Buradasınız
Farkına Varmak!
Gebze’den bir grup metal işçisi
Merhaba işçi arkadaşlar. Biz metal sektöründe çalışan işçileriz. Sendikasız bir işyerinde çalışmaktayız. Çalıştığımız işyerindeki sorunları sizlerle paylaşmak istiyoruz. Biliyoruz ki bu anlatacağımız sorunları birçoğumuz işyerlerinde yaşıyoruz.
Bizim çalıştığımız işyerinde, ekonomik krizi bahane ederek maaşlarımızı parça parça ya da kesintili bir şekilde veriyorlar. Bu zor şartlarda çalışarak aldığımız üç kuruşu da biz işçilere zehir ediyorlar. Krizin etkisiyle birçok işçi arkadaşımız kapının önüne kondu ya da kendi isteğiyle çıktı. Patron işçilerin kıdem tazminatını vermemek için işyerinde sudan bahanelerle üstlerine gitti.
Çalışma ortamımızda hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor, zor şartlar altında çalıştırılıyoruz. Bazı işçi arkadaşlar (vardiya sorumluları), patrona karşı herhangi bir durum olduğunda rahatsızlığımızı dile getirmek istesek, hemen biz işçilere karşı patronun savunuculuğunu üstleniyorlar. Anlayamıyoruz şunun farkına nasıl varamadıklarını, patron için o mevkide hangi kişinin olduğu önemli değil, asıl önemli olan kârına kâr katmak için işi yürütebilmek. O, vardiya sorumlularını kullanarak bizleri şu yanılgıya düşürüyor: patron “iyi” aslında ama şu amir var ya asıl o “kötü”. Oysa birçoğumuz patronu ya hiç görmemişizdir ya da sadece ismini duymuşuzdur.
Geçenlerde işyerinde bir işçi arkadaşla vardiya sorumlusu arkadaş tartıştılar. İş olmadığı ya da az olduğu halde bizlere durmadan şunu yapın, bunu kaldırın, neden bu böyle olmuş diye fırça atıyor. Birçoğumuz ilk zamanlarda işten çıkarılma korkusuyla hareket ettiğimizden sessiz kalıyorduk. Ama bu durum dayanılmaz hale gelmişti. Bir gün vardiya amiri yine aynı şekilde söylenmeye başladı. Biz işçiler de hep beraber tepki gösterdik, üstüne yürürken bir işçi arkadaş araya girdi. Sonra olay yatıştı. Araya giren işçi arkadaş bizlere bunun çözüm olmadığını anlattı, gerekirse bu da olur ama zamanı değil dedi. Yukarıdaki satırlarda yazdığımız şeyleri bize anlattı. Suçlunun patron olduğunu söylüyordu bizlere. Uzun uzun anlattıktan sonra hakikaten kavramaya başladık. Kavga etseydik o anda birçoğumuz tazminatımızı alamadan kapı dışarı edilecektik, patronun istediği de bu değil miydi! Ama ne olursa olsun hep beraber vardiya amirinin üstüne gittiğimizde yüzündeki korkuyu görmeye değerdi. Vardiya sorumlusu bu olayı patrona anlattıktan sonra karşımıza çıkan patron, “işinize gelirse çalışın, işinize gelmezse kapı dışarı” dedi.
Bu durum ne kadar daha böyle sürer bilmiyoruz. O günden sonra birçoğumuz şunun farkına vardık. Bizler yıllarca patron için gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Hep kazanan o oldu, biz işçilerse yaşanan krizle beraber kapının önüne konuluyoruz. Biz işçiler yaşanan bunca şeyi hak etmedik. Geç de olsa asıl kötü adamın patron olduğunu anladık. Vardiya sorumlusu işçi arkadaşımız patron tarafından kullanılıyordu. Ona ve onun gibilere buradan seslenmek istiyoruz: Birazcık onurun varsa kullanılmış bir mendil gibi kapının önüne konmadan durumun farkına var!
Bizler aynı değil miyiz? Arkadaşlar, düşünsenize birbirimize ne kadar çok benziyoruz. Bizler de bütün işçiler gibi sömürülüp, sefalet koşullarına itilip, ekmek parası için emeğimizi satmıyor muyuz? Bizlerin bilmediği çok şeyler var ama en azından bu satırları yazacak kadar bir şeyler öğrendik. Biz işçilerin düşmanı patronlardır. Biz işçiler birleşmeli ve patronların sorumlusu olduğu bu krizin faturasını ödememeliyiz. Bu mektubu yolladığımız İşçi Dayanışması bülteninde “işçilerin krize karşı talepleri ne olmalı” diye bir yazı vardı. Bu yazı bize de sorunlarımızı ve yaşadıklarımızı diğer işçi kardeşlerimizle bu bülten aracılığıyla paylaşmamız gerektiğini düşündürdü. Bu yüzden bu mektubu yazdık. Taleplerimiz aynı: İşten atılmalar durdurulsun, iş saatleri kısaltılsın, herkese iş!
Biz Bir Aile miyiz?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...