Buradasınız
“Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
İzmir’den emekli bir işçi
Başlarken belirteyim, bu mektubu UİD-DER web sitesinde okumaya başladığınızda, “söyleyene değil, söyletene bak” diye okuyun. Zaten “hey” diyenlerin arasındaysanız örgütsüz bir sınıf kardeşimizin kulağına kar suyu kaçırmanın hepimizin asli görevi olduğunu bilenlerdensiniz demek ki. Eğer henüz “hey” diye seslerimizi dört bucağa, yedi iklime duyurmaya çalışanların arasında değilseniz kulaklarınızı iyice açın. Çalıştığınız işyerlerinde, ikamet ettiğiniz işçi mahallelerinde, bindiğiniz toplu ulaşım araçlarında bir UİD-DER’li “merhaba işçi kardeşim” diye tokalaşmak için elini size uzatacaktır günün birinde.
Örgütsüz ve sınıfımızın tarihinden bihaber olduğumuz sürece kendi sınıfımızın mücadelesini de öcü gibi görürüz. Nedeni bellidir. Burjuva düzen emeklemeye başladığımız günlerden itibaren beynimizi esir almaya başlar. Bu esaret sınıfımızın çıkarları için sömürü ve zorbalığa karşı mücadeleye giriştiğimiz o ana kadar devam eder. Grev ve direnişlerde, hakları için mücadeleye atılmış tüm işçilerin ağızlarından birbirine benzer, hatta neredeyse aynı sözler dökülür: “Şimdiye kadar körmüşüm. Bize boyun eğmeyi öğretmişler. Şimdi anlıyorum. Kendimi kuşlar kadar özgür hissediyorum.” On yıllardır boğazlarında düğümlendiği için dillerine varamamış daha nice sözler dökülüvermeye başlar. Grev ve direnişteki işçilerin çocukları da yanlarında olur. Anne ve babalarıyla birlikte, minik yumruklarını sıkarak yukarı kaldırırlar, atılan sloganlara eşlik ederler. Yani “hey” diyenlerin sesine katarlar o tiz çocuk seslerini.
Şimdi bu “hey” sesini kulağıma çalan UİD-DER aktivisti genç işçi evladımıza gelelim. Ancak evvela bu genç evladımızın çocukluktan ergenliğe geçiş yıllarını, yani 15-16 yaşındaki hallerini anlatacağım kısa bir serüvene çıkartayım sizleri.
Onu ilk tanıdığımda kendisini kanıtlamak için “ben her şeyi biliyorum. Benim burada ne işim var” edasındaydı. Öte yandan projektör gibi fıldır fıldır dönen gözleri dikkatimi çekmişti. Herkesin iş yapma biçimini ve konuşmalarını dikkatlice izliyordu. Kendisine verilen her işi koşturarak yapardı. Verilen işleri hızlı yapmanın iyi olduğunu, ancak daha özenli yapmasının çok daha önemli olduğunu zamanla kavrar gibi olmuştu. Yaşından ve biraz da yapısından dolayı enerjisi kolayına tükenmiyordu. Bir gece “uyudu mu?” diye bakmıştım. Evet, göz kapakları kapalıydı ve uykudaydı. Ancak gözlerinin kapalı gözkapağının altında hareket ettiği dikkatimi çekmişti. Bir rahatsızlığı olabilir diye kendisini yakından tanıyan bir mücadele arkadaşımıza sormuştum. Bir sorunu yok anlamında başını sallamış ve şöyle demişti gülerek: “Ortama ayak uydurmaya çalışıyor. Aklı bulutların tepesine doğru yola çıkmışa benziyor. Direnişçi bir işçi olan babası ‘En doğru düşünceleri edinebileceğin yerdir UİD-DER’ diyerek elinden tutarak getirmişti.”
İşte o zıpır, gözleri fıldır fıldır dönen delikanlımızla yıllar sonra tekrar zaman geçirdik, birbirimizi biraz daha yakından tanıdık. Birlikte bulunduğumuz bir ortamda hep birlikte “hey” diye haykırmanın önemini anlatan bir fıkra anlatmıştı. Fıkrayı burada anlatmayacağım ama fıkra özünde işçi sınıfı örgütlü olduğunda, karşısında yıkıp geçemeyeceği hiçbir gücün olmadığını anlatıyordu. Ben de bu fıkrayı ondan dinledikten sonra zihnimde çeşitli düşünceler dönüp durdu.
Fark ettim ki genç arkadaşımızın artık yaşı kemale ermiş ve fıldır fıldır dönen gözleri artık sınıf temelinde bakıyor, ormanı bir bütün olarak görüyor. Aradan geçen yaklaşık 15 yılda öyle “öğrendiklerim bana yeter” diyerek kulağının üzerine yatmamış, biriktirmiş. Doğruyu doğru, eğriyi eğri görüyor. Kendisine verilen emeklerin ne denli kıymetli olduğunun ayırdına varmış. Öyle küçük burjuvaca burnu büyüklüğü kalmamış. Sınıf kardeşlerimize karşı ziyadesiyle mütevazı, sınıf düşmanımız burjuvaziye karşı ise sınıf kini ve nefreti keskin. Tüm enerjisiyle işçi sınıfının çalışkan evlatlarının yolundan gittiğine tanıklık etmiş oldum.
UİD-DER’in dünkü çocukları büyüyorlar. Ama bu sadece boylarının büyümesinden ibaret değil. Boylarıyla birlikte, beyin hücreleri de bilinçleri de gelişiyor. UİD-DER çatısı altında büyüyen çocuklarımız gerçek manada şanslılar. Her şeye sınıf temelinde bakmayı henüz çocukken sindire sindire öğreniyorlar. Elbette onları ellerinden tutarak mücadele örgütümüz UİD-DER’e getiren anne ve babaları da çok şanslı. Çocuklarını en doğru yere getirdiklerinden eminler, evlatlarıyla birlikte el ele, kol kola mücadele etmenin haklı gururunu yaşıyorlar.
Büyük ailemizle birlikte sıkılı yumruklarımızı havada sallayarak hep birlikte “hey” diye haykırıyoruz. Ama bildiğimiz çok net bir gerçeklilik var. Sınıfımızın birer çalışkan evladı olarak daha çok işimiz var. Yani henüz kulağına kar suyu kaçıramadığımız ve aramıza katmamız gereken daha çok kişi var. Hep birlikte “hey” diyerek dünyanın dört bir yanına sesimizin yankılanması için mücadeleye devam edeceğiz.
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...