Buradasınız
Bireysel Çıkışlar ve Törpülenen Vicdanlar
Sefaköy’den işsiz bir işçi
Geçenlerde gece haberlerini izlerken Antalya’da bir inşaat işçisinin 40 metre yükseklikteki vincin tepesine çıkarak “eğer alacağımı vermezseniz intihar ederim, hakkımı istiyorum!” demesi beni şaşırtmadı. Bu tip bireysel eylemlerin son çare olarak görülmesi ve işin içine televizyon kanallarının katılması düşüncesi normal bir durum halini aldı. Asıl anormal olan ise görüntülerde aynı işçinin iş arkadaşlarının umursamazca bir tavırla yemek yemeleri, insanların çekirdek çitleyerek izlemeleri, kameralı telefonlara çekmeleri, atlayacak mı atlamayacak mı diye iddialaşmaları idi. Haberi sunan sunucu bile “vicdan bu kadar mı törpülenir” diye soruyordu.
Gerçekten insanı üzen vincin tepesindeki işçinin arkadaşlarının duyarsızlığı. Çünkü arkadaşlarının başına gelenleri kendi başlarına gelmeyecekmiş gibi düşünmeleri, “bana ne yahu” tavırları tam da sistemin yarattığı insan profilini gösteriyordu. Eğer bugün işçi sınıfı bu geri kalmış noktada ise, insanlık bu kadar ucuz ve emek değersizleştirilmişse, bu tamamen sistemin kendisinden kaynaklanan bir durumdur. Bu kapitalist ve köhnemiş sistem yozlaşmayı ve çürümeyi destekleyerek ayakta kalabilmektedir. Kalabalıkların içinde yalnızlıklar yaratarak, insanları bencilleştirerek, emeği ve insan onurunu ayaklar altına alarak hüküm sürmektedir bu sömürü sistemi.
Zaman zaman hepimiz bir haksızlık karşısında fevri, bireysel çıkışlar gösteririz. Bunu çoğu zaman kaldıramıyorum, vicdanım el vermiyor, tutamıyorum kendimi gibi sözlerle ifade etmeye çalışırız. Peki, biz işçiler için bireysel çıkışlar çözüm mü yoksa anlık bir hareket mi? Kuşkusuz anlık bir harekettir. Ancak bireysel çıkışlardan çoğu kez sonuç alınamaz. Karşımızda örgütlü olan patronlar var. Bizlerse örgütsüzüz. Eğer kalıcı ve kesin çözümler istiyorsak, tek tek değil, birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek birleşik bir mücadele vermek zorundayız. Bu birleşik mücadeleyi örmek tüm mücadeleci işçilerin görevidir.
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...