Buradasınız
Çocuklarımızı Ölüme Gönderenlere Geçit Vermeyelim!
Çayırova’dan bir metal işçisi
Her tarafta savaş tamtamlarının çaldığı bir süreçten geçiyoruz. Ben de bu süreci bir taraftan üzüntü, bir taraftan korku ve endişe ile takip ediyorum. Üzülüyorum çünkü işçi sınıfının, emekçilerin çocukları birer ikişer bu haksız savaşta katlediliyor. Korkuyorum çünkü ben de 2 ay sonra askere gidecek olan bir işçiyim. Bu savaştan hiçbir çıkarımız yok.
Ben doğdum doğalı, bu sistemin ezdikçe ezdiği işçi çocuklarından biriyim. Yoksul bir ailenin yoksul çocuğu olarak dünyaya geldim. Zar zor eğitimsiz, sağlıksız koşullarda ite kaka büyütüldüm diyebilirim. Şimdi büyüdüm ve askerlik yaşına geldim. Bana diyorlar ki “vatan için savaş ve gerekirse şehit ol.” Haliyle ben de düşünüyorum. Kimin için savaşıp kimin için “şehit” olacağım? Benim ailem yoklukla beni bu günlere getirdi. Daha çocuk sayılacak yaşta 10-12 saat boyunca atölyelerde, fabrikalarda çalışarak bugünlere geldim. Şimdi saraylarda yaşayıp çocuğunu askere göndermeyenler için gidip savaşmamı, hatta gerekirse ölmemi istiyorlar. Birileri zenginliğine zenginlik katsın, çocuklarına lüks bir hayat bıraksın diye benim anam ağlasın öyle mi? Yok öyle yağma. Ben ve benim gibi işçi çocukları bir hiç uğruna ölecekse ben yokum arkadaş. Eğer ben sağ olmayacaksam, benim annem ve babam ağlayacaksa bir “şehit” annesinin dediği gibi “bu vatan da sağ olmasın.” Ben olmayacaksam bu vatan patronların, bakanların, milletvekillerinin çocuklarına da sağ olmasın. Benim ve benim gibi işçilerin bu savaştan hiçbir çıkarı yok. Bu savaşta çıkarı olanların hiçbirinin de oğlu askere gitmiyor.
Neden hep biz ölüyoruz? Kim için, ne için, bizim bu savaştan bir çıkarımız var mı? Bu soruları herkes kendine sormalı, patronların ve AKP hükümetinin savaş çığırtkanlığına karşı barış talebini dillendirmeliyiz. Tüm işçi ve emekçi ailelerine tek sözüm şu; barış çığlığına hep beraber güç katalım. Gencecik çocuklarımızı ölüme gönderenlere geçit vermeyelim.
Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği!
Kıyıya Vuran Çocuklar
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...