Buradasınız
Düzen Partilerinden İşçiye Hayır Gelir mi?
Hadımköy’den bir işçi

Her seçim dönemi yaklaştığında, burjuvazinin temsilcileri propagandalarına hız verirler. Örgütsüz işçileri, emekçileri kendi peşlerine takabilmek için doksan takla atarlar. Burjuva politikacıları her seçim öncesi türlü vaatlerde bulunsalar da, bu vaatler seçim sonrası çabucak unutulur ve işçiler kendi dertleriyle baş başa kalırlar. Bu kısırdöngü tekrar eder durur. Çalıştığım işyerinde de sık sık bu konular ve bu hükümetin de daha önceki hükümetler gibi sermayeyi temsil ettiği üzerine sohbet ediyoruz. Kimi işçi arkadaşlarımız AKP hükümetini bir önceki hükümetlere göre daha olumlu buluyor ve desteklediklerini söylüyor.
Şüphesiz önceki hükümetlerin de desteklenecek bir tarafı yoktu, fakat AKP hükümeti en azılı işçi düşmanı hükümetlerden biridir. AKP’li politikacılar kendi ayrıcalıklarının yanı sıra patronların servetine servet katma gayreti içerisindedir. Haliyle işçileri daha yoğun bir şekilde sömürmenin hesabını yapmakta, yasal düzenlemeler geliştirmekte, baskı yasalarını daha da sertleştirmektedirler. AKP hükümetinin 2014 yılındaki icraatlarına baktığımızda bu gerçekler fazlasıyla ortaya çıkmaktadır. Son 12 yıla bir bütün olarak baktığımızda ise, biz işçilerin yaşamında ne gibi olumsuz değişiklikler olduğunu çok daha net görebiliriz. Her yıl ücretlerimiz hayat pahalılığı karşısında eridi, aşırı fazla mesailer olağanlaştı, güya işsizliğin kökünü kazıyacaklardı oysa katlanarak arttı, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması yüzünden 12 yılda 15 bine yakın işçi kardeşimiz yaşamlarının baharında patronların kâr hırsının kurbanı oldu.Emeklilik prim gün sayısı 7200’e, emeklilik yaşı 65’e çıkarıldı. Güya SSK’lı işçiler özel hastanelerde de ücretsiz tedavi göreceklerdi, oysa şimdi devlet hastanelerinde de muayene parası ve katkı payları arttırıldı, bazı hastalıkların tedavisi sigorta kapsamının dışına çıkarıldı. Hastanelerde kuyruklar son bulacaktı, fakat şu an hastaneye yolu düşen herkes bilir, bir haftadan önce randevu almak imkânsız hale gelmiştir. İnsanca bir ücret talep eden işçilerin karşısına direkt AKP hükümeti dikilmiştir; sendikalaşmak neredeyse imkânsız hale gelmiştir; milletvekilleri maaşları 20 bin liraya yaklaşırken, asgari ücret 869 lira (asari geçim indirimi hariç) gibi komik bir düzeyde seyretmektedir. Sırada ise kölelik bürolarının yasallaşmasının yanı sıra kıdem tazminatının gasp edilmesi vardır.
Dış politika alanında da AKP iyice gemi azıya almıştır. Güya komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıkılmış, ama emperyalist hevesler yüzünden sorun yaşanmayan komşu kalmamıştır. İşçilere gelince kaynak kıtlığından bahseden hükümet, sıra işadamlarına, silah tekellerine gelince oluk oluk para aktarmaktadır.
Yani özetlemek gerekirse, biz işçi ve emekçilerle uzaktan yakından alâkası olmayan, has sermaye partisi olan AKP hükümetinin biz işçilerin sorununu çözmesi ve bizi temsil etmesi mümkün değildir. Bizleri büyüyen Türkiye ekonomisiyle gurur duymaya davet eden AKP hükümeti ve onun destekçisi patronlar, biz işçilerle alay mı ediyorlar?
Hatırlanacağı gibi 301 Somalı maden işçisinin katledilmesine “kader” diyen AKP’nin cumhurbaşkanı, sıra Suudi kralın ölmesine gelince Türkiye’de yas ilan etmişti. Biz işçilerin maaşlarından kesilen vergilerimizi ayakkabı kutularında depolayan, gemicikler alan, 700 bin liralık saatlerle gezen bakanlar ve cumhurbaşkanı, pişkince hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar; ama sıra iyi bir ücret talep eden 15 bin metal işçisinin grevine gelince, bunu “milli güvenliği” tehdit edici buluyorlar.
Bu birkaç örnek bile gösteriyor ki, biz işçi ve emekçilerin sahip çıkması gereken, çürümüş ve kokuşmuş bir sistemin temsilcileri değil, işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir.
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...