Buradasınız
Fabrikalardaki Baskılara Karşı Koymazsak Yarınlarımızı Yok Ederiz
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Esenyurt bölgesinde bir metal fabrikasında çalışıyorum. Çalıştığım fabrikada Türk Metal sendikası örgütlü. Sekiz saat çalışıyoruz, aylık elimize fazla mesaisiz bin lira civarında bir ücret geçiyor. İkramiyelerimiz aylık maaşlarımıza yansıtılıyor. Bunları çıktığımız takdirde bizim net aylık ücretimiz asgari ücret düzeyine düşüyor. Sendikamız toplu sözleşmelerde sıfır zamla görüşmeden ayrıldığı için bizim maaşlarımız hep yerinde sayıyor. Patronun uygulamalarına karşı sendikamızın pasif olması işçi arkadaşlarımıza da yansımış durumda. Tabii her zaman değil bu pasiflik. Örneğin, geçenlerde servis sorunumuz vardı; gelen araçlar cezaevi aracı gibi; klima yok, camlar açılmıyor, kimi arkadaşlarımız ayakta gitmek zorunda kalıyor. İş çıkışı servise bindik ve sıcaktan bunalan arkadaşlar araç içerisinde bağrışmaya başladılar. Önce şoföre çatıldı, sonra işyeri temsilcisi telefonla aranarak “yarın bu servisler değiştirilecek, aksi takdirde servislere binmeyeceğiz” denildi sert bir üslupla. Temsilci arkadaşın “ay sonuna kadar düzelecek” demesi işçi arkadaşları tatmin etmedi. Telefonla konuşan arkadaşımız “yarın değişecek bu servisler” diyerek telefonu kapattı. Servisler ertesi gün değişmişti. Ufak bir başarı bazen işçi arkadaşlarımızın kendilerine olan güvenini anlık da olsa yerine getirmişti.
Ne yazık ki fabrikada çok fazla baskı var. İş koşullarımız ağır ve iş kazalarına tamamen açık, fakat hiçbir önlem alınmıyor, alınan tek önlem hazır bir şekilde bekletilen portatif sedyeler olmuş! İşten atmalar tamamen ustabaşı ve şeflerin eline bırakılmış, sendikamız bu tür olaylara uzak duruyor her şeyde olduğu gibi. Patron ve onun vekilleri işçiler çok fazla tuvalete gidiyorlar üretim aksıyor diye tuvaletlerin önüne kartlı geçiş sistemi koymuş durumda. Mesai saati içerisinde kim ne kadar ve kaç dakika gidiyor bu denetlenecekmiş. Bunun gibi birçok örnek verebilirim çalıştığım fabrikanın koşullarıyla ilgili. Artan baskıların ardı arkası bitmiyor. İşten atılan, kendi isteğiyle işi bırakan, daha iyi çalışma şartları olan bir iş arayışı içerisine giren işçi arkadaşlarımız kurtuluşlarını ne yazık ki iş değiştirmede görüyorlar. Eski işçiler emekliliklerinin derdine düştükleri için sorunlara gözlerini kapıyorlar ama şunu unutmayalım bugün ben çalışıyorsam yarın ailemizden biri çalışacak bu fabrikalarda. Eğer bu koşulları düzeltemezsek ve karşı koyamayacaksak yarınlarımızı yok ederiz. Sendikalarımıza sahip çıkalım, UİD-DER’de örgütlenelim ve daha güçlü olalım.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....