Buradasınız
Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Esenyurt’tan bir üniversite emekçisi

Ahmet abi yorulmuştu. Az dinlenmesinin iyi olacağını, iki çay içebileceğimizi söyledim. “Olur” dedi. Beni gördüğünde yüzünde hep bir tebessüm olurdu. Konuşmasak da birbirimizi dostane duygularla karşılardık.
Oturdu. “Nasılsın abi?” dedim. “Şükür” dedi. Eskiden iki ya da üç kişinin baktığı yere artık bir kişinin baktığını, iş yoğunluğundan neredeyse hiç boş vaktinin kalmadığını söylüyordu ben çayını doldururken. Gençti Ahmet abi, yaşama enerjisinin verdiği bir dinçlik vardı vücudunda. Yine de onu ilk gördüğümden beri çalışma koşullarının dinçliğine vurduğu darbeleri görebiliyordum. Hepimiz aynı darbeleri yiyorduk. Son birkaç senedir daha boğucu bir tempoda çalışmak zorunda kalmıştık.
Çayımızı yudumlarken Ahmet abiye “Çocuklar nasıllar abi?” dedim. “İyiler” dedi gülümseyerek. Son dönemde gittikçe zorlaşan hayatlarımızı düşündüm. “Buradan aldığın maaşla yetirebiliyor musunuz?” sorusuna “yok” diye cevap verdi durgun bir sesle. Evine yakın bir yerdeki villalara bahçe bakımına gittiğini söyledi. Haftanın bazı günleri işten sonra gidip günün son demlerini orada tüketmek zorundaydı.
Kendi hayatımızdan, çektiğimiz sıkıntılardan konuştuk. Daha sonra çalıştığımız kurumun sahibinin zenginliğini, sefahatini konuştuk. Ahmet abinin çalışmaya gittiği villa sahibinin zenginliğini ve daha nicesini… “Bizim emeğimiz olmasa nasıl böyle zengin olabilirler?” diye sordum. “Nasıl olsunlar, olamazlar!” dedi Ahmet abi.
Çayımız bitmiş, iş çıkış saati yaklaşmıştı. Ahmet abi telaşla, “ben gideyim artık, teşekkür ederim” dedi. Kalan işine koyulacaktı. Ben de aynı şekilde... Mesai bittiğinde her günkü gibi servisin yolunu tuttum. Neden sonra güzel bir ses geldi kulağıma. Davul sesiydi bu. Bir yerlerde düğün olmalıydı, hafızama kendi bildiğim, gördüğüm düğünler doluştu. Merakıma yenik düştüm ve sesin geldiği yere doğru gittim. Çok fazla yaklaşabildiğim söylenemez. Kalın duvarlar ve duvarların iç tarafına içerisi net görünmesin diye dikilmiş ağaçlarla, süslemelerle bezeli bir villaydı sesin geldiği yer. “… Konağı” yazıyordu kocaman harflerle. Bir burjuva ismiydi belli ki. İçerideki eğlence, dans, halay hiç benim bildiklerime benzemiyordu. Az önce Ahmet abiyle konuştuğumuz zenginlik, bizim emeğimizden, bizim ellerimizden olan nimetler burjuvaların sefası için sunulmuştu belli ki.
“Davulun sesi uzaktan hoş gelir” derler. Dışarıdan ilk bakışta görülenle gerçekliğin arasında büyük tezatlıklar olabileceğini anlatır bu söz. Bir kez daha tüm benliğimle anladım ki milyonlarca insana hayatı dar eden kapitalistler bu sistemi ne kadar hoş göstermeye çalışırlarsa çalışsınlar gerçeklik gün gibi ortada duruyor. Gecemizi gündüzümüze katarak çalışan emekçiler olarak bir avuç asalağı sırtımızdan atmaktan başka çaremiz yok!
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...