Buradasınız
“Genel İşsizlik Sigortası” Aldatmacası!
Tuzla’dan bir kadın işçi
Kapanan, konkordato ilan eden ve maaşlarımızı düzenli alamadığımız fabrikaların sayısı her geçen gün artıyor. İşsizlik, birçok işçiyi çaresizliğe sürüklerken hâlâ bir işi olan işçiler ise her an işsiz kalabilirim kaygısı içine sürükleniyor. Markette, pazarda elimizi attığımız her şey ateş pahası. En temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz haldeyiz. Ceplerimizdeki kredi kartları krizin etkilerini geciktirmekten başka bir işe yaramıyor. Maaşlarımız cebimize girmeden eriyor.
Hal böyleyken birileri çıkıyor ve şöyle konuşuyor: “Bizler de sigorta sektörünün deneyimli insanları olarak oturduk ve memleketimiz için, işsizlik riski bulunan insanlarımız için nasıl daha fazla ürünler üretebiliriz diye çalıştık. Ortaya büyüklüğü bakımından daha önce olmayan böyle bir güvence çıktı. İsteriz ki keşke kimse işsiz kalmasın, kaza geçirmesin, hastalıklara yakalanmasın. Ama bunlar hayatın gerçeği. Her şey güzel ülkemiz ve güzel insanlarımız için.” Aklımızla dalga geçercesine “Türkiye’de birlik” sloganıyla bizi birlik olmaya davet ediyorlar. “Genel İşsizlik Sigortası” ile bir sihirli değnek misali hayatımızın garanti altına alınacağını vaat ediyorlar. Milliyet gazetesine verilen bir röportajda ise şöyle deniyor: “Türkiye ekonomisi üzerinde spekülatif oyunlar oynamak isteyenlere bir darbe de Genel İşsizlik Sigortasından (GİS) geliyor. Türkiye’de kapsamı bakımından bir ilk olacak GİS ile istem dışı işsiz kalanlara aylık 3 bin lira işsizlik maaşı ödenecek uygulama başladı.” Gerek Milliyet’in gerekse GİS’le ilgili şatafatlı reklam kokan diğer gazetelerin haberleri işçilerin bilincini tam anlamıyla çarpıtıyor, manipüle ediyor. Kişinin işsiz kalması durumunda hayat standartlarını düşürmeden yeni bir iş bulabileceği 6 aylık bir süre için 3 bin liralık maaş bağlanacağından bahsediliyor. İşsiz kaldığımızda 6 ay boyunca elimize toplamda 18 bin lira maaş geçecekmiş! Bunun yanı sıra işsiz kalınan süre içerisinde bireyler, kazadan, deprem gibi doğal afetlerden, kritik hastalıklardan doğan risklerden de korunacak, kritik hastalıklar, ölüm, kaza, deprem gibi durumlarda her biri 60 bin liraya kadar teminatlı güvenceye sahip oluyorlarmış! Ayrıca işten çıkarılanların haklarını hukuksal olarak arama konusunda da GİS, 10 bin liralık hukuksal koruma güvencesi veriyormuş! Bunlar kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi? Ama bir o kadar da boş ve kof vaatler olduğu da ortada.
Bu yalanlar, gerçekliğin biraz olsun farkında olan biz işçilerin nezdinde karşılık bulmuyor. Fakat çaresizlik içinde debelenen birçok işçiye ise kurtuluş olarak gösteriliyor. Bugüne kadar Türkiye’de bu alanda kapsam bakımından yapılan poliçeler dikkate alındığında bir “ilk” olduğu söylenen genel işsizlik sigortasının biz işçileri kandırmaya yönelik son oyun olmayacağı da kesin. Yıllarca alın terimizle çalışıp maaşlarımızdan kesilerek oluşturulan işsizlik fonundan bile faydalanmak istediğimizde birçok engelle karşılaşıyoruz. İşsizlik maaşı devletin garantisindeyken bile işsizlere ödememek için kırk takla atıyorlar. Cebimizden alırken koşulsuz ama geri öderken şart üstüne şart biniyor. Hal böyleyken birileri çıkıyor ve genel işsizlik sigortasıyla biz işçilerin kaygılarını fırsata çevirmek istiyorlar. Sanki karşılıksızmış gibi “Genel İşsizlik Sigortası” uyanıkları peş peşe vaatleri sıralıyorlar ve işsizlik fonundan faydalanma koşullarını karşılayan herkesin başvurabileceğini söylüyorlar. Kapitalistlerin gölgesini satamadığı ağacı kestiği bu düzende babalarının hayrına para verecek değiller ya!
Peki, karşılığında ne isteniyor? Öncelikle belli bir miktarda para ödemeniz gerekiyor ve son 3 yılda 600 gün, işsiz kalınmadan önceki son 120 gün aralıksız çalışılmış olması, yani işsizlik fonundan yararlanma şartları burada da geçerli. Cebimizdeki üç kuruş maaşa göz dikerek “Türk milletinin geleceğini” düşündüklerini söyleyen bu şirketlerin niyetleri gerçekten biz işçileri korumak olabilir mi? Kriz koşullarında bu şirketlerin batmayacaklarının garantisi var mı? Battıklarında yatırdığımız fonları geri alabileceğimizin garantisi var mı? Biz emekçilerin her geçen gün yoksulluğun pençesine sürüklendiği koşullarda bu yalanlara neden inanalım?
Devlet teşvikleriyle, bakanların katılımıyla açılan fabrikalar kapanıyor. Üstelik geride bıraktığı yüzlerce işçiye alın teri olan tazminatlarını ve maaşlarını ödemeden, mağdur ederek. “İstem dışı işsiz kalan” emekçiler kapanan fabrikalarda maaşlarını alamadığında bir tek devlet yetkilisi dahi “yahu kardeşim ne oluyor burada” demezken; kentsel dönüşümlerle evleri başlarına yıkılan emekçilerin mağduriyetine devlet göz yumarken; iş kazalarında ölen isçiye hükümetin kendisi kader derken bu özel şirketlerin fonlarına neden güvenelim?
Emekçi aileleri geçim sıkıntısıyla sağlığından oluyor, intiharın eşiğine geliyor. Kapitalizmin çıkmazında biz işçilerin, emekçilerin yoksulluğu derinleşirken patronların servetleri ise giderek büyüyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi kapitalist düzen içinde bulunduğu çıkmazda emekçileri bataklığın içine çekerek, düzenin mekanizmalarıyla yalan pompalıyor. İktidarın tek elden yönettiği medya aygıtlarının yardımıyla işçiler GİS aldatmacasıyla oyalanırken, işsizlik fonunda biriken paralar sermayeye peşkeş çekiliyor. İşsiz kaldığımız, maaşlarımızı alamadığımız bu süreçte gelecekle ilgili kaygılanmakta haklıyız, fakat çözüm bu yalanlara inanmak değil. Niyetleri biz işçileri korumak değil cebimizdeki üç kuruşa göz dikmektir. Biz işçilerin kendi sınıfına ve örgütlerine güvenmekten başka çaresi yoktur. Kapitalist düzenin yalanlarına kanmayalım!
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...