Buradasınız
Hizmet Sektörü
Mersin Üniversitesi’nden bir öğrenci

Dünya genelinde ve Türkiye’de hizmet sektörü giderek büyümektedir. Ben de büyüyen hizmet sektöründe çalışan bir işçiyim. Küçükken annem kayıtlı olduğum dershanede temizlik işine bakardı. Ben de boş zamanlarımda ona yardım ederdim. Dershanedeyken fizik dersinde iyiydim ve fizik hocamız da dershanenin ortaklarındandı. Bana bir gün “madem annene yardım ediyorsun gel sana bir iş verelim, sen de çalış” dedi. Konuştuk, işimiz dershanenin broşürlerini binalara dağıtmaktı. İşte benim hizmet sektörü ile tanışmam böyle oldu ve bir daha da çok dışına çıkamadım bu sektörün.
Şimdi turizm işletmeciliği üçüncü sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda sektörde çalışan bir işçiyim. Bugün en azından benim çalıştığım turizm sektörüne bakalım. Otellerde çalıştığım ve tatilden bihaber olduğum bu sektör emek yoğun bir sektör yani yoğun işçi çalıştırılması gereken sektörlerden biridir. Ancak hangi otelde çalışırsam çalışayım çeşitli bahanelerle yeterli sayıda işçi çalıştırılmıyor. Çok iyi hatırlarım, sabah yedi ve on bir saatleri arası dört saat süren ücretsiz kahvaltı servisi vardı, biz garsonlar ve komiler olarak tam 450 kişiye 12 kişi hizmet etmek için uğraşıyorduk. Bu çalışma koşullarının olduğu otel yedi yıldızlı dünya çapında birçok tesisi bulunan bir otel. İhtişamlı görünen, yedi yıldızlı, prestijli ve çalışma kültürü olan bir otel diye sunulan yedi yıldızlı bu sarayda biz işçiler sadece hizmetçilerdik. Sıcakların neredeyse 38-40 dereceyi bulduğu, nem oranının %70’lere vardığı kötü hava koşullarında bizler koştura koştura çalışıyorduk. Dediğim gibi bizler saraylarda sadece hizmetçilerdik.
Hizmet sektörü hakkında değinmeden edemeyeceğim bir başka konu da stajyer işçilik. Her sektörde olan stajyerlik hizmet sektörünün de bel kemiği. Her hizmetçi yetiştiren okula devlet 60 işgünü -altını çiziyorum 60 normal gün değil işgünü- staj zorunluluğu koyuyor. Bu 60 işgününün içinde bayramlar, hafta sonları, resmi tatiller yok, yani bir kişi zorunlu staja başladığı zaman dört aya yakın çalışacak hem de resmi tatillerde ve bayramlarda para almadan bedava çalışacak. İşsizliğin bu kadar artmasının en büyük nedenlerinden olan stajyerlik uygulamasını devletin herhalde kaldırmaya niyeti yok. Çünkü her sene büyük-küçük otellerin ucuz işçi arayışlarının karşılanması gerek. Ben stajımı bahsi geçen yedi yıldızlı otelde garson olarak yaptım. Her ay eğer mesai yapmadıysam (ki genelde az işçi çalıştırdıkları için herkes mesai yapardı) sadece 500 lira maaş alırdım. İşte stajyerlik işte sermaye ve merhaba sömürü demekten kendimi alamıyorum.
Dostlar, kardeşler, bizler gün geçtikçe büyüyen hizmet sektöründeki hizmetçileriz. Ancak bizlerin de tatil yapmak, dinlenmek, kitaplar okumak, öğrenmek için zamana, kısacası insanca yaşamaya hakkı yok mu? Elbette var hem de milyarlık odalarda kalan, altın arabalara binen patronlar sınıfından daha çok var. Çünkü ister hizmet sektörü olsun ya da herhangi bir sektör, tüm değerleri bizim nasırlı ellerimiz üretiyor. Bir gün gelecektir ve bizler karanlıkların ortasından bir güneş gibi doğacağız ve yarınlarımıza umut olsun diye tüm ürettiklerimize sahip çıkacak, tüm insanlık için büyük, özgür, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya kuracağız. Bunun için mücadeleyi elden bırakmadan daha da büyütmeliyiz.
Leyla ve Okuma Hayalleri
Mücadele ile Stressizsiniz!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...