Buradasınız
Sahte umudun umutsuzluğu
Gebze'den bir metal işçisi
UİD-DER Gebze şubesinde düzenlenen bir etkinlikte, Yılmaz Güney’in 1970 yılında yönettiği ve oynadığı Umut filmini izledim. Film, o gün yaşananları bugünün Türkiye’sinde yaşananlarla kıyaslamamızı sağladı. Çoğumuzun yüzleşmekten kaçtığı acı ama gerçek tabloyu önümüze serdi. Nasıl ki kapitalizm bizleri acımasızca sömürüyorsa, bir çırpıda yok etmesini de iyi biliyor. Bu işleyişin değişmediğinin, hatta azgınlaşarak devam ettiğinin ve işçi sınıfının örgütlü mücadelesi olmadan da değişmeyeceğinin mesajını veren Umut filmi, bizlere “ÖRGÜTLÜYSEK HER ŞEYİZ, ÖRGÜTSÜZSEK HİÇBİR ŞEY” sözünün ne kadar doğru olduğunu gösterdi.
Etkinlik öncesinde, hazırlanan yiyecek ve içecekler eşliğinde sıcak sohbetlere koyulduk. Çeşitli fabrikalardan gelen tanımadığımız işçilerle birlikte fabrikalarımızdaki sorunlar üzerine konuştuk ve bir kez daha gördük ki bizlerin sorunu ortak. Derneğimiz UİD-DER olmasa, bu ortak sorunlardan hiç haberimiz olmayacaktı ve sorunun sadece kendi çalıştığımız fabrikadaki yönetimden kaynaklandığını düşünmeye devam edecektik.
Filmin başlanacağı söylendiğinde heyecan içinde yerlerimizi aldık. Sunum yapan arkadaş Umut filmi hakkında biraz ön bilgi verirken, sorunun ana kaynağı olan kapitalist sistemi olabildiğince teşhir etmeye çalışıyordu. Film başlayınca bazen acıyarak baktığımız, bazen kahkahalar attığımız ve bazen de kendimizi arabacı Cabbar’ın yerine koyduğumuz sahneleri gördük. Filme ara verildiğinde ise genel olarak herkes hummalı bir şekilde film üzerine konuşuyordu. Bazı arkadaşlar örgütsüzlükten, güvensizlikten yakınıyorlardı. Verimli geçen sohbetimizde örgütlenme ve güven konusunda neler yaptığımızı tartıştık. Medyanın bizler üzerindeki etkilerinden söz ettik. Eğer bizler önce kendimiz taşın altına elimizi koymazsak umutsuzluk bizleri esir alır ve medya sayesinde burjuvazi kalbimize korku tohumlarını eker.
Bu sohbetlerden sonra filmin ikinci bölümüne geçtik. Film, sahte umudun aslında umutsuzluk olduğunu kanıtlarcasına arabacı Cabbar’ın akli dengesini kaybetmesi ile sona erdi. Film sonrası ise genel sohbete geçildi. Film, kapitalist sistemin gerçek yüzünü olabildiğince gösterdi ama bir arkadaş bunun bir eğitim sorunu olduğunu söyledi. Nasıl bir eğitimden bahsediliyordi ki? Devlet okullarında on bir yıl boyunca eğitim aldım ama bana fabrikalardaki çalışma koşullarından, yasal haklarımdan hiç bahsetmediler. Neden acaba? Şunu da gördüm ki, fabrikada daha fazla ücret ve iyi çalışma koşulları arayan işçilerin karşısına polis ve jandarma çıkıyor. Bu kolluk güçleri eğitimsizler mi ki işçilerin daha iyi şartlarda çalışmasını ve yaşamasını istemiyorlar? Yoksa patronlar daha iyi yaşasın ve daha fazla sömürsün diye mi çalışıyorlar? Demek ki bizlerin anlaması gereken ve öğrenmesi gereken işçi sınıfının bilimi olmalı.
Sunum yapan arkadaşın dediği gibi birilerinin yoksulluğu diğerinin zenginliğiyle orantılıdır. Bizlerin ürettiği artı-değer olmadan bu sistem ayakta duramaz. Yaşaması için sömürmeye ihtiyacı olan bu sistemin yok olması için işçi sınıfının uluslararası örgütlü mücadelesi gerekmektedir. Önce kendimizden başlayarak öğrenmeli, öğretmeli ve örgütlenmeliyiz.
Umut filmi örgütlülüğün ve mücadelenin önemini bir kez daha gösterdi. UİD-DER Gebze şubesine biz işçilere böyle bir olanak sağladığı için sonsuz teşekkür ediyorum. Hiç tanımadığımız işçi arkadaşlarla tanışma, ortak sorunlarımız üzerinde sohbet etme fırsatı bulduk bu sayede. Böylesi çalışmaların tekrar olabilmesi için de derneğimizi güçlendirmeye çalışmalıyız.
Birleşen işçiler yenilmezler!
Umutla gerçek arasındaki fark
Dünya İşçi Hareketinden
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...