Buradasınız
Emekçi Dayanışmasını Güçlendirelim!

Toplumu oluşturan bireylerin duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirine karşılıklı bağlanması ve birbirini kollaması olarak tanımlanır dayanışma sözcüğü. Yaşamını toplumsal olarak sürdüren insanın dayanışma ve birlik olma ihtiyacı, ekmek kadar, su kadar gereklidir. Fakat iktidar sahipleri, iktidarlarını ve ayrıcalıklarını sürdürmek için dayanışmanın güçlü olduğu bir toplum arzulamazlar. Sürekli toplumu ayrıştırıcı/dağıtıcı politikalar izler, bireyciliği ve bencilliği kışkırtırlar. Aynı çıkarlara sahip olan, aynı saflarda duran emekçiler yapay temelde ayrışıp kutuplaştığında toplumdaki dayanışma duygusu da zayıflar. Egemenler ise, ayrışıp birbirinden uzaklaşan emekçileri kolayca yönetip yönlendirirler. Nitekim Türkiye’deki tek adam rejiminin yıllardır toplumsallığa saldırıp dayanışmayı zayıflatmak istemesi sebepsiz değil. Yıllardır insanların dini inançlarını istismar ederek, kültürel farklılıkları ve milliyetçiliği kışkırtarak toplumsal dokuyu bozmaya çalışıyor. Ancak ürettiği onca kötülüğe rağmen, tek adam rejiminin toplumdaki dayanışma ruhunu ezemediğini 6 Şubat depremlerinden sonra bir kez daha gördük.
Maraş merkezli depreme uykuda yakalanan insanlar neye uğradıklarını şaşırmış, on binlercesi yıkılan binalar altında can vermiş, kendini dışarı atanlar ise yıkımın büyüklüğü karşısında dehşete kapılmıştı. “Devlet gelir bizi kurtarır” diye bekleyen acılı ve kederli halk, saatler geçtikçe hayal kırıklığına uğradı. Depremin 3’üncü gününde bile devlet kurumları birçok kente, ilçe ve köye, enkazlara ulaşamamıştı. Geçmişten beri bu topraklarda kutsal sayılan ve yüceltilen devlet, 10 ili vuran depremin olacağına dair onca rapora rağmen bir hazırlık yapmamıştı. “Milletimize hizmetkâr olmaya geldik” diyenler milleti enkaz altında bırakırken, Türkiye’nin dört bir tarafından emekçiler yardıma koştular. Onlarca kentten emekçiler, sosyalist örgütler, sendikalar, sivil toplum kurumları, muhalif partiler derhal deprem bölgelerine gittiler. Yardıma koşanlar, ellerinde gerekli ekipman bulunmamasına rağmen, imkânsızlıklar içinde tırnaklarıyla beton kazarak insanları kurtarmaya çalıştılar. Dışarda soğukta bekleyen insanlara battaniye uzattılar, çorba yapıp dağıttılar.
Daha ilk günden itibaren sosyalist işçi örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, muhalif partiler büyük bir dayanışma kampanyası başlattılar. İnsanlığın selameti için çalışan ve sosyalist bir işçi örgütü olan UİD-DER de onlardan biri. Üstelik sadece Türkiye’deki emekçiler değil, siyasi iktidarın düşmanlaştırdığı Yunanistan’dan Ermenistan’a onlarca ülkeden emekçiler dayanışma için seferber oldular; arama kurtarma çalışmaları için gönüllüler ve eğitimli ekipler görev aldılar. Fakat yurtdışından gelen kurtarma ekipleri, madenciler, bölgeye koşan gönüllüler ya havaalanlarında bekletildiler ya da bölgede engellendiler. AFAD’ın kurtarmaları şova dönüştürdüğünü, yandaş medyanın AFAD’ın olmadığı enkaz başındaki çalışmaları göstermediğini, “devlet nerede?” diye haykıranların sesini nasıl boğduğunu biliyoruz. Ve asla unutmayacağız!
Bir kampanya başlatıp emekçileri dayanışmaya çağıran UİD-DER, aynı zamanda diğer ülkelerdeki sendikalara ve sosyalist işçi örgütlerine de çağrı yaptı. Mersin temsilciliği üzerinden depremzedelerin acil ihtiyaçlarını tespit edip, karşılamak üzere harekete geçti. Elektriklerin kesik olması nedeniyle büyük önem arz eden yakıt ve jeneratör başta olmak üzere çadır, ısınma, hijyen gibi ihtiyaç maddelerini deprem bölgesine ulaştırdı. Depremzedelerin ihtiyaçları Hatay’daki UİD-DER koordinasyon çadırı üzerinden tespit edilip giderilirken, kurulan revirde görev alan doktorlar, hemşireler ve sağlık çalışanları emekçilere hizmet vermeye başladılar. Japonya’dan Fransa’ya, Filipinler’den Kanada’ya, İngiltere’den Almanya’ya birçok ülkeden sendika ve sosyalist işçi örgütü UİD-DER’in “Şimdi Birlik ve Dayanışma Zamanı” kampanyasını maddi ve manevi açıdan destekledi. Keza uluslararası sendikaların dayanışma kampanyası başlatması, işçi sınıfının uluslararası örgütlülüğünün ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.
Deprem karşısında büyük bir dağılma yaşayan siyasi iktidar, gelişen halk/emekçi dayanışma ağlarından hiç memnun değil. Emekçilerin daha fazla örgütlenmesini ve halkın devleti beklemeden toplumsal sorunları çözecek bir organizasyon kapasitesine ve bilincine ulaşmasını istemiyorlar. Çünkü halkın sivil örgütleri aracılığıyla kendi sorunlarını çözdüğü koşullarda, kimse devletten/iktidarlardan lütuf beklemez. Böyle olunca da egemenler toplumu istedikleri gibi yönlendirip yönetemezler. Korkmaları bundandır. Oysa deprem bir kez daha gösterdi ki, güçlü bir toplum oluşturabilmek için sivil örgütlenmelerin artması, sendikaların, sosyalist işçi örgütlerinin ve partilerinin çok daha fazla güçlenmesi gerekiyor! Öyleyse yeni felaketlerin kapıyı çalmasını beklemeden örgütlü gücümüzü ve dayanışmamızı büyümek için sorumluluk alalım!
Emekçilerin Kader Planı!
İktidarın Üniversite Korkusu!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...