Buradasınız
Kendimizle Yüzleşelim
Esenyurt’tan bir tekstil işçisi
Öncü işçilerin yıllardır işçi sınıfı içerisinde bir şeyleri yaparken neden bu kadar hatalar yaptığını şimdi daha iyi anlıyorum. UİD-DER’le tanışmadan önce her şeyin bir an önce yapılmasını istiyordum. Kazanımları, kayıpları hesaplamadan balıklama atlıyordum. UİD-DER’le tanıştıktan sonra artık her şeyi çok iyi hesaplayarak yapmam gerektiğini ve mücadelenin hızlı koşarak değil emin adımlarla yürütülmek zorunda olduğunu gördüm.
Şu an bulunduğum yerdeki bazı olaylar benim birçok şeyleri fark etmemi sağlıyor. İşyerinde sendikalaşma faaliyetine girişildi. Arkadaşlar üzerinde fazlaca düşünmeden çok hızlı yol almak istediler. Ama yapılanlar işçilerin bile tepki vermelerine yol açtı. O olanlardan sonra şunu düşündüm. Bugün UİD-DER’le tanışmayıp bir şeyleri öğrenmeseydim ben de o arkadaşlar gibi yapacaktım. Sonucu da ortaya çıkacaktı. Evet, bulunduğum Esenyurt bölgesinde birçok fabrikada yapılan aynı hatalar, işçilerin devrimcilere, öncü işçilere uzak durmasına yol açmıştır. İşçi dostlarımızla bir çay bile içmeden, hiçbir şey paylaşmadan, rahatsızlıklarını bilmeden onların bir anda mücadeleye atılmalarını bekliyoruz. Oysa bu sistem işçi sınıfını o kadar çok sindirmiş ve yalnızlaştırmış ki, işçilerin zaman zaman kendilerine bile güvenleri olmayabiliyor. Gerçekten bir derdimiz varsa önce çalıştığımız insanları tanıyalım, önce onların hayatlarına girelim, sonrası gelecektir.
Evet, ben bu aileyi tanımadan önce hızlı adımlarla koşuyordum. Hızlı koşanlar çabuk yoruluyorlar. Bir süre sonra suçu işçilere atıp kurtuluyorlar. Kendi hatalarımızı, yanlışlarımızı düşünmüyoruz bile. Akılda şu düşünce oluyor: Biz devrimciyiz, küçük hatalar yaparız ama işçilerin yaptıklarını bizler yapmayız! Böyle deyip kendilerini onlardan bir kat yukarda görüyorlar, işçiler bir şeylere tepki verdiklerinde ise onları bilinçsizlikle ve geri kafalılıkla suçluyorlar. Sonra da bu işçilerden bir şey olmaz, bunlara güvenilmez deyip işin içinden çıkıyorlar.
Önce kendimizi düşünelim, bizleri bu düşünceleri daha iyi öğrenmemizi sağlayanlar ne kadar çaba sarf etti. Sonra bizler de o emeği birilerine verelim. Nasıl her gün 11-12 saat çalışıp patronlara kazandırıyorsak işçi dostlarımıza da zaman ayırıp onların bir şeyleri kazanmalarını sağlamalıyız. Çünkü örgütlü olan sınıf kazanır.
Asgari Ücrete Komik Zam
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.