Buradasınız
Esenyurt’u Unutma, Unutturma!

Basın açıklaması metnini Barış Kıyak’ın kardeşi Damla Kıyak okudu. Damla Kıyak, aileler olarak olayın her yıldönümünde facianın olduğu yerde buluşarak, unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını duyurduklarını dile getirdi. Ardından bütün iş cinayetlerinde adaletin bir an önce yerini bulmasını ve bütün sorumluların eksiksiz ve derhal yargılanıp cezalandırılması gerektiğini söyledi. Kıyak, iş cinayetlerinin önlenmesi için, iş cinayetlerinin kamu düzenine dair bir suç olarak sayılması, bütün sorumluların yargılanması hususunda hükümet edenlerin etkili bir tutum alması, iş ve işçi güvenliği önlemlerini almayan patronlara karşı caydırıcılığın arttırılması, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması ve emekten yana kurumların görevlerini yapması gerektiğini vurguladı. 28 Nisan’ın diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenler için Anma
ve Yas Günü” ilan edilmesini, Esenyurt yangınında hayatını kaybeden işçiler anısına bölgede bir park yapılmasını, iş cinayeti lanetinin unutulmamasının bir işareti ve iş cinayetlerinde kaybedilenlerin anısına temsili bir anıt dikilmesini talep ettiklerini dile getirdi. Damla Kıyak, her duruşma öncesi Bakırköy Adliyesi önünde ve her ayın ilk Pazar günü Galatasaray Meydanı’nda vicdan ve adalet nöbetinde olduklarını söyleyerek vicdanlı herkesi yanlarında olmaya davet etti.Basın açıklamasından sonra aileler, “Esenyurt’u Unutma Unutturma”, “Sorumlular Belli Adalet İstiyoruz”, “İş Kazası Değil Cinayet!” sloganlarıyla 2 yıl önce yanan çadırın olduğu yere yürüdüler. Olayın olduğu yere gelindiğinde hayatını kaybeden Barış Kıyak’ın annesi Ayşe Kıyak gerçek sorumluların bilirkişiler tarafından bir türlü tespit edilmediğine değinerek gözyaşları eşliğinde “Bilirkişiler annenin acısını nerden bilsin?” dedi. Ardından “Para hırsı yüzünden 11 evladımızı ateşe attılar. 11 genç hayatını kaybetti. Aileler acı içinde. Başka iş cinayetleri olmasın diye mücadele edeceğiz” dedi.
Ayşe Kıyak’ın ardından yine hayatını kaybeden Ahmet Yağal’ın eşi Semra Yağal “Anne yüreğine düşen acının kimse farkında değil. Benim evladım ana karnında yetim kaldı. Başka evlatlar babalarının mezarı başında büyümesin” dedi. Yağal, söylenenlerin aksine işçi ölümlerinin azalmadığını, arttığını dile getirerek sorumluların yargılanması konusunda yetkilileri göreve çağırdı. Konuşmaların ardından aileler olayın meydana geldiği yere kırmızı karanfiller ve ölen işçilerin fotoğraflarını bıraktılar.
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...