Buradasınız
İnsan Sadece Nefes Almakla İnsan Olmaz!

İş kazası geçiren arkadaşını iş saatlerinin uzunluğu nedeniyle ziyaret edemediğini anlatan genç bir işçi, sözlerinin sonunda şöyle diyor: “İnsan sadece nefes almakla insan olmaz. İnsanı insan yapan değerler vardır.” Aslında genç işçi, bu sözleriyle insanlığın binlerce yıldır süzülüp gelen değerlerini ifade etmeye çalışıyor: Yardımlaşma, paylaşım, karşılıksız olarak başkalarını düşünebilme vs. İşçilerin dayanışmaya, yardımlaşmaya, haksızlıklar karşısında boyun eğmemeye, birlik olmaya ve bunun gibi manevi değerlere çok ihtiyaçları var. İşçileri insan olarak değil, makinenin bir parçası olarak gören patronlarsa, bu değerleri ayağa düşürmek ve yok etmek istiyorlar.
Patronlar için bu manevi değerlerin hiçbir önemi yok. Onlar manevi değerlere, dostluğa, dayanışmaya ihtiyaç duymaz, değer vermezler. Çünkü adına kapitalizm denen kâr düzeni, insanlığı rekabete ve bencilliğe itiyor. Bu düzenin sahibi patronlar daima birbirleriyle rekabet ve pazarlık halindedirler. Bir patron rekabet ettiği diğer patronların kuyusunu kazmazsa, ayakta duramaz. Daha fazla kâr elde edebilmek için pazar payını büyütmeye, amansızca yarışıp rakiplerini ezmeye odaklanır. İşçileri acımasızca sömürür. İnsani ilişkilerin yerine para ilişkilerini koyar, dini imanı paradır. Dayanışma yerine rekabete, yardımlaşma ve paylaşma yerine bencilliğe, birlik ve beraberlik yerine bireyciliğe sahip çıkar.
Oysa işçiler için durum bambaşkadır. Rekabet, bencillik, bireycilik, kıskançlık aslında işçi sınıfının çıkarlarına aykırıdır. İşçiler, insanı insan yapan değerlere sahip çıktıkça kuvvetlenir ve patronların haksızlıklarına karşı çıkabilirler. Meselâ aynı fabrikada çalışan işçiler, birbirleriyle rekabet ederlerse üretim miktarını arttırırlar. Az işçiyle çok iş yapılmasına neden olurlar ve patronların bu oyunu işçilere daha çok çalışma ve işsizlik getirir. Çalışan işçiler daha fazla iş yükü altında ezilirken, işsizlik korkusuyla daha düşük ücretlere, fazla mesailerle ömür tüketmeye razı olmak zorunda kalırlar. Oysa dayanışma içinde olan işçiler, yaşadıkları sorunları çözmek ve daha iyi çalışma koşulları elde etmek için hep birlikte mücadele edebilirler. Taleplerini patronlara kabul ettirebilir, çalışma koşulları üzerinde söz sahibi olabilirler.
İşte tam da bu nedenle patronlar, işçiler arasındaki dayanışmayı ve kardeşçe bağları yok etmek isterler. İşçileri bölüp parçalamanın yollarını ararlar. Aynı tezgâhta çalışan işçileri birbirlerine yabancı, hatta düşman etmek isterler. İşçilerin dayanışmasını engellerler. İşten atılan, kıdem ve ihbar tazminatları için direnişe geçen Feniş Alüminyum işçileri, bu gerçeği şu sözlerle dile getiriyorlar: “Eskiden dayanışma vardı, meselâ evlenenler için ya da yakını ölenler için para toplardık, artık bu değerler kalmadı. Toplanan paraların kontrolünün mümkün olmadığını iddia eden patron, aramızda para toplamamızı yasakladı.” Besbelli ki Feniş patronunun niyeti işçilerin topladığı paranın kontrol edilmesi değil, işçilerin dayanışmasını engellemekti. Öyle olmasa işçilerin on yıllarca çalışarak hak ettikleri kıdem ve ihbar tazminatlarını gasp etmezdi!
İşçilerin hayatın zorluklarına göğüs gerebilmek için birbirlerine sahip çıkması engelleniyor, işçiler yalnızlığa itiliyor. İşçilerin sırtından para kazanan, onları sömüren, haklarını gasp eden, çalan-çırpan patronlarsa bu toplumun efendileri olarak saygı görüyorlar. Emekçilerin sırtına basarak yükselenler, elde ettikleri maddi imkânlarla sosyal statü sahibi oluyorlar. Kendi bencil değerlerini işçilere kabul ettirmeye çalışıyorlar. İşçilerin sorunları sanki toplumsal ya da sınıfsal değil de bireysel sorunlarmış gibi gösteriliyor. İşçilere “her koyun kendi bacağından asılır” denerek bencillik aşılanıyor, kimseyi düşünmemeleri, yalnızca kendilerini düşünmeleri öğütleniyor. Yani aslında şunu demiş oluyorlar: “Tek başınıza kalın ve hiçbir şey yapmaya gücünüz yetmesin ki, biz de sizi istediğimiz gibi sömürebilelim.” Şurası çok açık ki, işçilerin yaşadığı sorunların tümü insanın insanı sömürdüğü kapitalist sistemden kaynaklanıyor.
Bu nedenle, işçiler sorunlarını tek başlarına değil bir araya gelip insanlığın ve işçi sınıfının dayanışmasına ve paylaşımcı değerlerine sahip çıktıklarında çözebilirler. İşçiler dayanışma içinde olurlarsa birbirlerine güvenir, örgütlenir, mücadele eder ve patronların düzenine boyun eğmezler. Patronların düzeni olan kapitalizm yıkıldığında her türlü sömürü, yozlaşma, rekabet ve bencillik ortadan kalkacak; insanlar barış ve huzur içinde, kardeşçe ve mutlu bir şekilde yaşayacaklar!
Ben İşçi Sınıfıyım
İşçilerin Sordukları/17
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- “Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım!
- İşçi Dayanışması 185. Sayı Çıktı!
- “Yolun Karanlığı Olmaz, İyi Bir Arkadaşla Yürüyene”
- Sınırdışına Çıkmak mı Sınırları Aşmak mı?
- Dünya Meydanlarından Yükselen Sesler Bize Ne Anlatıyor?
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Titan’dan Titanik’e Kapitalizmin Akıl Dışı Hikâyesi
- “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
- Kıdem Tazminatına Ne Oldu?
- Saldırılara Nasıl Karşı Koymalı? Maden-İş Örneği Yol Gösteriyor!
- İşçi Dayanışması 184. Sayı Çıktı!
- Asıl Değerli Olan…
- Neden ve Nasıl Değiştim?
- Birimize Yapılan Hepimize Yapılmış Demektir!
- Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi
Son Eklenenler
- Ben kendi harçlığımı çıkarmak için yazları çalışan bir öğrenciyim. Hayat pahalılığından dolayı çalıştığım yerde bazen mesailere kalıyorum. Hem bedenen hem de psikolojik olarak o kadar çöküyorum ki o günlerde! Ruhumu dinlendirebileceğim, rahat bir...
- Fabrikamızda bir haftadır ek zam alabilmek için mücadele ediyoruz. Umut da cesaret de bulaşıcıdır derler. Biz çevremizdeki fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın verdiği mücadelelerden etkileniyoruz. Onları yakından takip ediyoruz. Özellikle geçim...
- İşçiyi köle gibi çalıştırmayı kendilerine hak gören patronların pervasızlıkları, işçilerin haklarına yönelik saldırıları bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde BİM (BİM Birleşik Mağazaları A.Ş.) Balıkesir Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Bölge Deposu...
- Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için tazminatsız işten atılan işçiler direnişlerinin birinci ayında İstanbul’da Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Toplu iş sözleşmesinden doğan geriye dönük alacakları için eylemler...
- Libya’da 10 Eylülden bu yana etkili olan şiddetli yağış ve seller sonucunda meydana gelen felaketin boyutu giderek ağırlaşıyor. Libya’nın doğusunu vuran, 100 bin kişilik liman şehri Derne’nin büyük bir bölümünü sulara gömen sel felaketinde 10 binden...
- İsviçreli işçiler 16 Eylülde talepleri için meydanlara çıktı. İsviçre Sendikalar Federasyonu (USS) ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla Bern kentinde toplanan işçiler artan hayat pahalılığına karşı ücretlerin arttırılmamasına tepki gösterdi.
- Ben Bilecik/Bozüyük’te metal fabrikasında sendikalı olarak çalışan bir işçiyim. 2023-2025 yılları için yapılacak olan grup toplu iş sözleşmesi sürecinden geçiyoruz. Bugün oluşturulan taslak zaman zaman iyi gibi görünebiliyor. Ancak kesinlikle...
- DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, tersane taşeronlarının sendikalarına yönelik saldırılarını protesto etmek için Tuzla Gemi Tersanesi önünde bir eylem düzenledi.
- Bu yaz gerek ülkemizde gerek dünyada sıcaklıklar artınca çalışma koşulları iyice zorlaşmıştı. Açık alanda güneşe direkt maruz kalan çalışanlarda sıcak çarpması, mide bulantısı ve başka rahatsızlıklar baş göstermişti. Benim çalıştığım şantiyede de bu...
- Ankara’da emekçi kadınlar olarak bir araya geldik, “Diren” filmini izledik. İşçi Dayanışması’nın 184. Sayısında, Emekçi Kadın köşesinde çıkan “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…” yazısında anlatılanlar üzerine filmi merak etmiştik....
- İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet’in bu dizeleri yazmasının üzerinden uzun yıllar geçti. Burjuvazi, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere razı edebilmek için işçi sınıfını yalanla beslemeye devam ediyor. Burjuvazi işçi sınıfına sopa göstererek...
- Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gebze 1 No’lu Şube, 17 Eylülde, sendika yöneticileri, delegeler ve çeşitli sendikalardan, emek örgütlerinden, sosyalist partilerden konukların katılımıyla 15. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. “Gelenekten...
- ABD’nin Detroit kentinde “3 Büyükler” olarak adlandırılan General Motors, Ford ve Stellantis otomobil fabrikalarında çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve gitti. 15 Eylülde, Birleşik Otomotiv İşçileri...