Buradasınız
Korkmayalım, Haklarımıza Sahip Çıkalım!
2. İşten atmalar yasaklansın!
3. Tüm izinler ücretli izinlere dönüştürülsün, yıllık izinlerin gasp edilmesine hayır!
4. İşsizlik sigortası kayıtsız şartsız, hiçbir koşul konmadan tüm işçilere açılsın!
5. Sağlık hizmetlerinin kalitesi ve kapsamı genişletilsin, tüm sağlık hizmetleri parasız sağlansın!
6. İşçilerin elektrik, su, doğalgaz faturaları ile kredi borçları dondurulsun!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Sermaye medyası, yeni tip koronavirüsün zengin yoksul ayırmadığını, salgının sınıflar üstü bir boyut taşıdığını propaganda ediyor. Kimi ünlü kişiler özellikle öne çıkartılıyor. Bu propaganda maksatlıdır. Yoksul ile zenginlerin hastalanma oranları da şifa bulma sonuçları da bir değil! Covid-19 tam anlamıyla sınıfsal bir meseledir; emekçileri vurmaktadır, işçilere yönelik saldırıların bahanesi haline getirilmiştir.
Kapitalist sömürü düzeni büyük bir krizle sarsılmaktadır. Krize neden olan koronavirüs değildir. Ama koronavirüsü yaratan kapitalist sistemin insanı ve doğayı umursamayan, kâr odaklı üretim anlayışıdır. Egemenler, gerekli önlemleri almazken, aynı zamanda toplumu korku ve paniğe sürüklüyorlar. Çünkü kapitalist sistemin nasıl derin bir krizle sarsıldığının görülmesini istemiyorlar. İşçi ve emekçiler, kapitalizmi sorgulamasın mücadele etmesin diye topluma korku salıyorlar.
Kardeşler!
Kapitalist ekonomideki derin sarsıntı sonucunda şimdiden on milyonlarca işçi işten atılmıştır. Ancak insanlar evlerine gönderildiği için henüz kaç milyon işçinin işten atıldığı belli değildir. Yine de ilk veriler durumun son derece vahim olduğunu ortaya koyuyor. ABD’de son bir haftada 3 milyon 300 bin işçi işsizlik sigortasına başvurmuştur. Çin’den gelen bilgilere göre, son iki ay içinde işten atılanların sayısı 5 milyonu aşmıştır. Bu inanılmaz bir şeydir. Sermaye sınıfının ideologları, bu krizin normal bir kriz olmadığını, bir kasırga olduğunu ağızlarıyla itiraf ediyorlar.
Egemenlerin koronavirüsü kasıtlı olarak abartması boşuna değil. Eğer koronavirüs korkutması olmasaydı, milyonlar işten atılıp evlerine kapanmayı kabul etmez, kaderlerine razı olmazdı. Şu ana kadar birçok ülkede olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Amaç gerçekten de koronavirüs salgınına karşı mücadele etmek mi? Uygulamalara baktığımızda, amacın koronavirüs ile mücadele etmek olmadığını derhal anlıyoruz.
Mesela Macaristan’ın otoriter başbakanı Orban, ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetme yetkisi almak için meclise tasarı sundu. Neden? Bir halk uyanışıyla karşı karşıya olan ve kitle hareketlenmesini bastıramayan Şili’de başbakan Pinéra, orduyu sokağa indirdi, toplanma ve gösterileri yasakladı. İşçi grevleriyle köşeye sıkışan Fransa devlet başkanı Macron’un “savaştayız” diyerek koronavirüse sarılmasına ne demeli? Sermayeyi kurtarmak için tam 2 trilyon dolar ayıran Trump yönetimi, New York gibi eyaletlerde orduyu sokağa indirdi.
İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Türkiye’de şu ana kadar kaç işçinin işten atıldığı belli değildir. Ancak onlarca fabrikada üretime ara veriliyor; işçiler ya işten atılıyor ya ücretsiz izine çıkartılıyor ya da yıllık izinlere el konuluyor. Esnek çalışma dayatılıyor. Evde çalışma yaygınlaştırılırken, evlerine gönderilen işçilerin artan elektrik, su ve doğalgaz faturaları ile yemekleri karşılanmıyor. Bazı işyerlerinde koronavirüs bahanesiyle yemekler kaldırılıyor.
“Ekonomik İstikrar Kalkanı” adıyla bir paket açıklayan AKP iktidarı, bir kez daha sermayenin imdadına yetişirken, bu paketten emekçilere kolonya düşmüştür. Bu pakette işçi ve emekçileri korumaya dönük tek madde yoktur.
Koronavirüs, işyerlerinde en temel işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmadığını gizlenemez hale getirmiştir. Egemenler koronavirüs üzerinden toplumdaki korkuyu körüklerken, işyerlerinde en temel işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almıyorlar. Türkiye, iş kazaları ve iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sıradadır. İş güvenliği yasasının önemli maddelerinin uygulanması ertelenmiştir. Şu anda 10 milyona yakın işçinin çalıştığı işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulunmuyor.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık hizmetleri yerlerde sürünüyor. Salgına karşı mücadele ettiklerini açıklayan egemenler, nedense sağlık hizmetlerinin kapsamını genişletip tüm sağlık hizmetlerini parasız olarak sunmayı gündeme getirmiyorlar!
Kardeşler!
Asla unutmayalım: Hastalık toplumsaldır ve ancak toplumsal olarak yenilebilir. İşçi sınıfı örgütlü olursa, işyerlerinde ve toplumsal hayatın diğer alanlarında gerekli önlemlerin alınmasını sağlayabilir. İşçi sınıfı örgütsüz olduğu müddetçe sermaye sınıfının hiçbir saldırısına yanıt veremez. İşyerlerinde gerekli önlemlerin alınması için birleşmeli, haklarımızı aramalı, taleplerimizi hayata geçirmek için mücadele etmeliyiz. İşçi sınıfının bağışıklık sistemini güçlendirecek olan, örgütlülüğü ve sermaye sınıfının yalanlarına karşı uyanık olmasıdır! Şu taleplerimiz etrafında birleşelim:
- İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri tüm işyerlerinde derhal ve eksiksiz alınsın! İşçilere, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığını denetleme yetkisi verilsin! Önlemleri almayan işyerlerine ağır cezalar getirilsin!
- İşten atmalar yasaklansın!
- Tüm izinler ücretli izinlere dönüştürülsün, yıllık izinlerin gasp edilmesine hayır!
- İşsizlik sigortası kayıtsız şartsız, hiçbir koşul konmadan tüm işçilere açılsın!
- Sağlık hizmetlerinin kalitesi ve kapsamı genişletilsin, tüm sağlık hizmetleri parasız sağlansın!
- İşçilerin elektrik, su, doğalgaz faturaları ile kredi borçları dondurulsun!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.
- Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en...
- “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün...