Buradasınız
İnsan Olduğumuzun Farkındalarmış!
Avon’dan bir grup işçi
Biz Avon fabrikasının yurtiçi kargo bölümünde çalışan bir grup işçiyiz. Gündüz ve gece vardiyaları var. Biz KM Grup diye bir taşeronla işe başladık. Servislerimizi taşeron firma ayarlıyordu. İlk üç hafta günde iki farklı servise biniyorduk. 15 günde 20 ayrı servis aracı değiştirdik. İş çıkışında servisi 30 ilâ 45 dakika beklemek zorunda kalıyorduk. Bu sorun 3 hafta boyunca devam etti. 3 hafta boyunca arkadaşlarla bu sorun üzerine konuştuk ve taşerona baskı uygulayarak düzenli servis saatleri ve araç temin ettirdik.
Her gün yoğun şartlarda 14 saat çalışıyoruz. Cumartesi günleri Avon çalışanları fazla mesai ücretlerini alırken, taşeron firma bize fazla mesai ücretimizi vermiyor. 5 saat fazla mesai için 15 TL ücret alıyoruz. Bizim 5 saatimizin değeri bu kadarken patronların bizi sömürmesinin her saniyesi onlar için çok daha değerli. Ama bize mesaiye kalıp kalmayacağımız sorulmuyor. Normal çalışma saatinin bitiminde soyunma odasına giderken bizi durdurup “mesaiye kalacaksınız” diyerek zorunlu mesaiye bırakıyorlar. Taşeron firmanın iş çıkışı servis göndermemesi, birçoğumuzu fazla mesaiye kalarak çalışmaya devam etmek zorunda bırakıyor.
Bir cumartesi günü iş yetişmedi diye bizi zorunlu olarak 17 saat çalıştırdılar. Biz gitmek istediğimizi söyledik ama taşeron firma servis yollamamıştı. Taşeron firmayı arayarak servisimizin neden gelmediğini öğrenmek istiyorduk ama telefonlarımıza cevap vermediler. Pazartesi günü işbaşı yaptığımızda arkadaşlarla akşam 22’de gelerek mesai yapmadan çalışmayı kararlaştırdık ve bunu yönetime bildirdik. Ama taşeron “o gelmeyenlerin ismini verin” dedi. “Herkes” diye cevap verdik. “İyi o zaman, siz bilirsiniz, gelmezseniz 1 haftalık paranızı keserim” diyerek cevap verdi. Bunu duyan arkadaşlar kararlarından geri döndüler. Herkesin gözünde korku vardı paramızı vermez diye. Biz onlara böyle bir şey yapamayacaklarını söyledik. Telefonda taşeron yetkilisiyle konuştuktan sonra birkaç arkadaşımız, “ben mesaiye kalırım, bizim paraya ihtiyacımız var” dediler. Evet, aslında herkesin paraya ihtiyacı var. Ama bize emeğimizin tam hakkını vermiyorlar. Üç kuruşluk mesai ücretlerine muhtaç ediyorlar.
Bu uzun çalışma saatlerinden dolayı bir arkadaşımız iş kazası geçirdi. Bant üzerinden sürekli gelen kargo kolilerini alıp paletlere diziyoruz. Artık belli bir saatten sonra robotlaşarak yaptığımız işi dikkatsiz bir şekilde yapmaya başlıyoruz. Bu 14 saatlik çalışma süresinde devamlı ayakta olmamız ayak ve belde dayanılmaz ağrılara neden oluyor. Bu fazla mesailer sonucunda bir arkadaşımız kolunu banda kaptırdı. Çalışmaya öyle bir dalmışız ki, etrafta olan bitenin farkında değildik. Ta ki bir arkadaş “bandı kapatın” diye bağırıncaya kadar. Hemen bandı kapatıp iş kazası geçiren arkadaşın yanına koştuk. Herkes bandı tutarak çekmeye başladı. Bu sırada amir bağırarak “ne yapıyorsunuz hepiniz burada, bant sıkışmış, gidin kolileri yere alın” dedi. İki arkadaşı göndertip kolileri yere aldırttı. Bu sırada bandın vidalarını söküp arkadaşın kolunu bandın arasından çıkardık. Tutanak tutuldu ve hastaneye götürdüler.
Ertesi gün taşeron firmanın yetkilileri geldi ve bizlere “sizler bizim için değerlisiniz ama insan olduğunuz için değerlisiniz, burada art niyet aramayın” dediler. Taşeron yetkililerinden sonrada amir çay saatine çıkarken bizi çevirerek konuşma yapacağını söyledi. Amir, “kulaklıkla müzik dinliyorsunuz, telefonla uğraşıyorsunuz, bu yüzden dikkatiniz dağılıyor, sonra elinizi banda kaptırıyorsunuz” diyerek suçun bizde olduğunu söyledi. Ama fazla mesaiden hiç bahsetmedi. İsteseydi bu konuşmayı iş başlamadan da yapabilirdi, ama işin aksamaması için bize ayrılan çay saatini kullandı ve çay saatimizden çaldı.
İş kazası geçiren arkadaşımız raporluydu. Bir hafta sonra işe geri döndü. İçeri girmesiyle çıkması nerdeyse bir oldu. Daha arkadaşımıza bir “merhaba” bile diyememiştik. Arkadaşımızın çıkışı verilmiş, ama onun bundan haberi bile yoktu. Bu iş kazasından dolayı arkadaşımızın işine son verilmişti. Mesailer zorunlu tutuluyor ve bunun sonucunda iş kazaları oluyor. Bunun sorumlusu olarak biz işçiler gösteriliyoruz. İş kazalarının birçoğunda arkadaşlarımız işlerinden oluyor. Bunların olmaması için birleşelim ve haklarımızı arayalım.
Uzun ve Zorunlu Fazla Mesaiye Hayır!
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...