Buradasınız
Çök-Kapan-Tutun ve Beklenen Deprem Gerçeği
İstanbul’dan bir işçi

23 Kasım gecesi merkez üssü Düzce/Gölyaka olan 6 şiddetinde bir deprem meydana geldi. İstanbul ve Ankara dâhil civar illerde de hissedilen depremde 2 kişi öldü, 80 kişi yaralandı, 300’den fazla binada hasar oluştu. Düzce depremi, bundan 23 yıl önce gerçekleşen depremlerin yarattığı yıkımı bilen ve Marmara’da büyük bir deprem bekleyen herkesi tedirgin etti. 12 Kasım 1999’da yine Düzce’de bir deprem meydana gelmiş, 800’den fazla kişi hayatını kaybederken yaklaşık 5 bin kişi de yaralanmıştı. Düzce depreminden sadece üç ay önce ise Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşanmış ve 17 Ağustos gecesi meydana gelen Gölcük depreminde resmi rakamlara göre 18 binden fazla kişi hayatını kaybetmişti.
Hiç kuşku yok ki bu depremin merkez üssü Düzce değil de İstanbul olsaydı çok daha büyük bir yıkıma yol açacaktı. 23 yıldır uzmanlar deprem uyarıları yapıyor, gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söylüyorlar. Peki, 20 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidar ne yaptı, ne yapıyor?
2002’den bu yana 75 milyar liralık deprem vergisi toplandı ama nereye harcandığı belli değil. Yüzlerce toplanma alanı imara açıldı. Hasarlı ve dayanıksız binaların yıkılması ve yerine depreme dayanıklı binaların yapılması amacıyla gündeme gelen kentsel dönüşüm iktidarın ve sermayenin rant sevdasına kurban edildi. Afet riski sıralamasında 9. sırada olan Tozkoparan’daki binaların mahallelinin itirazlarına rağmen polis ablukası eşliğinde, zorla yıkılması başka neyle açıklanabilir? Beklenen Marmara depremine gerçek anlamda hiçbir hazırlık yapmayan siyasi iktidar, kâğıt üzerinde pek çok önlem almakla övünüyor. Hâl böyle olunca kimi zaman trajikomik durumlar ortaya çıkıyor. 12 Kasımda güya ülkece yaptığımız “çök-kapan-tutun” deprem tatbikatı bunlardan biriydi. Depreme yönelik hiçbir ön hazırlık ve bilgilendirme yokken, toplanma alanları AVM’lere dönüştürülmüşken, başta İstanbul olmak üzere tüm ülke ranta teslim edilmişken biz neyin tatbikatını yapıyoruz? Daha da vahimi sadece duyurusu yapılarak, gerisi de halka havale edilerek tatbikat mı yapılır?
Düzce/Gölyaka depreminde hasar alan tek kamu binası Düzce adliyesi oldu. 99’daki depremlerde hasar alan adliye binasının yerine 2008’de inşa edilen yeni adliye binası sadece 14 yıllık. Binanın inşaatını yapan firma ise bugüne kadar iktidardan çok sayıda ihale almış. İstanbul, Ankara, Antep, Trabzon gibi çeşitli illerde öğrenci yurdundan hastaneye, adliye binasından cezaevine pek çok kamu binasının yapımını üstlenmiş. Varın gerisini siz düşünün! Şimdi “çök-kapan-tutun” tatbikatını ve Düzce adliye binasının depremden sonraki halini birlikte gözünüzün önüne getirin. Ne görüyorsunuz?
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...