Buradasınız
İkinci Yılında Depremin Anlattıkları
Mersin’den bir grup işçi

6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li işçiler olarak depremin ikinci yılı vesilesiyle depremde kaybettiğimiz sınıf kardeşlerimizi anmak için Hatay’daydık. Sabaha karşı yapılacak anma için toplanma merkezine doğru giderken karşılaştığımız manzara somut gerçeği bizlere çıplak bir şekilde anlatıyordu. Hâlâ kaldırılmamış enkazlar, yıkılmamış hasarlı evler, çamur deryasına dönmüş çukurlu yollar, hâlâ konteynerlerde yaşayan depremzedeler ve dahası... Söylemeden geçmeyelim, protokol gelecek, devlet erkânı teşrif edecek diye bir gün öncesinden geliş güzergâhında kimi yollara asfalt dökülmüş olması ve kimi binaların ışıklandırılması riyakârlığın daniskasıydı! Hep birlikte deprem saatinde düzenlenen anma yürüyüşüne katıldık. Yapılan riyakârlığın aksine herkesin gördüğü gerçek moloz yığınları ve yıkımdı. Yani sadece göstermelik olarak ortaya konmak istenen görüntüler bir yana, gerçekte ateş düştüğü yeri yakmış ve bu yangın hiç söndürülmemişti!
Bizler UİD-DER’li işçiler olarak depremin ilk gününden itibaren dayanışma için ordaydık. Depremin etkilerinin uzun yıllar süreceğini ve dayanışmanın da uzun soluklu olması gerektiğini söyledik, söylüyoruz. Bu süreçte bizleri tanıyan ve UİD-DER dostu olan depremzede kardeşlerimizi de her fırsatta ziyaret ettik. Bu gidişimizde ettiğimiz sohbetlerde gördük ki, bölgede yaşanan sorunlar azalmak şöyle dursun giderek artıyor. Çoğunluğun hâlâ evlerine kavuşamadığı için konteynerlerde yaşadığını zaten biliyorduk. Ancak duyduk ki depremde onca acıya katlanmış insanlara sanki çok lüks dairelerde her şeyleri bir tamam yerindeymiş gibi davranılıyor. Öyle ki bu tek göz odaya elektrik ve su sayacı bağlanıp buralardan kâr etmek planlanıyor!
Depremin ilk anından beri depremzedelerin sorunlarına duyarsız kalan, kulak tıkayan siyasi iktidar, yaşanan süreci hem kendi hem de yandaş sermaye gruplarının ceplerini doldurmak için fırsata çevirmek istiyor. Mesela, siz depremzedeyseniz ve eviniz de orta veya az hasarlı durumda ise olay şu şekilde oluyor: Siz güçlendirme yapabiliyorsunuz ancak devletin izin verdiği şirketlere tonlarca para ödeyerek! Bunun dışında kendi inisiyatifinizde evinize hiçbir şekilde güçlendirme veya yerine yeni bir ev yapma gibi şeyleri yapamıyorsunuz. Herkesin malumu, bunca yıkım yaşamış depremzedeler için geçinmek bile çok zorken, bu denli büyük paraları ödemek hiç mümkün değildir. Bunun yanı sıra bir de rezerv alan ilan edilen bölgelerde binaların ya da evlerin ne durumda olduğuna bakılmaksızın yıkım gerçekleştiriliyor. Yani siz isteseniz de evinizi yıkıp aynı arazinize tekrar ev yapamıyorsunuz. Devlet evinizi ederinin çok altında bir rakama alıyor sizden. Bunun karşılığında nerede ve ne zaman olacağı belli olmayan konutları fahiş fiyatlara satarak sizi borçlu hale getiriyor. Yani bir nevi depremde evini kaybedenlere devlet kendi istediği bölgeden zorla ev satıyor, evlerine çok ucuz rakama el koyuyor. Barınma durumu mevcutta böyle iken yapılan kısmi yardımlar da çoktan bitirilmiş durumda, bölgedeki işsizliğin de artışı, yüksek kiralar, iş imkânlarının kısıtlı olması gibi sorunlar katmerlenerek devam ediyor.
Peki, çözüm nerede? Siyasi iktidarın depremin ilk anından itibaren yaşanan sorunları çözmek bir yana baltalayıcı tavırları, dayanışma için katkıda bulunmak isteyenlere, sesini çıkaranlara karşı tehditkâr davranışları bizlere ne anlatmalı? Bugün bas bas bağırarak geliyorum diyen depremlere karşı ne gibi hazırlıklar yapılıyor? Beklenen İstanbul depremi ya da Ege Denizindeki hareketlilik karşısında önlemler alınmazken iş işten geçtiğinde, tekrardan asrın felaketi, kader, mukadderat denilmeyecek mi? Yangın olsun deprem olsun, heyelan olsun sel olsun önceden alınacak önlemlerle minimum zararla atlatılmaları gerekirken gerçek birer felakete dönüşmesi kapitalist sistem yüzündendir. Çünkü sermaye sınıfı alınacak önlemleri maliyet olarak görmektedir. Yıkılmaz saraylarında yaşayanlardan empati beklemek, çözüm beklemek çölde serap görmektir. Karamsarlığa düşmeden, umutsuzluğa kapılmadan ve ocağımıza daha başka ateşler düşmesini beklemeden taşın altına elimizi koyarak dayanışmamızı, örgütlülüğümüzü büyütmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Başka yolumuz yok! Çözüm işçi sınıfında!
- İkinci Yılında Depremin Anlattıkları
- 6 Şubatta Emekçiler Haykırdı: “Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok!”
- 6 Şubat Depremlerinin 2. Yılı: Felaketlerin Hesabını Örgütlü İşçiler Soracak!
- 6 Şubat Depremlerinde Yaşamını Yitirenler İstanbul’da Anıldı
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Patronlara Yeni Teşvikler, Emekçilere Derinleşen Yıkım
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Avcılar’da 6 Şubat Depremleri Anması
- Beşiktaş’ta 6 Şubat Anması: Unutmadık!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Japonya’da Depremler Can Aldı
- 17 Ağustostan 6 Şubata: Bu Sesi Duyan Yok!
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- “Devlet Baba” Kime Hizmet Ediyor?
- Kader Değil Felaket!
Son Eklenenler
- Asırlar boyunca kalem ve kâğıdın tek sahibi egemenler oldu. Böylece olayları, bu olaylardan çıkarılacak sonuçları kendi ihtiyaçları doğrultusunda kurgulayıp kaydettiler, yani tarihi yanlı ve yanlış anlattılar. Bu nedenle resmi tarih, egemen...
- Siyasi iktidar 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. “Aile yılı” ifadesi kendi başına bakıldığında kulağa hoş gelebilir. Ancak bunu dile getirenlerin bugüne kadar yaptıklarına ve paketin içeriğine bakıldığında durumun hiç de aile ve toplumun mutluluğu...
- Yeter be hey/ Uyan/ Uyanalım artık bu beyhude uykudan/ Emektir doğadakini işleyip dönüştüren/ Tüm zenginlik;/ İşçinin kolunun gücü/ Gözünün feriyle oluşur
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...