Buradasınız
Kıdem Tazminatlarımız Gasp Edilemez
Sermaye sınıfının, kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılarının azgınca sürdüğü şu dönemde, hükümet, kıdem tazminatı hakkımızı da elimizden almayı hedefliyor. Biz işçiler, bu yasaya karşı ciddi bir eylem hazırlığı yapmalı ve sendikalarımızı da harekete geçirmeliyiz.
Hükümet, uzun zamandır kıdem tazminatını işçilerin elinden alacak bu saldırı paketinin hazırlığını yapıyor. Bu hazırlığı yaparken kıdem tazminatını gereksiz ve çağdışı, tazminatı bir fona devretmeyi ise işçilerin çıkarına gibi göstermeye çalışıyor. Sınıfımızın verebileceği tepkiden çekinen hükümet, kıdem tazminatını gasp edebilmek için sendikaların rızasını almak istiyor. Hükümet, bir fon oluşturup işçilerin tazminatlarını bu fondan alabileceklerini söylüyor. Ancak bir işçinin bu fondan tazminatını almayı hak edebilmesi için, en az 10 yıl sigortalı olarak çalışmış olması gerekiyor. Üstelik bu fondan elde edilecek faiz geliri de gasp edilip hazineye aktarılacak.
Geçmiş yıllarda oluşturulan Tasarruf Teşvik Fonu ve Konut Edindirme fonlarında oynanan oyunlara baktığımızda, kıdem tazminatı fonunun da başına ne geleceğini anlayabiliriz. Tasarruf Teşvik Fonu taksit taksit geri ödendiğinde işçiler sözde güvence anlamına gelen bu paralarla ancak çerez alabilmişti. Konut Edindirme Yardımı için işçilere geri ödenen parayla ise işçiler çocuklarına oyuncak bir ev bile alamadılar!
Hükümetin 2003 yılında çıkardığı 4857 sayılı İş Yasası ile başlayan saldırılarla işçilerin elindeki birçok hak gasp edildi. 8 saatlik iş günü ortadan kaldırıldı. Tüm sınırlamalara rağmen çalışma saatleri fiilen 12 saatin üzerine çıktı. Esnek çalışma yasalaştırıldı. İşçilerin hafta sonu tatili patronların keyfine bırakıldı. Emekli olma yaşını 65’e ve prim gün sayısını 7200’e yükselterek emekli olmayı bir hayale dönüştürdü. Meclisten son geçirilen saldırı paketiyle, milyonlarca işsiz işçi açlıkla boğuşurken, işçilerin kendi parası olan işsizlik fonu patronların kasasına aktarıldı. Sırada bekletilen saldırı paketi ise kıdem tazminatını hedefliyor.
Bu yeni yasa işten atmaları daha da kolaylaştıracak. Patronları tazminat ödemekten kurtaracağı gibi işten atılan işçiler, haklarını almak için mahkemeye gidip dava bile açamayacak. Bir yıla 1 ay olarak hesaplanan kıdem tazminatı, yasayla birlikte 1 yıla 15 gün haline getirilecek. İşçilerin çok büyük bir bölümü yapılacak yasal düzenlemelerle bu fondan faydalanamayacak. Tıpkı işsizlik fonunda 42 milyar lira biriktiği halde 15 milyon işsiz işçinin çok az bir bölümünün işsizlik sigortasından yararlanabiliyor olması gibi. İşsizlik fonundan yararlanan işçilere ödenen miktar ise asgari ücretin yarısı gibi çok komik bir miktara tekabül ediyor. İşsizlik sigortası yağmalanıyor. Nihayet kıdem tazminatı fona devredildiğinde, biriken para sermaye sınıfına ve onun devletine aktarılacak, işçilerin çoğunluğu ise bu fondan hiç yararlanamayacak. Ama patronların temsilcisi politikacılar, medya aracılığıyla günlerce süren haberler eşliğinde, gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar ve kafamızı bulandırmaya çalışıyorlar. Örgütsüz ve bilinçsiz olan milyonlarca işçi kardeşimiz, bu saldırı yasaları karşısında çoğu zaman nasıl davranacağını bilmiyor.
Sendikalar, kıdem tazminatının tasfiyesi gündeme geldiğinden beri, “kıdem tazminatına dokunmak genel grev sebebi olur”, “bu, işçi sınıfı için bir felaket olur” şeklinde açıklamalar yaptılar. Fakat şimdiye kadar ne ciddi bir direniş gösterdiler ne de bunun hazırlığına giriştiler. İşçileri bu konuda bilinçlendirmek için bugüne kadar anlamlı bir faaliyet yapılmadı. Oysa sendikaları bu saldırılara karşı harekete geçirmeli ve patronların arzularının yasalaştırılmasını beklememeliyiz. Bugüne kadar zamanında ve yeterince harekete geçmediğimiz için birçok hakkımızın gasp edilmesine göz yumduk. Bir hakkımızı daha yitirmemek için yasanın çıkmasını beklemeden gücümüzü birleştirmeli ve mücadeleyi yükseltmeliyiz. İş işten geçmeden işyerlerimizden, sendika şubelerimizden başlayarak bir araya gelmeli ve haklarımızın takipçisi olmalıyız.
46. Yılında Kavel Destanı
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...
- İzmir Gaziemir Ege Serbest Bölgesinde bulunan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk fabrikasında 8 Martta başlayan grev kazanımla sonuçlandı. 18-19 Martta Enerji-Sen öncülüğünde iş bırakarak İBB önünde seslerini duyuran İstanbul Enerji AŞ işçilerinin...