Buradasınız
Burjuvazi Çocuk Hakları mı Dedi?
UİD-DER’li bir eğitim emekçisi
Islak parke taşları üzerinde kirli çuvallara yaslanmış iki çift yürek, iki yağız ama çelimsiz sübyan, iki çocuk… Ellerindeki simidi naylon bardaktaki meyve suyuna bandıra bandıra yiyorlar. Oturdukları beton buz gibi… Yüzlerindeki lekeler tıpkı elbiselerindeki gibi. Elbiseleri çuvalları kadar kirli… Soludukları hava yağmurlu... Karınları aç. Etraflarında pazar kalabalığı, alışveriş tutkunları, birkaç zabıta, az ilerde büyükçe bir hastane, marketler, pastaneler ve tabii ki çöp yığınları… Bu iki çocuk kâğıt toplayıcısı. Günlerini, çocukluklarını, anılarını çöp konteynırlarında arayan çocuklar, atık satıp ekmek alan çocuklar… Ya da geleceklerini çöplere atıp yerine kâğıt toplayan, ömürden yiyen çocuklar… Bizim çocuklarımız. Sınıfımızın çocukları!
Kardeşlerim 20 Kasımın “Çocuk Hakları” günü olduğunu öğrendiğim an yine suratıma çarptı adına kapitalizm denen bu sömürü çarkının içinde debelendiğimiz. Kardeşlerim biz işçiler aynı sınıfın evlatlarıyız. Çıkarlarımız ortak olduğu gibi kurtuluşumuz da ancak biz bir olursak, dayanışma içinde olursak gerçekleşir. Kim ne derse desin bu kâra dayalı kapitalist düzen işçi sınıfını sömürmek üzerine kurulmuş. Bizi sömürürken aynı zamanda doğayı katlediyor, çocuklarımızı öldürüyor, savaş çıkarıyor, kadınlara şiddeti körüklüyor ve daha nice belaları en acımasızından yaşamamıza neden oluyor.
Kardeşlerim patronlar sınıfının düzeni olan kapitalizm bugün dünyada hâkim olan sistemdir. Dolayısıyla dünya genelinde biz işçilerin maruz kaldığı her türlü sıkıntının, acının nedeni de kapitalizmdir. Patronların sistemi bir yandan sorunlar oluştururken bir yandan da o sorunları çözecekmiş gibi “eylem planları” hazırlayıp, çeşitli günleri o sorunların mağdurları, mazlumları, için “özel gün” ilan ediyor. İnsanları oyalamaya, kandırmaya çalışıyor. Tıpkı “Çocuk Hakları Günü”, “Doğayı Koruma Günü”, “Yoksullukla Mücadele Günü”, “ Uluslararası Anadil Günü” gibi… Her yanıyla yalan olan egemen sınıf duyarlılığı her yıl nice “günler” belirlese de sapına kadar bizi de dünyayı da kendiyle beraber çürütmeye devam ediyor.
Egemenlerin diğer konularla ilgili yalanları bir yana dursun biz her yıl tekrarlanan “20 Kasım Çocuk Hakları Günü” yalanını örnek alalım: Dünyada her yıl milyonlarca çocuk mevsimlik tarım işçisi olarak aileleriyle birlikte yılın 4-7 ayını kendi evlerinden uzakta, çadırlarda, temel gereksinimlerden yoksun olarak sürdürmektedirler. Gün boyu çalışmak, yetersiz ve güvenli olmayan alet ve makineleri kullanmak, toza, aşırı sıcak veya soğuk havaya, tehlikeli kimyasallara maruz kalmak, kişisel koruyucu donanım olmaksızın çalışmak, ağır yük taşımak, zehirli böcek, yılan sokması benzeri tehlikelerle karşı karşıya olmak tarım emekçisi çocukların yaşadığı sorunlardan sadece bazıları. En zor şartlar altında çalışan bu çocukların çoğunluğu 15 yaşından küçük ve ILO sözleşmelerine göre çalışma çağında değiller, söz konusu işlerde çalıştırılmaları tehlikeli.
Kardeşlerim eğitim olanaklarından yoksun olan, oyun çağında işçilik yapan bu çocuklar bizzat bizim sınıfımızın çocuklarıdır. Sadece kırsalda değil, sanayi kentlerinde, kapitalizmin her yönüyle gelişkin olduğu metropollerde de biz işçiler ve çocuklarımız mahrumiyet içerisindeyiz. Resimdeki kâğıt toplayan iki çocuk gibi milyonlarca çocuk kentlerin her yerinde farklı işkollarında üç kuruşa çalıştırılıyor, sömürülüyor. Savaş ve göç mağduru çocuklara reva görülenlerse daha da kötü. Oysa anayasaya bakıldığında bu çocukların çalışması yasaktır. Anayasanın 50. maddesi; “kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar, çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar” demektedir. Sadece Türkiye’deki kanunlar değil uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere her ulusun kanunlarında çocuk hakları güvence altına alınmıştır. Sorsan sayarlar tek tek; okuma hakkı, oyun oynama hakkı, düşüncesini özgürce söyleme hakkı… Oysa biz yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden biliyoruz ki bu köhnemiş sömürü sistemi hiç de kendisini tanıttığı gibi değil. Yaşananlar kanunlarda yazılanlar gibi değil. Baştan sona riyakâr ve yalancıdır egemenler. Yoksa şu gerçeği neyle açıklarız? Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2017 raporuna göre bugün dünyada 64 milyonu kız ve 88 milyonu erkek olmak üzere 152 milyon çocuk işçi bulunmaktadır. Bu çocukların 73 milyonu tehlikeli işlerde çalışmaktadır. Bu çocuklar, yeterli eğitimden, sağlık hizmetlerinden ve temel özgürlüklerden yoksun biçimde çalışmaktadır. Kardeşlerim bu dünyada göç, savaş, gelir adaletsizliği, işsizlik, patronların ucuz çocuk işgücü talebi yani KAPİTALİZM var oldukça sömürü çarkları arasında yavrularımız hiç eksik olmayacak. “20 Kasım Çocuk Hakları” gibi günler de ancak laf ola torba dola misali anlamsız günlere dönüşecek. Gelin birlik olalım, güzel günler için örgütlenelim. Yaşasın sınıf dayanışmamız.
Dumansız Ateş Yakmak Serbest!
- “Bu İşe Siyaset Karıştırmayın” Diyenlerin Siyaseti
- 24 Ocak Kararlarından Orta Vadeli Programa Saldırılar Sürüyor
- Kartalkaya Yangını: Denetimsizlik ve Kâr Hırsı Yine Can Aldı
- Çözüm Sınıfını Bilip Birlik Olmakta!
- Polonez İşçileri Fabrika Önünde Kazanımlarını Kutladı
- Perfetti Van Melle’de Direniş Kazanımla Sonuçlandı
- Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- KESK TÜİK’in Sahte Enflasyon Rakamlarını Protesto Etti
- Harb-İş Eskişehir Şubesinden TİS Eylemi
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...