Buradasınız
Her Sorunun Çözümü Örgütlenmekten Geçer!
Ankara’dan genç bir işçi

İntihar vakaları Türkiye’de son yıllarda arttı. Öğrencisi, işsizi, öğretmeni, hemşiresi, genci yaşlısı birçok yaş ve meslekten emekçi intihar etti. Geçenlerde Şanlıurfa Birecik’te işsiz bir rehberlik öğretmeni Mustafa Kaya da intihar etti. Mustafa öğretmen 28 yaşındaydı ve dört yıldan beridir atama bekliyordu. Bir genç öğretmen hayatında en önem verdiği şeyleri belirten üç satırlık bir notla hayata veda etti: “Hayata veda ediyorum. Üniversitemi, askerliğimi, özel sektörde çalıştım ve okudum. Abimi ve annemi çok seviyorum, babamı özledim.” Mustafa öğretmenin intiharıyla birlikte atanmayan işsiz öğretmenlerin yaşadıkları, sözleşmeli ve özel sektörde çalışan öğretmenlerin durumu tekrar gündem oldu.
Yıllarca okullarda dirsek çürütüp hayallerini gerçekleştirmek isteyen yüz binlerce öğretmen var. Bölümlerini dereceyle bitirip sınavlarda istenilen puanı alsalar dahi mesleklerini yapamıyorlar. Bugün 1 milyona yakın atanmayan öğretmen bulunmakta. Okullar şirket, öğrenciler müşteri ve öğretmenler de ucuz işgücü kaynağı olarak görülüyor. Devlet okullarında planlı bir şekilde kalite ve nitelik düşürüldü. Böylece özel okulların tercih edilmesi sağlandı. Devlet okullarında 85 bin ücretli öğretmen asgari ücretin altında çalıştırılıyor. Örgütsüz öğretmenlere en kötü çalışma koşulları dayatılıyor. Öğretmenleri sözleşmeli, kadrolu, ücretli, diyerek birbirlerinden ayrıştırıyorlar. Bireysel çözümlerle çıkış arayan öğretmenler yıllarca KPSS’de ve mülakatlarda derecelere girmek için çabalıyorlar. Ama bozuk düzende sağlam çark olmayacağı için bu da çözüm olmuyor.
Aslında atanmayan öğretmenlerin yaşadığı sorunları benzer şekilde tüm emekçiler yaşıyor. Türkiye’de yoksulluk, adaletsizlik ve hukuksuzluk emekçileri nefes alamaz hale getirmiş durumda. Yüksek enflasyon, zam yağmurları, yeni zamlarla obezleşen elektrik ve doğalgaz faturaları emekçilerin içine düştüğü sefalet çukurunu daha da derinleştiriyor. Özellikle gençler bugünlerinden ve yarınlarından kaygılılar. İşsizlik ve yoksulluğun beslediği karamsarlık bulutlarının tepelerinden ayrılmadığı bu zamanlarda örgütsüz gençler bütün umutlarını yitirebiliyorlar. Bireysel çabalarla ellerinden geleni yapıyorlar ama yine de hayatlarında bir şeylerin değişmediğini görüyorlar. Bu düzen böyle gelmiş böyle gidecek algısı ve örgütsüzlüğün beslediği bireysel çabaların nafile sonuçları gençleri çıkışsızlığa itiyor. Enerjilerini yitiriyorlar. Umutlarını kaybediyorlar. Psikolojileri bozulan gençler ruhsal çöküntüler yaşıyorlar. İşsiz kalma süreleri artıkça hayatlarını ve hayallerini değersiz görmeye başlıyorlar. Yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünmeye başlıyorlar. Yapılabilecek başka bir şeyin olmadığını düşünerek hayatlarına son verebiliyorlar.
Oysa yapabileceğimiz çok şey var. Son günlerde düşük ücret dayatmalarına karşı ardı ardına patlak varan işçi eylemleri neler yapabileceğimizi gösteriyor. Haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı işçiler bir araya gelerek çözüm buluyorlar. Sefalet dayatmasına sessizce boyun eğmek yerine ayağa kalkıyor, haklarını arıyorlar. Biz emekçiler için umutsuzluğa yer yok! Öğretmeninden metal işçisine, sağlık işçisinden tekstil işçisine, gencinden emekçi kadınına yapacağımız şey belli; birbirimizden güç almak ve sesimizi birlikte çıkarıp birlikte hareket ederek içine itildiğimiz durumu değiştirmek için mücadele etmek. İşte o zaman hayata umutla bakabiliriz.
Sağlık İşçileri G(ö)reve Çıktı!
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/