Buradasınız
Egemenlerin Yalan Sözlüğü
Gebze’den bir kadın metal işçisi

Ekonomik krizin giderek derinleştiği ve beraberinde de biz işçi ve emekçilere hayatı çekilmez kılan pek çok sorunu da beraberinde getirdiği zorlu bir dönemin içindeyiz. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, üstüne bir de sinir katsayımızı yükselten olaylara sahne olan tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Yalanlar aleni bir şekilde gerçeklerin üzerini örtüyor. İşçi sınıfının haklarına saldırılar pervasızca yaygınlaşıyor. İşsizlik almış başını gidiyor… Yani kısacası her şey patronlar sınıfı ile yandaşlarının refah ve mutluluğu için.
Kendilerinin bile söylerken dillerinin sürçtüğü yalanlara inanmamızı istiyorlar. Büyük puntolarla ya da dev ekranlarda servis ettikleri yalanları bir o kadar da gülünç. Aslında patronların sözcüsü durumundaki iktidarın yalanları bir bakıma bizlere de beyin jimnastiği yaptırıyor. Yani onlar “SGK açık verdi” dediğinde bizim “SGK’nın içi boşaltıldı” olarak anlamamız gerekiyor. Yani onlar “herkese kıdem tazminatı alma hakkı” dediğinde bizim “tazminatların fona devredileceğini ve aslında bu fonların yağmalanacağını” anlamamız gerekiyor. Yani onlar “erken emeklilik isteyenler türedidir” dediğinde bizim “kazanılmış hakkımız olan emekliliğin elimizden alındığını” anlamamız gerekiyor. “Kader, fıtrat” denildiğinde, bizim “alenen iş cinayetlerini, ihmalleri” anlamamız gerekiyor. Mesela onlar “büyük, güçlü ülke” dediğinde bizim “daha da yoksullaşacağımızı, ağır bedeller ödeyeceğimizi” anlamamız gerekiyor. Onlar her “müjde” paketi açtığında biz başımıza “yeni çoraplar örüleceğini” anlamak durumundayız. Hâlihazırda onlar da her yalanlarına bir kılıf uydurmak durumundalar. Bundan dolayı da sürekli hata yapıyorlar ve ifşa olan yalanlarını başka bir yalanla kapatma yoluna girişiyorlar.
Peki, hiç düşündük mü? Nasıl oluyor da milyonların emeğinden nemalanıp bu kadar rahat, bu kadar pervasızca yalan söyleyebiliyorlar? Çünkü bugünkü koşullar açısından bakınca, işçi sınıfının yeterince örgütlü olamadığını görüyorlar. Bu onlara güç veriyor, yalanlarını rahatça söyleme fırsatı yaratıyor. Ama bu hep böyle gidecek değil. İşçiler birlik olarak, örgütlenerek onlara gereken cevabı verecektir. Bu sömürü düzeninde değişmez bir gerçek var ki, o da patronlar sınıfının en büyük korkusunun bir gün karşısında örgütlü bir işçi sınıfı görmek olduğu gerçeğidir. Kardeşler, patronlar ve onların sözcüsü iktidarın yalan kotası çoktan dolmadı mı artık?
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...
- Bugün size, belki de her gün karşılaştığımız ama çoğu zaman duyulmayan, görmezden gelinen bir gerçeği anlatmak istiyorum. İstanbul’da ya da herhangi bir şehirde üniversite öğrencisi olmak, giderek zorlaşıyor. Hele de bu ekonomik şartlarda…
- İbni Sina Üniversite Hastanesinde çalışan SES ve Dev Sağlık-İş üyesi işçiler, yetersiz yemek, su ve hijyen koşullarına karşı 16 Nisanda üç gün süren yemekhane boykotu yaptı. Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu İzmir’in ilçe belediyelerinde işçiler...
- Kardeşlerim, ben emekli bir işçiyim. Bu yıl da UİD-DER’le 1 Mayıs kortejinde yürüdüm. Bahtiyarım. Bir sene ayağım kırıldığından 1 Mayıs’a katılamamıştım. Yaşım itibariyle, onca mitinglere katıldım, başka kortejlerde yürüdüm, ama her defasında UİD-...
- Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu TPI Compozit fabrikalarında yaklaşık 2300 işçi, 13 Mayısta greve çıktı. Çoğunluğu Menemen’de, bir bölümü de Çiğli Sasalı’da çalışan işçiler, İzmir Serbest Bölgede (İZBAŞ) uygulanan grev yasağı nedeniyle, greve...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Bu mektubu yazmama bir grevci işçinin sorusu vesile oldu. TPI Composit grevinde bir işçi kardeşimiz, “Abi, sen deneyimli bir işçiye benziyorsun. Sence grevi nasıl sürdürmeliyiz?” diye sormuştu. Pek çok kez grev yaşamış, pek...
- UİD-DER’li işçiler, 19 Mayısta Portakal Plastik ve Porvil Çatı işçilerini grevlerinin 13. gününde ziyaret etti.
- Filistin halkıyla dayanışmayı ve emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi büyütmek üzere sayısız protesto ve işyeri eylemleri düzenleyen İngiltereli işçi ve emekçiler 27. kez ulusal gösteri gününde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından başkent...
- Felsefe yapmak, olgular, olaylar, süreçler, varlıklar üzerine düşünce üretmektir, neden ve sonuçlar üzerine düşünmektir, sormaktır, açıklama getirmektir. Ama sıradan insanlar, mesela örgütsüz işçiler gerçek manada düşünmeyi, düşünce üretmeyi...
- Dünyada ve Türkiye’de milyonlarca işçi demokratik ve ekonomik hak gasplarına, baskı ve yasaklara, yoksullaşmaya, emperyalist savaşa tepkisini ortaya koymak, taleplerini haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıktı. İstanbul Kadıköy’de kutlanan 1 Mayıs’...
- İzmir/Dikili’de çiçek üretimi yapılan Queen Tarım’da işçiler sendikal hakları için mücadele ediyor. DİSK/BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçileri 16 Mayısta İstanbul’da, Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli...
- Hikâye bu ya; zamanın birinde adamın biri varmış. Bu adam çevresindeki insanları hakir görür, küçümser, beğenmezmiş. Kendini hep onlardan farklı görür, güçlü olanlara hayranlık duyarmış. Gel zaman git zaman bu adam bir gün şeytanla arkadaşlık kurmuş...