Buradasınız
Coca-Cola’yı Bir de İşçilerden Dinleyin!
Dünyanın en büyük içecek tekellerinden biri olan Coca-Cola, 840 bine yakın çalışanıyla, 200’ün üzerinde ülkede üretim yapıyor. Coca-Cola’nın Türkiye’deki üretiminin dünyadaki satış hacmi 200 ülke içinde 12. sırada bulunuyor. Türkiye, şirketin dünyadaki 5 coğrafi merkezinden biri ve yaklaşık 90 ülke bu merkezden yönetilmektedir. Ankara, Bursa, Çorlu, Elazığ, İzmir, Köyceğiz, Mersin ve Sapanca’da olmak üzere toplam 8 fabrikası bulunan şirketin çalışan sayısı, bayilerle birlikte 10 bini geçiyor. Bir içecek markası olarak Coca-Cola’yı bilmeyen yoktur. Ancak dev bir tekel olarak Coca-Cola’nın işçilerine uyguladığı baskıyı, işçileri nasıl sömürdüğünü çok az insan biliyor. Çalışanlar insan yerine koyulmuyor, ücretler düşük, çalışma saatleri uzun ve ağır. İşçiler sendikalı olarak çalışmak istediklerinde işten atılıyorlar. Hatta bazı ülkelerde mücadeleci işçileri saldırması için gangsterleri devreye soktuğu söyleniyor.
Coca-Cola yaptığı reklamlarla, kendini çalışanlarına değer veren bir şirket olarak yansıtıyor. Coca-Cola’nın insanların vazgeçilmez bir parçası olduğu mesajını veriyor. Kendi internet sitesinde “Bizi Çalışanlarımızdan Dinleyin” başlığıyla bir yazı yayınlayan şirket, bu yazıda tek bir işçiye bile yer vermemiş. Dünyada milyonlarca çalışanı olan Coca-Cola’da sanki herkes müdür, şef, uzman olarak çalışıyormuş gibi işçiler yok sayılıyor. Yer verilen “çalışanlar” ne diyor bir bakalım.
Okan Öncel – Geleneksel Kanal Bölge Satış Müdürü / Yenibosna: “Hayatımın dönüm noktası, amaçsız bir müzisyendim, hedefleri olan bir yönetici oldum. Birbirine sevgi, saygı ve inançla bağlı kocaman bir aile burası! Benim için geleceğin adı. Fırsatlarla dolu bir dünya. Hiçbir şey imkânsız değil.”
Murat Sarıgül – Satış Geliştirme Şefi / Bodrum: “CCİ çok dinamik ve sonuç odaklı çalışma sonrası ortaya çıkan başarıların kişiyi daha hırslı hale getirdiği bir şirket. Her gün yeni bir değer öğrenirken kendinizi geliştirerek şirket içinde kariyer fırsatlarına dönüştürebiliyorsunuz. Hırslı ve başarı odaklı çalışanlar, şirkete olduğu kadar kendilerine de değer katıyor.”
Mihrican Tayyar - Telefonla Satış Temsilcisi / Yenibosna: “Coca-Cola İçecek benim için adeta ailem gibi. Kendimi hem evimde hissettiğim hem de kurumsallığın iç içe geçtiği bu yapıda her geçen gün mesleki anlamda ilerliyor ve kariyerimin burada sağlamlaşmasından mutluluk duyuyorum.”
Zeynel Gökçınar - Kalite Güvence Mühendisi / Ankara: “6 yılık iş yaşantım boyunca gördüm ki, eğer hedeflerin arasında yer alıyorsa, istediğin pozisyona gelmen mümkündür. CCİ çalışanlarına değer verir, onları takdir eder ve kariyer gelişimlerine destek verir.”
Coca-Cola tekeli, “bizi çalışanlarımızdan dinleyin” diyerek müdürlerini, şeflerini konuşturmuş. Onlarda sürekli “rekabetten” ve “kariyerden” söz ediyorlar. Yani aslında işyeri tam anlamıyla, insanların üste tırmanmak amacıyla birbirinin boğazını sıktığı bir kümes… Ayrıca Coca-Cola’da sadece kariyer heveslisi, işçi düşmanı müdürler çalışmıyor. Dünyanın her köşesinde binlerce işçi, Coca-Cola’nın fabrikalarında çok ağır koşullarda çalışıyor. Türkiye’deki Coca-Cola işçileri çalışma koşullarını değiştirmek için sendikalaşmış ve Coca-Cola’nın sendikalara ve işçilerin örgütlenmesine yönelik düşmanlığı nedeniyle işten atılmışlardı.
İşten atılan işçiler 19 Mayıs 2005 yılında direnişe başlamış ve bu direniş boyunca birçok eylem yürütmüşlerdi. Coca-Cola yönetimi ile polisin baskıları artmış ve 91 işçi ise gözaltına alınmıştı. 160 gün boyunca direniş yürüten işçiler, Coca-Cola yönetimi tarafından servis edilen haberlerin tam tersi koşulları anlatıyorlardı. Meselâ işçilerden biri şöyle diyordu: “Sabah 8.00’de işbaşı yapıyoruz. Çalışma saatlerimiz belli değil. Dağıtım bitene kadar çalışmak zorundasın. Bazen akşam 22.00-23.00’e kadar sürebiliyor. Ayrıca burada sürekli çifte standart uygulanıyor. Örneğin ilk önce memurlarla birlikte aynı servisleri kullanıyorduk. Sonra bizi dışladılar. Bizden rahatsız olmuşlar, ter kokuyormuşuz diye. Örneğin burada tüm çalışanların ayda bir koli hakkı vardır. Memurların istedikleri ürünü seçme hakkı varken, bizlere seçme hakkı verilmediği gibi, kenara ayrılmış, son kullanma tarihine 1-2 gün kalmış ürünler verilmektedir. Bu ürünler piyasanın en ucuz malları oluyor genellikle.”
Sadece Coca-Cola tekeli değil bütün patronlara sorsanız tümü aynı yalanları söyler. Patronlara göre güya işçilere değer veriliyor, işçilere saygı sevgiyle bakılıyor, işçilerin yaşam koşulları güzelleştiriliyor! Fakat gerçekler bunun tam tersidir. İşçilerin yaşam ve çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşıyor, işçilerin en temel hakları geri alınıyor, işsizlik çığ gibi büyüyor, ücretler düşüyor. Biz işçiler Coca-Cola’yı ve tüm patronları çok iyi tanıyoruz. Hepsi kendi çıkarlarını ve kârlarını düşünür ve buna uygun hareket ederek işçileri sömürür. Biz işçiler birleşerek patronların maskelerini düşürmeli ve kendi haklarımızı korumak ve genişletmek için mücadele etmeliyiz.
Bir Tık’la Sanallaştırılıyoruz
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...