Buradasınız
İleri İşçiler!
Bostancı’dan bir işçi
Faşizm dünyanın birçok ülkesinde işçi sınıfına ağır bedeller ödetti. Yaşanan bunca acı deneyimlerin ardından çekilen birçok film, biz genç kuşaklara faşizmin ne lanet bir şey olduğunu, nasıl örgütlendiğini ve adım adım iktidarı nasıl ele geçirdiğini anlatıyor. Faşizm yalnızca eski tarihlerin konusu değildir. Yaşadığımız bu dönem açısından da her geçen gün derinleşen bir kriz, krizi aşmak için yükseltilen emperyalist savaşlar ve yükseltilen milliyetçilik dalgası ile işçi sınıfının gözleri bağlanmak isteniyor. Oysaki bizlerin bu dönemlerde göz bağlarımızı söküp atmaya ve dünyamızın üzerinde dönen dolapları derinden kavrayabilmeye ihtiyacımız var. Bu amaçla Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğimizin Bostancı temsilciliğinde “1900” adlı film etkinliğimizi gerçekleştirdik.
1900 ve 1945 tarihleri arasında İtalya’daki bir çiftlik evinde bir yanda çiftlik sahipleri burjuvaların yaşamlarını, diğer yanda ise üç dört kuşak boyunca, babadan oğula geçen miras gibi, bu efendiler için çalışan çiftçi ailelerinin yaşamları anlatılıyordu. Aynı günde iki çocuk doğar. Birisi geleceğin patronu, diğeri de onlara karşı mücadele edecek olan işçi çocuğudur. 20’li yaşlara kadar arkadaş gibi büyüyen bu iki gencin hayatları sınıfsal çizgilerle derinden ayrılıyordu. Ne kaderleri ne de yaşamları ortaktı. Patronun oğlu savaşa bile gitmeden çiftliğin dibinde, giydiği üniformalarıyla yapar askerliğini. Diğer genç ise cephelere sürülmüştü. Patronun oğlu bir eliyle beslerken faşist köpekleri, işçi çocuğu büyüttü kavga yoldaşlarının umudunu. Patron eliyle beslenen faşizm, yükselen sınıf mücadelesinin karşısında saldırılarını bir bir başlatmıştı.
Öncelikle işçi evleri yıkılmaya başlandı. Ama buna bir dur denilmeliydi ve evlerini yıkmak için gelen askeri müfrezelerin önünde siper kuran kadınlar kararlılıklarıyla onları geri püskürttüler. İlk saldırıları ezmişlerdi ama gerisi geldi. Yaşlıların yaşadığı komün evi bir gecede ateşe verildi. Cenazelerinde “Efendileri tarafından sömürülmüş, faşistler tarafından öldürülmüş”, “Uyan!” sloganı yükseltildi. Çocuk yaşlarından itibaren efendileri için çalışmış olan işçilerin cenazeleri kızıl bayraklarla gömüldü toprağa. Şehirden grev haberleri geliyordu köy meydanına. Ve bir gecede insanlar alınıp götürülüyordu. Hapishaneler yetmezdi bu umudu bastırmaya, yetmedi de.
Kapitalizm gelişiyor ve artık çiftçi emeğinin karşısında traktörler boy göstermeye başlıyordu. Kır çözülüyordu ve çiftçi ailelerinin yaşamları daha bir zorlaştıkça mücadeleleri de daha bir yükselmeye başlıyordu. Faşistlerin saldırıları da artarak devam ediyordu. Bir gece tel örgülerin kenarına dizilen köylüler silahların karşısında İl Duçe’nin (Mussollini’nin) öldüğünü ilan ediyorlardı. Ve her birinin ağzından İtalyan İşçi Marşı “İleri İşçiler” yükseliyordu, kurşunlara rağmen. 1945’in sonlarında faşizmi yenen işçiler yaşadıkları bunca acıların hesabını sormak için mahkemelerini kurmuşlardı. İtalyan işçileri faşizmi yenmenin sevincini taşıyorlardı. Fakat bir eksikleri vardı. İktidarı almışken tekrar devrettiler burjuvaziye. Onlar için efendi ölmüştü ama henüz mezara gömülmemişti.
Bu film bizlere bir kez daha gösteriyor ki, yalnızca faşizmi ezmek ve ona bunun hesabını sormak yetmiyor. Onu besleyen ve büyüten eli yani patronlar sınıfının düzenini ezmedikçe faşizm belâsından kurtulmamız mümkün değil. Bu düzen tarih boyunca hiçbir zaman biz işçilere güzel bir yaşam sunmadı. O halde yıkılmalıdır. Tüm bu kara yaşamları bizlere çizen kapitalizmi yıkmak üzere örgütlü mücadeleye girmekten başka kurtuluşumuz yok.
Krizin Faturası Patronlara
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...