Buradasınız
Düzen Partilerine Mahkûm Değiliz!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Seçimlere az bir zaman kaldı. Ortalık toz duman. İktidar kavgası kızışarak devam ediyor. 2015’teki genel seçimlere kadar kavganın sertleşerek devam edeceği açıktır. Bu kavganın bir tarafında AKP ve onun etrafındaki sermaye grupları, öte tarafında ise CHP, MHP, Gülen Cemaati ve onların etrafındaki sermaye gruplarının oluşturduğu muhalefet cephesi var.
Verilen kavganın amacı işçi ve emekçi halkı düzlüğe çıkartmak değildir. Bunların tamamı bu hırsız, uğursuz sömürü düzeninden yanadır. Bu düzen partilerinin hiçbirinden işçilere yarar gelmez. Bu sermaye partilerinin tümü de işçi-emekçi kitleleri kendi iktidar kavgalarına alet etmek istiyorlar.
Kardeşler!
Bu partiler toplumu dindar-dindar olmayan, laik-şeriatçı, Alevi-Sünni temelinde böldüler, kutuplaştırdılar. İnsanları kıyafetleri, inançları ve kültürel gelenekleri ekseninde karşı karşıya getirdiler. Halk kutuplaştıkça birbirinden uzaklaştı ve bu sömürücü partilerin esiri haline geldi.
Yıllar yılı CHP, kibirli generaller, yargı mensupları, gazeteciler, kısacası Kemalist cephe, dindar olanları aşağıladı ve hor gördü. Bu nedenle, özellikle köyden kente yeni göç etmiş daha dindar kesimlerde giderek bir öfke birikmeye başladı.
İşte AKP ve benzerleri, halkın bu öfkesini kendi çıkarları için kullandılar. AKP, başta başörtüsü sorunu olmak üzere halkın dini duygularını istismar etti. Kemalist cephenin halkı aşağılamasını kullandı, sürekli mağdur rolünü oynadı ve iktidarını bu siyaset üzerine oturttu. Her geçen gün toplum o denli bölündü ki, insanlar sorgulamadan AKP’nin ya da CHP’nin oluşturduğu cepheye destek verdiler, veriyorlar.
Ancak işçi-emekçi kitleler bölünüp karşı karşıya getirilirken, TÜSİAD, MÜSİAD ve TUSKON gibi sermaye gruplarında örgütlenmiş patronlar palazlandıkça palazlandılar. Çünkü AKP, işçilerin haklarına saldırırken sürekli patronların önünü açıyordu. AKP iktidara geldiğinde sadece 3 dolar milyarderi vardı, bu sayı 2013’te tam 57’ye çıktı. Türkiye ekonomisi dünyanın 17. ekonomisi seviyesine yükseldi. İşçiler ise düşük ücretlere, günde 12 saat çalışmaya ve iş kazalarında ölüp gitmeye mahkûm edildi.
İşçiler farklı kutuplara bölündükleri için birleşip AKP’nin ve patronların saldırılarına cevap veremediler. Yan yana çalışan işçiler, gözlerine çekilen bağı yırtıp atamadıkları için kazanan daima patronlar oldu.
Kardeşler!
Şimdi iktidar kavgasında yeni bir perde açılmış durumda. Daha önce AKP’nin yanında yer alan Gülen Cemaati ve onun sermaye grubu TUSKON, muhalefet cephesine geçti. İktidar kavgası sertleştikçe her türlü yöntem devreye sokuluyor. Karşı cephe, 17 Aralıkta AKP’nin yolsuzluk ve rüşvet bataklığını ifşa etti. Daha sonra ses kayıtlarını yayınlayarak saldırısını sürdürdü. AKP ise iktidarda kalmak, yolsuzluk ve rüşvet bataklığının üzerini örtmek için her türlü zorbalığa başvurmaktan çekinmiyor. Anti-demokratik yasalar çıkartıyor, medyayı ve tüm devlet gücünü kullanarak her türlü muhalefeti, insanların demokratik hak arayışlarını bastırmaya çalışıyor.
Özellikle AKP ve Erdoğan, toplumu daha da kutuplaştırarak ve karşı karşıya getirerek yolsuzluk ve rüşvetin üzerini kapatmak istemektedir. Nitekim tüm olup bitene rağmen, AKP’ye oy veren işçi-emekçi kesimler AKP’nin söylediklerini tekrar etmekte ve “komplo” kurulduğunu ifade etmekteler. CHP’ye oy veren işçi-emekçi kesimler ise tüm sorunların kaynağını AKP’de görüyorlar. Sanki AKP gidip de CHP geldiğinde, kapitalist sömürü düzeni akşamdan sabaha cennete dönüşecek!
Kardeşler!
Kutuplaştırma ve cepheleştirme tuzağına düşmeyelim. AKP boğazına kadar yolsuzluk ve rüşvet bataklığına gömülmüş durumdadır. İşçiler, neden tüm bu yapılanlara gözyumup bakan ve patron çocuklarının pisliklerini aklamak zorunda olsun? Yolsuzluk kapitalist düzenin bir parçasıdır. Bugün AKP gidip yerine CHP veya MHP geldiğinde de farklı olmayacak. Kardeşler, paraya tapılan bir düzende başka türlü olabilir mi? Olamaz, çünkü pislik, yolsuzluk, rüşvet, sömürü kapitalizmin doğasında var. O halde biz işçiler kapitalist sömürü düzenine ve onun devamı için siyaset yapan partilere kendimizi neden mahkûm kılalım?
Kardeşler!
Günde 12 saat çalışan, sefalet ücreti alan, işsizlikle boğuşan ve sefalet koşullarında yaşayan işçiler ile işçilerin ürettiklerine el koyarak sefahat içinde yüzen patronların çıkarı ortak olabilir mi? Biz işçiler hangi inançtan, dinden ve ulustan olursak olalım biriz, çıkarlarımız ortak. O halde bizi bölmelerine, şu ya da bu düzen partisinin peşine takmalarına izin vermeyelim.
Kardeşler!
Seçimler yaklaşıyor. Herkes birbirine kime oy vereceğini soruyor. Aslında işçiler arasında yapılan tartışmalar biraz ilerletildiğinde görülüyor ki, işçiler sömürü düzeninden bıkmış durumdalar. Ancak toplum alabildiğine kutuplaştırıldığı için alternatifsizlikten söz eden işçi-emekçiler, istemeden de olsa AKP, CHP ya da MHP’ye yönelebiliyorlar. Kardeşler, sizleri bu oyunu boşa çıkartmaya ve bu çıkışsızlığı aşmaya çağırıyoruz. Bu seçimlerde emek, demokrasi ve özgürlüklerden yana olan adayları destekleyelim. Halkların Demokratik Partisi (HDP), çok sayıda emek ve demokrasi örgütünün bir araya geldiği bir seçim bloku partisidir. HDP’ye oy vererek aynı zamanda ezilen Kürt halkının demokratik haklarını desteklemiş, Türk ve Kürt işçilerin birliğini güçlendirmiş oluruz. Sınıfımızı bölmeye çalışan burjuva partilerin bizi kutuplaştırma politikalarına karşı çıkalım! Sınıfımızın birliğini örmeye çalışalım!
İşçilerin Sordukları/22
Sevgi Nedir?
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...