Buradasınız
Hava-İş Örgütlenme Uzmanı Munzur Pekgüleç ile Söyleşi
UİD-DER: Önümüzdeki dönemde işçi sınıfını neler bekliyor?
Munzur Pekgüleç: Kriz işçi sınıfı ve emekçileri örgütsüz ve dağınık yakaladı. Kapitalizmin krizleriyle işçiler her defasında bedel ödemek durumunda kalıyor. Kapitalizmin krizlerinin sonucundaki çürüme, toplumun en alt kesimlerine kadar kendisini hissettiriyor. Kapitalistler ellerinde bulundurduğu erk ile ellerinden geldiğince acı reçeteleri işçilere kesiyorlar. Bu durum, örgütlü kesimlerin (sendikaların örgütlü gibi durmalarına rağmen) tam bir örgütlülüğe sahip olmamasından kaynaklı. Kendisini örgütlü gören kesimler kapitalistlerin öğütlerine uymayı uygun görerek, krizden çıkışı öngörmektedirler. Bu kriz dünya genelinde ortaya çıkmıştır. Amerika ve Avrupalı emperyalistler krizin faturasını bizlere, işçi sınıfına çıkaracaktır. Sistemin krize girdiği durumda işçi örgütleri olan sendikaların da söyleyeceği sözler olmalıdır. Bu krizin karşısında düzene karşıyım diyen tüm kesimlerin bir şey söylemeleri lazım. Ve sosyalizm alternatif bir çözüm ise ben sosyalistim diyen siyasal yapılar, sendikacılar, partiler bunu açıkça ifade edebilmelidirler. Bu yeni dönemin ve bu yeni durumun işçi sınıfının anlayabileceği bir dille ne anlama geldiğini açıkça ortaya koyabilmelidirler.
Günümüz açısından bakıldığında, sistemin bugünkü krizine karşı işçi ve emekçilerin krizin bedelini ödememeleri için politik bir kapitalizm karşıtlığının mutlaka örgütlenmesi sağlanmadan krizin işçi sınıfının lehine fırsata dönüştürülmesi olanaklı değildir.
Bugün yapılanlara kısaca bakılırsa; işsizlik ve üretimin daralması konusundaki çözüm önerileri, işyerlerinin kapatılmaması için alınan tedbirler, bunların tümü kapitalistlerin krizden en az etkilenmesine hizmet etmektedir. Özellikle devletin halktan aldığı dolaylı ve dolaysız vergilerle elde edilen olanakların iktidar eliyle kapitalistlere verilmesi başka nasıl anlaşılabilir?
UİD-DER: Peki işçi sınıfının bu süreçte izlemesi gereken yol ne olmalıdır?
Munzur Pekgüleç: Başbakanın kendi muhaliflerine, burjuva partilere sorduğu bir soru var: “IMF-Dünya Bankası-Dünya Ticaret Örgütü ile iktisadi anlaşmalarla bağımlı olan bir ülkede yaşıyoruz, Türkiye’deki krizin en somut göstergesi olan işsizliği çözme konusunda somut bir öneriniz varsa ve çözümleyici olacaksa, ben bugün siyaseti bırakacağım” diyor. Bence de doğru söylüyor. Biz sosyalistler kapitalizm karşıtı bir anlayışa sahip olmasaydık bu soruya inandırıcı bir yanıt vermemiz mümkün olmayacaktı. Bizler açısından çözüm çok açık. İşsizliğin çözümü, devletin kamusal alanda bir istihdam politikasıyla tüm işsizlere iş bulmasıdır. Ancak bu söylediklerim bu sistemde mümkün değildir. Planlı bir ekonomiyle iş saatlerinin kısaltılması, tam istihdamın sağlanması gerekir; bunlar da sadece işçi iktidarıyla mümkündür. Burada patronlar sınıfı ile işçi sınıfının ekonomik olarak, siyasal olarak, örgütsel olarak hiçbir ortak çıkarının olmadığının, politik tercih yaparken, ekonomik tercih yaparken, örgütsel tercih yaparken kapitalistlerle aynı ortak düşünce içinde olunamayacağının işçi sınıfına mutlak fark ettirilmesi gerekir. Bu farkındalık, kendilerine sermaye tarafından önerilen her şeyin kendi çıkarlarına olmadığının farkındalığıdır. Bu farkındalığın sağlanması ayrı bir yapılanma ve politik bir örgütlülüğün yaratılması bilincine işçileri vardıracaktır.
UİD-DER: Bu süreçte işçi sınıfının faydasına olacak bir eylem birliği nasıl örgütlenebilir?
Munzur Pekgüleç: Bugün yaşanmakta olan, krizin ve kötü yaşam koşullarının işçi sınıfına acı günler getirdiği gerçekliktir. Bu acı gerçeklik sınıfın öncülerine de önemli tarihsel fırsatlar sunmaktadır. Bu kriz daha önce olduğundan farklı olarak yüzyılda bir yaşanan ve sistemin yapısını değiştirmeye elverişli bir durum arz etmektedir. İlk kez bu kadar etkileyici ve elverişli bir durum yaşandığından, sınıf öncüleri daha önceki tüm küçük kaygılarından, tereddütlerinden ve ayrılıklarından arınarak toplumun ve yoksul emekçilerin çıkarları için daha bilinçli bir biçimde hareket etmeliler. Ortak yapılarda yüzde yüz anlaşarak demiyorum ama asgari müştereklerde ortak davranma platformları yaratamadan yoksul emekçiler için çözüm üretecekleri yönünde sözler söylemenin çok anlamlı olmadığı kanaatindeyim.
UİD-DER: Fikirlerinizi samimi biçimde bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.
Farkına Varmak!
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...