Buradasınız
Kimileri İntihar Eder, Kimileri Gününü Gün Eder
Esenyurt’tan bir işçi

İşsizlik bir kırbaç misali insanları vuruyor. İş arayıp da bulamayan milyonlarca işçi var ve birçoğunun ağzından şu sözler dökülüyor: “Ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim, neden iş bulamıyorum?” Binlerce işçi açlığın pençesinde! Bir taraftan üç kuruşa “ne iş olursa yaparım” diyen işçiler, bir tarafta işçilerin sırtından geçinen kodamanlar, patronlar var!
AKP eski Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun kızı Sümeyra Ordu, sınava dahi girmeden Kütahya Belediyesinde memur olarak işe girmiş. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da yaşayan Sümeyra’nın işe gitmediği, aydan aya hesabına yatan maaşını ise düzenli olarak aldığı çıktı ortaya… Belediye Başkanı, “Özel Kalem olarak bizde görevli… Bakanlık onayıyla alındı ama raporlu. Başkası o görevi yapıyor. Geliyor, rapor alıyor ve izin kullanıyor. Ankara’da TOKİ’ye naklen geçmek istiyor. Doktor rapor veriyorsa ben ne diyeyim?” dedi. Belediye başkanına sormak lazım acaba aynı durumda başka bir işçi olsa aynı açıklamayı mı yapardı?
Diğer tarafta iş bulamayan, ekonomik krizden dolayı evine ekmek götüremeyen işçilerin intihar haberleriyle karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde atanamayan öğretmen Ersin Turhan canına kıydı. İntihar eden Ersin öğretmenin cebinden sadece 10 lira çıktı. Daha önce de oğluna okul kıyafeti alamayan İsmail Devrim yoksulluğun, işsizliğin kurbanı olup intihar etti. Ankara’da işsiz kalan bir inşaat işçisinin kendini yakması, cinnet geçiren bir işçinin kendisiyle beraber karısının, çocuklarının canına kıyması… İşçi intiharları sık sık duyduğumuz “sıradan haberler” haline geldi. TÜİK’in yaptığı araştırma da işçilerin en çok ekonomik kriz dönemlerinde, işsizlik ve yoksulluk gibi sebeplerle intihar girişimlerinde bulunduğunu gösteriyor.
İsmail Devrim’in intiharını “psikolojik” diye geçiştirmeye çalışmışlardı. İşçi intiharlarını “psikolojik” diyerek geçiştiremeyiz, nedenlerini de sorgulamamız gerekiyor. Kendimizden örnek verelim; şu anda yaşadığımız ekonomik kriz, işsiz kalma korkusu, sürekli artan fiyatlar, ücretlerimizin açlık sınırının altında kalması, yoksulluk… Böyle bir yaşamda hangimiz psikolojik olarak sağlıklı kalabiliriz? Zaten bu sistem; adil, eşitlikçi, insancıl bir düzen olsaydı biz işçiler bu halde olmazdık.
Kardeşler bir avuç sermaye sahibi ve onları temsil eden iktidar, bizim ürettiğimiz zenginlik üzerinden günlerini gün ediyorlar. Onların yaşadıkları hayat, çocuklarının faydalandıkları imkânlar ortada. Onların yaşadıkları güzel hayatların bedelini biz işçiler ödüyoruz. Çünkü örgütsüz ve dağınığız. Oysa gücümüz birliğimizden gelir. Bizlere ödetmek istedikleri krizin bedelini ödemekten ancak ve ancak birlik olursak kurtulabiliriz. Yoksulluğun, intihara sürüklenmenin olmadığı bir dünyanın kurulmasının yolu birlik olmaktan geçiyor.
Bunu Ben Bile Hesaplayamam!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...