Buradasınız
Emeğimizin Üstüne Bir de Para Ödüyoruz
Adana’dan bir grup üniversite öğrencisi

İçinde bulunduğumuz sistem itibariyle hepimiz emek sömürüsü ile karşı karşıyayız. Fakat bu sistem yalnızca emek sömürüsü ile sınırlı kalmıyor, açgözlü destekçilerine bu sömürüyü büyütecek kapılar açıyor. Sizlerle paylaşmak istediğimiz mesele de bunlardan yalnızca birisi olan, staj yapabilmek için para ödeme durumu.
Stajyerlik, kısaca iş hayatında yeni olan gençlerin, mesleki bilgi ve tecrübe edinmesi ve ülke çapında kalifiye insanlar yetiştirilmesi için düşünülmüş bir geçiş dönemi olarak tanımlanabilir. Böyle söylenince kulağa hoş geliyor, son derece olumlu gibi duruyor. Faydalı gibi duran bu dönem, sistemin çürümüşlüğü nedeniyle kapitalizmin çirkin yüzlerinden birini gösteriyor bizlere. İş hayatına attığımız ilk adım diyebileceğimiz stajyerlik, kölelik koşullarından hallice, belki de “kölelik koşulları bile daha iyi” diyebileceğimiz bir hal almış durumda.
İşçiler olarak hangi meslek grubundan olursak olalım bizlere ödenen ücret son derece düşük, stajyer ücretleri ise yok denecek kadar az. Zira çalıştığı yerden ücret alabilen çoğu stajyerin aldığı ücret, yemek ve yol masraflarına bile ucu ucuna yetmektedir. Uzun saatler kötü koşullarda çalışmak zorunda kalan stajyer öğrenciler yeterli düzeyde iş güvenliği olmaması sebebiyle iş kazası geçiriyor ve gencecik yaşlarda meslek hastalıklarına yakalanabiliyor. Üstelik bu durumun içler acısı bir başka kısmı da verdikleri üç kuruş paraya dahi göz dikmiş, hatta ve hatta “staj yapmak istiyorsan sen para ödemelisin” cüretkârlığı gösteren patronlardır. Patronları bu kadar cüretkâr yapan şey kurdukları düzenin ta kendisidir. Amacı yalnızca daha fazla para kazanmak olan ve insana zerre kadar değer vermeyen patronlar sınıfı “cüreti”, sunduğu şartlarda staj yapmayı kabul etmeyen bir genç yerine gelebilecek yüzlerce, binlerce gencin olmasından almaktadır. Bu durum özellikle mesleğe geçiş için stajın şart olduğu hukuk, sağlık, mühendislik gibi alanlarda görülmektedir. Staj olanağı sunan patronlar, gencin staj yapmadan mesleğe geçemeyeceğini bildiği için sanki stajyer kendisi için çalışmıyormuş gibi davranıyorlar. Sanki emeğini sömürüp üzerine parasını aldığı gence iyilik yapıyormuş, ona bir lütuf sunuyormuş gibi bir algı yaratıp stajyer işçilerin akıllarını bulandırıyorlar.
Mevcut durumda nasıl ki patronlar kendi aralarında bizleri sömürmek için yarışıyorsa, bir meslek sahibi olmak isteyen, bu dünyada “bir şey” olabilmeye çalışan gençler de adeta emeğinin sömürülmesi için yarışmak durumunda kalıyor. Öncesinde algılayamadığımız sistem bozuklukları, örneğin rekabet, bizlerin tertemiz yüreklerine sinsice işliyor. Bu sistem hiç durmadan emeğimizi sömürmenin yollarını ararken bizler de elbette durmayacağız. Bizler bütün mücadelemizi emeğimizin bizim olması için verirken, kapitalist sistem kullanabileceği her zerreyi kullanıp bizleri tüketmek için yeni yollar aramakta.
Hukuk ve sağlık alanında okuyan öğrenciler olarak yukarıda bahsettiğimiz çirkinlik ile yüz yüzeyiz. Fakat her türlü karanlığı aydınlığa dönüştürecek gücün örgütlü mücadelemizle mümkün olduğunu biliyoruz. Bu yüzden bizleri hor gören, ezen ve sömüren sistem karşısında örgütlenip bilinçlenmeye devam edeceğiz.
Şansımız, Örgütlülüğümüz!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...