Buradasınız
Torbadan Çıkanlar
Sarıgazi’den UİD-DER’li işçiler
UİD-DER’li işçiler olarak Sarıgazi’de sorunlarımızı ve çözümlerimizi konuşuyoruz. Tabii ki sadece konuşmakla kalmıyor, öğrendiklerimizi çevremize, çalıştığımız işyerlerine, bülten dağıttığımız fabrikalara ulaştırmak için de var gücümüzle çalışıyoruz. Tartışma konularımızdan biri de Torba Yasa’ydı. Hem hükümetin başımıza geçirmek istediği torbayı konuştuk, hem de Alemdağ’da bulunan bir elektronik fabrikasındaki işçi kardeşlerimizle sohbet ettik.
Torba yasa üzerine yaptığımız sohbet bizler açısından oldukça faydalı oldu. Sohbetimize katılan işçi kardeşlerimiz arasında bu yasanın detaylarını ilk kez öğrenenler vardı. Metal, temizlik, eğitim, matbaa, plastik, tekstil ve hizmet sektöründe çalışan arkadaşlarımızın, öğrenci kardeşlerimizin katıldığı bu sohbetten çıkardığı sonuçları sizlerle de paylaşmak istedik.
Süslü torbanın içinden kölelik çıktı
Sohbetimize başlamadan önce bir torbaya koyduğumuz yasa maddelerinin yazılı olduğu kâğıtlardan hepimiz birer tane çektik. Sonra da herkes çektiği maddeyi okudu ve bunun üzerinden sohbetimiz devam etti. Gerçi biz çok süslü bir torba bulamamıştık, ama biliyoruz ki patronların torbası süslü. O süslü torbanın içinde ise hak gaspları, gençlik için karanlık bir gelecek, artan işsizlik ve yoksulluk var. Eğitim işçisi bir arkadaşımız, “Bu tartışmayı unutmam mümkün değil. Yasaları internette okumuştum, ama doğrusu bu şekilde aklımda kalmamıştı. Bu tartışmanın bana çok faydası oldu” dedi.
Torba yasada geçen maddelerden biri de 29 yaşından küçük işçilerin işveren payına düşen sigorta priminin 2 ile 4 yıl arası işsizlik fonundan karşılanmasını öngörüyor. Metal işçisi bir arkadaşımız düşüncelerini şöyle özetledi: “Torba yasayı bu kadar detaylı bilmiyordum. Burada öğrendim, benim için çok iyi oldu. Şimdi şunu düşünüyorum. Bu yasanın geçmesinin ardından 29 yaşından büyük işçiler ne yapacak? Nasıl yaşayacak? İş bulabilecek miyiz? Bu kısmı beni çok ilgilendiriyor.”
Plastik işçisi bir arkadaşımız ise, “Bizim taleplerimiz arasında elektrik, doğalgaz, su borçlarımızın silinmesi var. Torba yasa, bunları silmek yerine patronların borçlarını siliyor. Bu yasanın kime hizmet ettiği çok net, ama bize bu yasayı sizin iyiliğiniz için çıkarıyoruz diyorlar. İşte bu yüzden bizimle dalga geçiliyormuş gibi hissediyorum kendimi” diye konuştu.
Yasada geçen bir başka madde kısmi süreli çalışmayla ilgili. İşsiz bir mühendis arkadaşımız da bu konuya dikkat çekti: “Örneğin günde 8 saat yerine 3 saat çalışacağız ve bunun karşılığında aldığımız ücret o kadar düşük olacak ki, hiçbir şeyimize yetmeyecek. Ama işsizlik istatistiklerine göre artık işsiz kategorisinde olmayacağız. Çünkü 3 saat bile olsa bir işyerinde çalışıyor görüneceğiz.”
İnşaat işçisi bir kardeşimiz de şunları söyledi: “Torba Yasa, ihtiyaç fazlası olarak görülen kamu işçilerinin başka birimlere gönderilmesinin yolunu açıyor. Burada bir taşla iki kuş vurma mantığı var. Çünkü yasaya göre işçisini başka yere gönderen kurum 5 yıl süreyle kadrolu işçi alamayacak. Böylece hem ‘çıkıntılık yapan’ işçi sürgüne gönderilecek hem de taşeronun önü açılacak.”
Gençliğin geleceğini karartıyorlar
Yasada yer alan maddeler karşısında şaşıran genç bir işçi kardeşimiz ise öfkesini şöyle dile getirdi: “Gittikçe karanlığa gidiyoruz. Önümüzü göremiyoruz. Gençliğin çoğunun gözü kapalı. Patronlar ‘biz de sizin gibi işçiyiz’ diyerek bizi kandırıyorlar. Benim zaten sigortam yok ve asgari ücretin altında ücret alıyorum. İş güvenliğim yok. Gençlere dönük çıkarılan yasalar benim gibi pek çok işçinin yaşadığı kuralsızlığı kural haline getirmiş olacak.”
Bir tarafta işsizlik, diğer tarafta kısmi süreli çalışma, evden çalışma, çağrı üzerine çalışma adı altında dayatılan esnek çalışma sayesinde artık emeklilik çok daha uzak. Sohbetimize katılan bir tekstil işçisi, emekliliğin kendisi için bir hayal haline geldiğini söyledi: “Eskiden emeklilik yaşımı hesaplar, acaba emekli olabilecek miyim diye düşünürdüm. Şimdi ise artık hayalini bile kuramayacağımız bir duruma geldik. Patronlar hak gaspı konusunda inanılmaz yaratıcılar.” Bir okulun kantininde çalışan işçi arkadaşımız, duydukları karşısında “Bunları öğrenmem çok iyi oldu. Torbadan çıkmadan torbanın ağzını kapatmamız lazım. Yoksa onlar bizi torbaya sokup ağzımızı kapatacaklar” diyerek, yapılması gerekeni de güzelce özetlemiş oldu.
Basın işçiliği yapan bir arkadaşımız, bölgesel asgari ücret uygulamasına dikkat çekti: “İstanbul dışında yaşayan tanıdıklarımdan bildiğim kadarıyla asgari ücret alan işçi sayısı çok az. Çoğunluk asgari ücretin altında alıyor. Bu yasanın ardından hedeflenen şeylerden biri de bölgesel asgari ücret uygulaması. Böylece zaten fiili olarak yapılan uygulama, patronların elini rahatlatmak için yasalaşmış olacak. Ayrıca epey zamandır patronların göz diktiği kıdem tazminatı hakkımız da sırada bekleyen hak gasplarından biri.”
Sohbetimize katılan genç bir öğrenci kardeşimiz ise, bu sorunlarla mücadele etmenin bilinçlenmekten geçtiğini hatırlattı: “Eski zamanlarda yaşayan kölelerin hiçbir hakkı yoktu. Şu anda tekrar kölelik düzenine geri dönüyormuşuz gibi hissediyorum. Ben Mehmetçik Lisesi’nde okuyorum. Tekel işçilerine destek olduğumuz için okuldan atılan arkadaşlarım oldu. Okuyorum ama bir iş bulacağıma dair umudum olduğu için değil. Arkadaşlarım derneklere gelmek istemiyorlar, çekiniyorlar. Oysa şimdiden bilinçlenmek için gelmek gerekiyor.”
Haklarımızı bilelim ki sahip çıkabilelim
Kaynak işçiliği yapan arkadaşımızın şu sözleri, hepimize öğrenmemiz gereken ne çok şey olduğunu hatırlattı: “İşyerinde arkadaşlara soruyorum. Herkes yasakları (tuvalet, sigara, telefon vb.) çok iyi biliyor. Ama yasal haklarımızı sorduğumda patronun uygulamaları yasal mı değil mi bilmiyorlar. Demek ki biz kendi çıkarlarımızı, haklarımızı bilmiyoruz. Bilmediğimiz için de sahip çıkarmıyoruz.”
Evet dostlar, patronlar kendi çıkarlarını çok iyi biliyor. Peki, biz yeterince biliyor muyuz? Sohbetimizin sonunda hepimizin ortaklaştığı asıl sorunumuz işçi sınıfının örgütsüzlüğüydü. Geleceğimizi karartmak istemiyorsak mücadele etmekten başka şansımız yok. Torba yasaya karşı sesimizi yükseltmezsek patronların saldırılarının arkası kesilmeyecek. Biz sustukça onlar elimizde kalan son kırıntıları almaktan geri durmayacak. Bugün Mısırlı ve Tunuslu işçi kardeşlerimiz yoksulluk ve işsizliğe karşı baş kaldırmış durumda. Onların mücadelesi işçilerin bir araya geldiğinde neleri başarabileceğinin çok güzel bir örneğidir. Bizler de önce kendimizden başlayarak sınıfımızın sorunlarını, mücadelesini bulunduğumuz her yere taşımalıyız. Bunu başarmanın yolu da örgütlenmekten geçiyor.
Deri Sektöründe TİS İçin Mücadeleye!
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
- Geçmişe ve Bugüne UİD-DER’le Bakmak
- 50. Yılında Geleneğimiz UİD-DER İle Sürüyor!
- “Şiirlerle Fotoğraflarla İşçi Sınıfının Tarihini Bizlere Aktaran UİD-DER’e Teşekkür Ederim”
Son Eklenenler
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...