Buradasınız
Deri Sektöründe TİS İçin Mücadeleye!
Tuzla’dan bir grup deri işçisi
Deri sektöründe yeni bir sözleşme dönemine girdik. Kriz yüzünden birçok hakkımızın gasp edildiği bu dönemde, biz deri işçilerinin lehine bir sözleşme yapabilmek önemli. Ama baştan söylemek gerekiyor ki, biz işçiler taleplerimizin karşılanması için gerekeni yapmazsak mevcut durumdan daha kötüye gitmek işten bile değil.
Bugün, yaptığımız sözleşmelerin “çok iyi” olduğuyla övünüyoruz. Bunu da diğer sendikaların yaptığı iş sözleşmelerini baz alarak yapıyoruz. Doğrudur, bazılarından daha iyi şartlar içeren sözleşmeler yapabiliyoruz, ama bu ölümü görüp sıtmaya razı olmak değil midir? Ağır iş koşullarında çalıştığımız halde aldığımız ücret hangi birimize yetiyor? Ay sonunu getirebilmek için günlerce fazla mesaiye kalmıyor muyuz?
Patronların biz işçilere haklarımızı kendiliğinden verdiği görülmüş şey değildir. Boşuna dememişler “hak verilmez alınır” diye. Bugün “çok iyi” diye övündüğümüz sözleşmeler bile yakın ya da uzak geçmişte deri işçilerinin verdiği mücadelenin ürünüdür. Hazıra dağ dayanmaz işçi kardeşler. Bu mücadele deneyimlerinden dersler çıkarıp ona göre hareket etmeliyiz. Yoksa önümüzdeki yıllarda övünebileceğimiz bir sözleşmemiz dahi olmayacak.
Peki, neydi geçmişte daha iyi hakların elde edilmesini sağlayan şey? O dönemi yaşamış işçi ağabeylerimizin çok iyi bildiği gibi işçiler birlikte hareket eder, ortak tutum alırlardı. İşçi bilincine sahip olmanın doğal sonucuydu bu. İşçiler yapılan haksızlıklara karşı birlikte mücadele ediyorlardı. Oysa bugün bundan oldukça uzaktayız. Fabrikalarda memleket ayrımı üzerinden işçiler bölünüyor. Bu çok büyük bir tehlikedir. Patronların en sinsi oyunlarından biridir. Biz Erzincanlı, Çorumlu, Doğulu, Karadenizli kavgasıyla meşgulken, patronlar parsayı topluyorlar. Patronların bu sinsi oyununa gelmeyelim!
Bir başka tehlike ise yaşlı işçi-genç işçi ayrımında yatmaktadır. Deneyimli yaşlı işçiler genç işçilere güvenmemekte, yeni işçiler ise eskileri mücadele etmemekle suçlamaktalar. Oysaki yaşlı deri işçileri gençlere deneyimlerini aktarmalı ve ortaklaşa bir mücadelenin kanalları açılmalıdır. Yaşlıların deneyimi gençlerin gözüpekliğiyle birleştiğinde hepimiz için olumlu sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Birlikte hareket etmediğimiz sürece yapacağımız sözleşmeler ihtiyaçlarımızı karşılamaktan uzak olacaktır. Taleplerimizi örgütlü bir şekilde dillendirmeliyiz. Bu yüzden sadece ekonomik maddelere değil örgütlenmeyle ilgili maddelere de önem vermeliyiz. Örneğin, teknisyenlerin kapsam dışı tutulması bizlerin örgütlülüğünü baltalayan bir durumdur. Buna karşı çıkmalıyız.
Birçok işçi arkadaşımızın mevcut sözleşmeye razı olduğunu biliyoruz. “Ne verirlerse kabul edelim” diyen arkadaşlarımız da var. Böyle düşünülmesinin birçok sebebi olmakla birlikte kriz döneminde patronların yaydığı yanlış düşünceler en büyük paya sahip. Kriz yüzünden kârların azaldığı gerekçesiyle “ya işten çıkartacağım ya da sosyal haklarınızı keseceğim” türünden tehditler bilinçleri bulandırıyor. İşsizlik korkusu örgütsüzlükle birleştiğinde bizim haklarımız tırpanlanıyor, patronların kârları ise katlanıyor. Kriz var diye biz bir şey talep etmiyoruz, ama patronlar 2010 yılında deri ihracatında rekor kırdılar. Bunun sebebi kriz bahanesiyle biz işçilerin daha fazla sömürülmesidir. Zarar ettik diye işçileri işten atan patronlardan daha iyi bir ücret talep etmeliyiz. Onların verdiklerini yeterli görmemeliyiz.
İşçi kardeşler, hepimiz sabahtan akşama kadar yoğun kimyasal maddeler içinde çalışıyoruz. Ömrümüzü tüketiyoruz desek yeridir. Döktüğümüz alınterinin karşılığını almak en doğal hakkımızdır. İnsani koşullarda çalışmak ve insanca yaşayabilecek bir ücret almak hakkımızdır. Ama bunların olması için bizim kararlı bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. İşyerlerinde taban örgütlülüğünü güçlendirmemiz olmazsa olmaz şartlardan biri. Sendikamıza sahip çıkmamız, onu denetlememiz, daha da ileriye çekmemiz gerekiyor. İşte o zaman övünebileceğimiz bir toplu iş sözleşmesine imza atabiliriz.
Torbadan Çıkanlar
BEDAŞ İşçileri Direnmeye Devam Ediyor
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
- Telefona Yansıyan Çaresizlik: Asıl Çözüm Nerede?
- Eğitimde Kemer Sıkılamaz
- İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
- Patronlar Gençliğimize Göz Dikmiş Durumda
- Sınıf Sendikacısı Olmak
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Özel Okul Patronlarının Yalanlarına Cevabımızdır
- Metal ve Petrokimya Fabrikalarında Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri
- Dağınıklığı Ancak Birleşik Mücadelemiz Aşabilir!
- Patronun Sözüne Güven Olur mu?
- Asgari Ücret, Emekli Maaşı ve Yalanlar
- Örgütlü Ol, Sendikana Sahip Çık
- Çamur At İzi Kalsın, Çalıştır İşten At Hakkı Kalsın!
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
Son Eklenenler
- Merhaba, ben Elazığ’dan Ankara’ya gelmiş genç bir işçi ve uidder.org takipçisiyim. Bir Elazığlı olarak Eti Krom AŞ işçilerinin mücadelesi karşısında duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
- Ekonomik yıkım, işsizlik, barınma sorunu, artan siyasi baskılar, din, dil, ırk, cins ayrımcılığı, savaşlar, göç sorunu, toplumsal ilişkilerin yozlaşması, iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar, yangınlar, seller… Dünyanın neresine gidersek gidelim...
- İşçi ve emekçi kardeşlerim, bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Daha birkaç gün öncesi çalıştığım fabrikada korkunç bir iş kazası oldu. Aynı bölümde çalıştığım bir arkadaşım ne yazık ki enjeksiyon kalıbının mapasının...
- Bu düzende tüm gerçekler baş aşağı edilip çarpıtılıyor, adeta gözümüze perde iniyor. Gerçekler bir sis perdesinin arkasına itiliyor, biz de olanı göremez hale geliyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı sorunlara karşı durabilmemiz ancak gözümüzdeki...
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.