Buradasınız
Güven Örgütlülüğü Yaratır
Aydınlı’dan UİD-DER’li bir işçi

Sabahın erken saatinden akşama kadar ya da vardiyadaysak akşamdan sabaha kadar fabrikalardayız. Günümüzün yarısından fazlasını çalışarak geçiriyoruz. Günün sonunda bir işçi arkadaşım “nihayet bugün de geçti” dedi ve ekledi “ömrümüzden bir gün daha geçti”. Evet, ömrümüzden nice günler hep fabrikalarda geçiyor. Peki, nasıl geçiyor bu günlerimiz? Durup dinlenmeden her gün saatlerce çalışıyoruz. Sürekli işler acil oluyor ve hep yetiştirmemiz gerekiyor. İşçi arkadaşlarımızın bazıları akıl sağlığını korumak için tepkilerini dalga geçerek gösteriyorlar. “Sanki 112 acil servis, motor mu takalım?” Önümüze günlük sayılar ve kotalar dikiliyor. Günde şu sayıda iş çıkarmanız gerekiyor diyorlar. Günün sonunda da belirlenen kotanın altında iş çıkaran işçiler beceriksiz, tembel işçi diye yaftalanıyor. Yüksek sayıda iş çıkaran işçiler ise pohpohlanıp gaza getiriliyorlar. Böylece işyerlerinde işçi arkadaşlarımız arasında bir rekabet başlıyor. Bugün en yüksek sayıyı ben çıkarmalıyım diye yola çıkıldığında da dayanışma ve birlikteliğin yerine, rekabet ve bencillik alıp başını gidiyor. Ve işyerinde insanlar birbirine güvenmemeye başlıyor.
Haklarımız elimizden alınıyor, aldığımız üç kuruşluk maaşlarımız hiçbir şeye yetmiyor. İşyerlerimizde tepemizden baskı eksik olmuyor. Bizden hep daha hızlı iş çıkarmamız bekleniyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de alınmayan iş güvenliği önlemleri yüzünden iş kazaları ve iş cinayetlerinde patronlarımıza daha fazla kâr ettirmenin bedelini canımızla ödüyoruz. Tüm bunlar karşısında biz işçilerin isyan etmemesi mümkün değil. Ama fabrikalarda tüm bu yaşananlara içimiz el vermese de sessiz kalıyoruz. Neden mi, çünkü birbirimize güvenmiyoruz. Patronlar işçiler birbirine güvenip birlikte hareket etmesinler diye elinden geleni yapıyorlar. İşçileri yeri geliyor memleketine göre, yeri geliyor Kürt-Türk diye, yeri geliyor Alevi-Sünni diye ayırıp birbirilerine güvenmemelerini sağlıyorlar. Patronlar fabrika içine bazen kendi akrabalarını yerleştirip içerde kim ne yapıyor, hangi işçi ne konuşuyor diye işçileri izliyorlar. İşçiler de patronların bu tuzakları yüzünden birbirilerine güvenmiyor ve bir güvensizlik havası fabrikalarımızda hâkim oluyor. Bu da patronların ekmeğine yağ sürüyor, çünkü biz birbirimize güvenmeyip birleşmedikçe onların sömürü düzenleri tıkır tıkır işliyor.
Biz işçiler bütün gün ailemizden daha çok fabrikada birbirimizi görüyoruz. Birlikte sömürülüp, birlikte aç kalıyoruz, birlikte haksızlıklara uğruyoruz. Bunu değiştirmenin tek bir yolu var. Önce kendimize güvenmeliyiz. Kendine güvenmeyen, gerçeği görmek istemeyen işçi hep kusuru başkasında arar. Kendimize güvendikten sonra da diğer işçi arkadaşlarımıza güvenmeliyiz. Elbette bir işyerine patron kendi adamlarını yerleştirmişse körü körüne onlara güvenmeyiz. Ama bunu bahane ederek de “kimseye güven olmaz, buradan bir şey çıkmaz” dememeliyiz. Çünkü diğer işyerindeki binlerce işçi arkadaşımızın da her gün bizim gibi canı yanıyor ve onlarla aynı kaderi paylaşıyoruz. Birbirlerine güvenen işçiler haksızlıklar karşısında örgütlenip omuz omuza dururlar. Patronlara haklarını kaptırmadıkları gibi kötü çalışma koşullarını da değiştirirler. Birbirine güvenen, örgütlü olan işçilerin karşısında, patronların hiçbir oyunu kâr etmez. İşçi sınıfı geçmişte bunun nice örneğini yaşadı. Bugün de birlik olup birbirimize güvenirsek değiştiremeyeceğimiz hiçbir şey olmaz. Yeter ki elimizi taşın altına koyup, üstümüze düşeni yapalım.
UİD-DER İşçi Ailelerinin Yanında
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...