Buradasınız
Gebze’de Okulların Açılması Üzerine İşçilerle Konuştuk
2010-2011 eğitim yılının başlamasıyla okul telâşı da başladı. Gebze’de işçi aileleri ile yeni eğitim döneminin başlamasıyla birlikte ne gibi sıkıntılarla karşılaştıkları üzerine sohbet ettik.
Çocuğu ilköğretim 8. sınıfta okuyan bir metal işçisi anne sorularımızı şöyle yanıtladı:
UİD-DER: Çocuğunuzun okul masrafları aile bütçenizi nasıl etkiliyor?
Olumsuz etkiliyor. Maddi sıkıntı yaşıyoruz. Önceliği oğlumun eğitim masraflarına veriyoruz. Sosyal faaliyetlerden kısıyoruz.
UİD-DER: Eğitim yılı boyunca ailelerden istenen kayıt, karne, sınav, servis paraları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bence hepsi çok pahalı... Herkes verdiği için biz de mecburen vereceğiz. Bu sene değil ama aynı sıkıntıyı seneye biz de yaşayacağız.
UİD-DER: Çocuğunuzun iyi bir eğitim aldığını düşünüyor musunuz? Sizce işçi çocuklarıyla patron çocuklarının aldığı eğitim bir midir?
Hayır düşünmüyorum. Eğitim almaya gitmiyor okula. Okula öğretmeni dinlemeye gidiyor sanki. Dünyalar kadar fark var bir kolejle bir devlet okulu arasında. En basit örneği, öğretmenlerin öğrencilerle konuşma şekilleri, ilgileri, davranışları bile farklı oluyor.
UİD-DER: Çocuğunuzun aldığı eğitim sizce onun gelecekte mutlu bir hayat sürmesine yeterli olacak mı?
Hayır. Şu an aldığı eğitimle ne bir üniversite hayali ne de bir mesleği olacak. Örneğin, oğlum din dersi almak istemiyor ama buna zorunlu tutuluyor. Bunda kesinlikle bizim hiç etkimiz olmadı. Tamamen kendi düşüncesi ve din kültürü öğretmeni sınıfın ortasında namaz kıldırmış istemediği halde. Cuma günleri din dersi var ve oğlum sırf bu yüzden cuma günleri okula gitmek istemiyor. Oğlumu sınıfın ortasında rencide etmeye kimsenin hakkı yok. Gidip konuştum okulla fakat yine de insanın içine bir tereddüt kalıyor ya öğretmeni çocuğa takarsa ve durum daha da kötü olursa diye. Bu çok saçma, din dersinin zorunlu tutulması.
UİD-DER: Eğitim emekçilerinin verdiği mücadeleye destek oluyor musunuz?
Tabii ki. Şu meslek dallarında en çok öğretmenlerin durumuna üzülüyorum. Biz bile bazen kendi çocuğumuza tahammül edemiyoruz. Onlar eğitmeye, bir şeyler öğretmeye çalışıyorlar. Bence onlar çok değerliler.
UİD-DER: UİD-DER parasız eğitimi savunuyor. Sizce de eğitim parasız olmalı mıdır?
Evet. Bence tüm okullar eşit düzeyde eğitim vermeli ve parasız olmalıdır. Ama şu anda bunun olması zor.
* * *
İki çocuk okutan bir kadın metal işçisi de sohbet ettiğimiz işçiler arasındaydı:
UİD-DER: Çocuklarınızın okul masrafları aile bütçenizi nasıl etkiliyor?
Çok zorlanıyoruz. Çünkü eşimin sürekli bir işi yok.
UİD-DER: Eğitim yılı boyunca ailelerden istenen kayıt, karne, sınav, servis paraları hakkında ne düşünüyorsunuz?
İki çocuğum var ve ikisini de servise vermek zorundayım. Çocuklarımı okula götürmek gibi bir imkânım olsa servise hiç vermeyeceğim. İkisi için 140 TL ödüyorum, bu da bizi bir hayli zorluyor.
UİD-DER: Çocuğunuzun iyi bir eğitim aldığını düşünüyor musunuz? Sizce işçi çocuklarıyla patron çocuklarının aldığı eğitim bir midir?
Kesinlikle hayır. Evde çocuklar ders çalışırken gözlemliyorum, bence zayıf ama öğretmenleri durumları iyi diyor. Aynı olamaz, yani imkânsız. Patron çocuklarıyla işçi çocuklarının aldığı eğitim hiç bir olur mu? Onların paraları var, her şeyleri farklı.
UİD-DER: Çocuğunuzun aldığı eğitim sizce onun gelecekte mutlu bir hayat sürmesine yeterli olacak mı?
Hiç sanmıyorum, en başta eğitim sistemi o kadar bozuk ki, sürekli öğretmenleri değişiyor. Tam birine alışıyor, o gidiyor bir başkası geliyor. Onlar da benim gibi işçi olacaklar, başka şansları yok.
UİD-DER: Eğitim emekçilerinin verdiği mücadeleye destek oluyor musunuz?
Evet, bence sonuna kadar haklılar.
UİD-DER: UİD-DER parasız eğitimi savunuyor. Sizce de eğitim parasız olmalı mıdır?
Bence de parasız olmalı, herkesin çocuğu eğitimden yararlanabilsin diye.
İnsan Olduğumuzun Farkındalarmış!
Sistem Çöktü!
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...