Buradasınız
Emekçi Kadınlar: “Geçmişimizle Gurur Duyuyor, Ekim Devrimine Sahip Çıkıyoruz!”
Kocaeli/Gebze’den bir grup emekçi kadın

105. yıldönümünde Rusya işçi sınıfının sömürü ve zulme son vermek için önce çarlık rejimini sonra burjuva iktidarı devirdiği 1917 Ekim Devrimini bir etkinlikle andık. Pek çok sektörden işçilerle, gençlerle birlikte bu anma etkinliğinde yer almak bizi çok heyecanlandırdı. Anma etkinliğimizin ardından sohbetimizi, duygularımızı ve yaşadığımız gururu sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Öncelikle dünyanın tüm ezilenlerine, işçilerine, gençlerine, emekçi kadınlarına ışık tutan Ekim Devriminin 105. yılını coşkuyla selamlıyoruz. 1917’nin Şubat ayında emekçi kadınlar günü gösterisinin tarihin en büyük devrimine dönüşmesi bizlere gurur veriyor. Bir emekçi kadın arkadaşımızın dikkat çektiği gibi, “geçmişte örgütlü olmanın, birlik olmanın sonucunda işçilerin gerçekleştirdiği devrimin bugün bizlere taşınması gurur verici. Bugün geçmişimizi öğreniyor ve benimsiyoruz. Ve biliyoruz ki, örgütlenmek yetmez. Bilinçli örgütlenmek ekmek ve su gibi zorunlu bizler için. Devrimden önceki süreçte, kadınların eylemleri ‘emekçi kadınlar bir adım öne’ sözümüzün ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor.”
105 yıl geriye gidip büyük çelişkilerin köklü toplumsal değişimlere gebe olduğunu konuşuyoruz. Sohbet ilerlerken bir diğer emekçi kadın kardeşimiz; “sunumda İki Şehrin Hikâyesi romanından bir örnek veriliyor. Romanda ‘zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü; akıl çağıydı, akılsızlık çağıydı; inanç devriydi, inançsızlık devriydi; aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi; ümidin baharıydı, ümitsizliğin kışıydı; önümüzde her şey vardı, önümüzde hiçbir şey yoktu…’ diye anlatılıyor çelişkiler. Bugün de yoksulluk çukuru büyürken zenginler servetlerine servet katıyorlar. İşte çelişkinin büyümesi böyle bir şey” diyor. Çelişkilerin bizleri tarihsel bir eşiğe getirdiğini şu sözlerle belirtiyor diğer bir kadın: “Bugün yaşadığımız pek çok şeyle geçmiş arasında benzerlikler kurduğumu fark ediyorum. Teknolojinin, iletişimin bugünkü gibi olmadığı koşullarda, tüm zorluklara rağmen, Rusya’da işçiler birbirilerine kenetlenip devrim yapmışlar. Bugünkü zorlukları düşünüp sizleri dinledikçe, gerçekten de yeni Ekimlere hazırlandığımızı fark ediyorum. Bizler de örgütlenip devrime hazırlanıyoruz. Emekçi kadınların bu mücadeledeki rolü bize ışık tutuyor” diyor.
Bu büyük tarihsel deneyim, yıkılmaz denilen kapitalizmin alaşağı edilebileceğini, işçi sınıfının kendi iktidarını kurabileceğini gösteriyor bizlere. Bu deneyimin inancıyla bir kadın arkadaşımız şunları söylüyor: “Ekim Devrimiyle birlikte birlik ve mücadelenin en büyük örneğini öğrenmiş olduk. Zevkusefa içinde yaşayan patronlar, işçi sınıfının, üretenlerin hoşnutsuz olduklarını bildikleri halde, düzenlerinin değişmeyeceğini düşünüyorlardı. Beni de en çok işçi sınıfının kendisini göstererek düzeni değiştirmeyi başarması etkiledi. Ayağa kalkan işçiler kara kışı değiştirdiler. Bugün tüm zorlukları, engelleri bizim de aşabileceğimizi biliyorum artık.” Benzer duyguları taşıyan bir başka kadın arkadaşımız da “teknolojinin bugünkü gibi olmadığı, milyonlarca köylünün yaşadığı Rusya gibi bir ülkede, işçilerin birleşmesi, örgütlenmesi ve devrimi gerçekleştirmesi insanı çok etkiliyor. Toprak, ekmek ve özgürlük için Çarlığı deviriyor işçiler. Şimdi birbirimize ulaşacak tüm donanımlara sahibiz. İşçi sınıfının önderliği eşliğinde yine devrim yapabileceğimize inanıyorum” diyor.
“Bunun için işçi sınıfının mücadelesinden doğan ışığı örnek almalıyız. O günlerden örnek almamız gereken en önemli şeylerden biri de işçi sınıfının önderliğidir” diyerek bugünün en önemli sorununun altını çiziyor başka bir kadın. “Ekim Devrimi’nin üzerinden 105 yıl geçmiş ama hâlâ güncel olduğunu konuşuyoruz. Yeni Ekimler yaratana kadar biz Ekim Devrimini öğrenmeye, anlamaya devam edeceğiz” diyor metal işçisi bir kadın. Tüm bu sohbetlerin sonunda, kadınlar soruyorlar: “Neden bugüne kadar işçi devrimini kötü bir şey olarak algılamamızı istediler?”, “Neden mücadele edersek başımıza kötü şeylerin geleceğini söylediler?” Kadınlardan biri cevap veriyor: “Ağlamakla gülmek, ölmekle yaşamak birbirine kardeştir. Kimin başına ne zaman, nerede, ne geleceğini hiç kimse bilemez. Ama hem bu kadar sorunu yaşayıp hem de hiçbir şey yapmazsak söz söylemeye hakkımız olmaz. Şikâyet ediyorsak koşulları değiştirmek için çaba harcamak da zorundayız. Hiçbir şey kendiliğinden düzelmeyecek, kimse bize daha iyi bir yaşam bahşetmeyecek. İşte biz bu uğurda çalışıyoruz, ter akıtıyoruz.” Başka bir kadın da onu destekliyor, “Korkmuyorum. Bilinçli insanların peşine takılıp yola çıkmaktan korkmuyorum. Örgütlü hareket edersek geçmişte nasıl olduysa şimdi de yapabiliriz” diyor. Sohbetimiz tüm emekçi kadınların kol kola girip birbirine daha sıkı kenetlenmesiyle ve hep bir ağızdan attığımız şu sloganla sona eriyor: “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!”
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...