Buradasınız
Bizleri Kurtaracak Olan Ne?
Zeytinburnu’ndan bir işçi

Erdoğan’ın isteği ile seçime gidiyoruz. Adayların kısa zamanda belirlendiği ve mitingler ile meydanlara çıktığı hareketli bir dönemdeyiz. Bu durumda çalıştığım yerde de asıl gündem seçim oluyor doğal olarak. Muhalif olan işçilerin morali ve umutları gözle görünürken, yıllardır iktidarda olan partiyi destekleyen işçiler ise sessiz sedasız… Her miting ile gündemi belirleyen muhalif adayların söylemleri ve kısmi de olsa iktidar teşhirleri dillerden düşmüyor. Sohbetlerin canlılığı, coşkusu değişimi çok arzulayan ve ortaklaştıran bir hal almış durumda. Ancak işçi arkadaşlar bu kez de adayları birer “kurtarıcı” gibi görüyorlar.
Peki, işçi sınıfının gerçek kurtarıcısı kim? Kurtuluşumuz kendi eserimiz mi olacak yoksa bir kişi ya da bir özel grup mu kurtaracak biz işçileri? Arkadaşlarımın bu sorulara verdikleri cevap, daha vahim bir durumu gösterdi bana. İşçilerden bir şey olmayacağını söyledi çoğu, hatta bazıları büyüklerinin şu sözünü hatırlattılar; “oku, bizim gibi eşek olma.” Tabii işçilerin ve aile büyüklerinin bu sözleri onların kabahati değildir. Servetlerine servet kattıkları patronların üretimde söz vermediği, sefalet ücretlerine tâbi kıldığı ve değersizleştirdiği işçi sınıfının çoğunluğunun örgütsüz ve bilinçsiz olduğunu düşünürsek, bu durum açıklığa kavuşmuş olur. İşçi sınıfının kurtuluşu ancak kendi eseri olabilir demiş bir işçi büyüğümüz. Bu da ancak işçi sınıfının ürettiği değerlere yani emeğine sahip çıkmasıyla, kendi gücünü görmesiyle, örgütlenip mücadele etmesiyle olur. İşçilerin kurtuluşu ancak işçilerin birliğiyle ve örgütlü gücüyle mümkün olabilir.
Kaderimizi herhangi bir adamın inisiyatifine bırakmamalıyız. Asıl kahramanlar kitlelerdir, kurtuluşa giden yolu açacak olan işçi sınıfının kitlesel başkaldırısıdır. Mücadeleye katılmadan kendi gücümüzün farkına varamayız. Örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şeyiz. Bu kapitalist sistemde birlik ve örgütlülük şart ve önemlidir. İnsanların karamsarlığa düştüğü ve yaşam zorluğunun arttığı şu koşullarda örgütlü mücadeleden başka çıkar yolumuz olmayacağını görmeliyiz.
Artık Ona Oy Yok!
- 14 Mayıs Seçimleri: İhtiyacımız Bir Kurtarıcı Değil Örgütlülüktür!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- UİD-DER ve TİP’ten İstanbul/Avcılar’da Ortak 1 Mayıs ve Seçim Çalışması
- Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Adaylarını Tanıttı
- Emek ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kararını Açıkladı
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...