Buradasınız
Davutpaşa Katliamı Davası: Ailelerin Adalet Arayışı Devam Ediyor

31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Davutpaşa katliamı davası Bakırköy 6. Ceza Mahkemesinde yeniden görülmeye başlandı ve ilk duruşma 1 Kasımda yapıldı.
Davutpaşa katliamında yakınlarını kaybeden acılı aileler neredeyse 15 yıldır adalet arıyor. Patlamadan üç ay sonra hazırlanan bilirkişi raporunda dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri kusurlu bulunmuş ancak devlet onlar hakkında kovuşturma yapılmasına izni vermemişti. Bu duruma itiraz eden ailelerin ısrarlı çabaları sonucu Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Atakan Tanış davaya dâhil edilmişti. Ne var ki 7 yılın ardından Temmuz 2014’te Murat Aydın ve Atakan Tanış beraat ederken yargılanan diğer belediye görevlileri çok az cezalar aldılar. Zeytinburnu Zabıta Müdürü Feruz Kutsal ile Ruhsat ve Denetim Müdürü Rüstem Tekin’e taksirle öldürme suçundan 9’ar yıl hapis cezası verildi, ceza iyi hal gerekçesiyle 7 yıl 6 aya indirildi. Dönemin İmar ve Şehircilik Müdürleri Şevket Yıldırım ve Servet Kına’ya ise 5’er yıl hapis cezası verildi. Bina sahipleri Resul Koçyiğit ve Remzi Koçyiğit kardeşlere verilen 6’şar yıl hapis cezası 5’er yıla indirildi. İmar ve Şehircilik Müdürü Hatice Küçükakyüz’e verilen 3 yıl hapis cezası iyi hal gerekçesiyle 2 yıl 6 ay’a düşürüldü.
Karara itiraz eden aileler davayı temyize götürdüler. Ancak Yargıtay beraat kararlarını onarken belediye görevlilerine verilen hapis cezalarının düşürülmesi kararı verdi. Yargıtay kararının ardından aileler yaşam hakkı ihlali nedeniyle Şubat 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular. Anayasa Mahkemesi Mart 2022’de aileleri haklı bularak yaşam hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılması için kararın Bakırköy 6. Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
1 Kasımda duruşmanın ardından katliamda hayatını kaybeden işçilerin aileleri ve avukatlar adliye önünde basın açıklaması yaptılar. Açıklamada konuşan Avukat Özlem Özkan 15 yıldır yürüttükleri mücadele sonrası Anayasa Mahkemesinin yeniden yargılama başlattığı için bir taraftan iyi olduklarını ama davanın bunca senedir sorumluların etkin ceza almasıyla sonuçlanmadığını vurguladı. Özkan yargılamaların tekrar yapılacağı davadan asıl beklentilerini şu sözlerle belirtti: “Yeniden yargılama demek aslında bizce bütün sorumluların tekrar sanık sandalyesine oturtulması demek.”
Patlamada eşi Gülhan Çabuk’u kaybeden İdris Çabuk yaptığı konuşmada iş cinayetleri davalarındaki cezasızlık tavrının daha sonraki pek çok katliamın sebebi olduğuna değindi. Çabuk şunları söyledi: “Davutpaşa davasında adil ve caydırıcı cezalar verilmiş olsaydı 2008 yılından itibaren iş cinayetlerinde azalma olurdu. Son örneği Bartın, ondan önce Soma oldu ama bunlardan ders alınmadı.” Çabuk konuşmasında gerçek sorumluların korunduğunu vurguladı. Patlamada eşi Hüseyin Tayranoğlu’nu kaybeden Fadime Tayranoğlu ise bir daha iş cinayetleri olmasın diye 15 yıldır mücadele yürüttüklerini söyledi.
İSİG Meclisi 3 Kasım 2021’de yayımladığı bir raporda AKP’nin iktidarda olduğu 19 yıl içinde iş cinayetlerinde en az 28 bin 380 işçinin hayatını kaybettiğini belirtmişti. 2022’nin ilk 9 ayında ise en az 1359 işçi hayatını kaybetti. İş güvenliği önlemlerinin alınmaması, denetimsizlik, keyfilik, patronların ödül gibi cezalar alması ve denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin yargılanmaması iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Bu durumun son acı örneği Amasra’daki madenci katliamı olmuştur. İş kazalarını ve iş cinayetlerini önlemenin yolu işçilerin işyerlerinde kendi örgütleri aracılığıyla söz ve yetki hakkına sahip olmaları, suçu ve sorumluluğu olan herkesin ibretlik cezalar almasıdır. Bunu sağlayacak tek güç ise işçilerin örgütlü gücüdür.
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...