye tüm bunları yapıyorlar. Patronların kurdukları sanal dünyalara hapsolmamak için mücadeleye katılmak gerek. Patronların sanal ve sahte dünyalarına karşı dostluğun, kardeşliğin ve mücadelenin dünyasına kendimizi verelim.
Coca-Cola’yı Bir de İşçilerden Dinleyin!
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
Son Eklenenler
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...