Buradasınız
Darbeci Generaller ve 12 Eylül’ün Tüm Sorumluları Sanık Sandalyesine!
4 Nisanda 12 Eylül faşizminin sorumlularından Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya Ankara’da yargılanmaya başlanacak. 32 yıl sonra, sermayenin bu iki faşist generali görüntüde de olsa sanık sandalyesine oturacak. Fakat 12 Eylül’ün diğer sorumluları hâlâ sanık sandalyesine oturtulmuş değiller.
Ancak unutulmamalı ki, faşizmin baş sorumlusu tekelci sermayedir! Tekelci sermaye düzeninden hesap soracak olan işçi sınıfıdır!
İşçi sınıfı, kendine uygulanan zulmü, kıyımı ve hak gasplarını asla unutmamalıdır
12 Eylül 1980 sabahı faşist General Kenan Evren, “kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak” üzere yönetime el koyduklarını açıklıyordu.
Faşist askeri darbeyle birlikte demokrasi değil, ama işçilerin katmerli bir şekilde sömürülmesi sağlam bir temele oturtulmuştur.
12 Eylül öncesinde patronların karşısına dikilen güçlü bir işçi hareketi vardı.
İşçiler, sendikalarda, demokratik kitle örgütlerinde ve sosyalist partilerde örgütlüydüler.
İşçiler, patronların dayatmalarına boyun eğmiyor, birleşerek ve üretimden gelen güçlerini kullanarak karşı koyuyorlardı. Patronlar karşısında işçilerin başı dikti; örgütlülükten gelen haklı bir gurur vardı.
Geniş emekçi yığınlar toplumsal değişim istiyordu; sömürüsüz bir dünya özlemi için mücadele veriliyordu.
Patronlar sınıfı ise, kapitalist sömürü düzenini sağlamlaştırmak; toplumsal değişimi durdurmak, başı dik işçilerin örgütlülüğünü ve gururunu kırmak istiyorlardı.
İşte 12 Eylül darbesi bu amaçla yapıldı.
Önce kanlı tezgâhlar sahneye kondu ve darbeye zemin hazırlandı. Faşist güçler işçilerin üzerine salındı. Maraş ve çorum’da Aleviler katliamdan geçirildi, mezhep kavgası kızıştırılmak istendi.
Sonra eli kanlı generaller öncülüğünde sermaye düzeni, tanklarını emekçi halkın üzerine sürdü. Kurulan faşist düzen toplum üzerinde terör estirmeye başladı.
Yüz binlerce insan gözaltına alındı; on binlerce insan işkencelerden geçirildi; binlerce devrimci, öncü işçi ve sendikacı cezaevine atıldı; binlerce insan yurt dışına çıkmak zorunda kaldı; onlarca devrimci fidan idam sehpalarında katledildi.
Faşist rejim adeta işçilerden ve sosyalistlerden tekelci sermayenin intikamını alıyordu: Sendikaların, sosyalist örgütlerin, demokratik kitle kurumlarının kapısına kilit vuruldu.
Patronlar; örgütlü bir toplum, itiraz eden, hakkını arayan, toplumsal değişim arzulayan insanlar istemiyorlardı. Sömürü çarkları sorunsuz dönsün istiyorlardı.
TİSK Başkanı Halit Narin “artık gülme sırası bizde” diye sevinç çığlıkları atıyordu.
Vehbi Koç, faşist Kenan Evren’e mektuplar yazıyor, işçilere haddini bildirdikleri için teşekkür ediyordu.
12 Eylül faşist darbesiyle tepeden tırnağa baskıcı bir rejim kuruldu. Anayasa ve yasalar toplumu hareketsiz bırakacak şekilde hazırlandı. Demokratik hak ve özgürlükler ortadan kaldırıldı.
Kurulan faşist rejim, sermayenin ihtiyacı temelinde 24 Ocak Kararlarını hayata geçirdi.
İşçi sınıfının ekonomik ve sosyal kazanımlarına büyük bir darbe vuruldu. örgütlü güçlerini kaybeden işçi sınıfı, patronların saldırılarına dur diyemedi.
En basitinden; bugün sendikasızlaştırma alıp başını gitmişse, taşeronluk sistemi oturtulmuşsa, güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşulları hâkim kılınmışsa, iş kazaları ve ölümler sıçramalı bir şekilde artmışsa, iş saatleri uzatılmış ve işçi sınıfının alım gücü gerilemişse bütün bunlar için yolu düzleyen 12 Eylül faşizmidir
12 Eylül faşizminin gerçek sorumlusu ise başta TüSİAD olmak üzere kapitalist düzendir. Dolayısıyla sermayenin iki cellâdının sanık sandalyesine oturtulması yetmez
Bu yargılamanın gerçek anlamda bir yargılamaya dönüşmesi için;
- 12 Eylül faşizmini iş başına getiren TüSİAD gibi patron örgütleri; darbeyi örgütleyen generaller ve ordu yetkilileri; rejimin uygulayıcıları ve işkencecileri hesap vermelidir!
- 12 Eylül Anayasası toptan çöpe atılmalıdır!
- İşçi sınıfının örgütlülüğünün önündeki tüm yasaklara son verilmelidir!
- Demokratik hak ve özgürlüklerin önündeki tüm sınırlar kaldırılmalıdır!
Şu çok iyi bilinmelidir ki, takipçisi olunmadığı ve örgütlü bir şekilde basınç bindirilmediği müddetçe, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanması görüntüden öteye gitmeyecektir. AKP’nin gerçek anlamda darbecilerle hesaplaşma gibi bir derdi yoktur! AKP’nin ve düzen cephesinin, sermayenin bu iki faşist generalinin uydurma yargılanmasını, topluma, 12 Eylül ile hesaplaşma olarak sunmasına asla göz yumulmamalıdır!
İşçi sınıfı kendisine yapılanları asla unutmamalıdır, unutmayacak da
Halit Narinleri unutmayacağız: Son gülen iyi güler
Koçları unutmayacağız
Darbeci cellâtları unutmayacağız
İşkencecileri unutmayacağız!
İşçi sınıfı, 12 Eylül faşizminden ve sermaye düzeninden eninde sonunda hesap soracaktır!
Dayanışma
Daha Ne Kadar Canımız Yanacak?
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Asgari Ücret Dört Kişilik Ailenin İhtiyaçlarına Göre Hesaplansın!
- Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim!
- Sömürüye, Baskı ve Zorbalığa Karşı Gücümüzü Birleştirelim!
Son Eklenenler
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...