Buradasınız
Kurban Bayramı Arifesinde “Kurbanlık İşçiler”
Sarıgazi’den bir işçi
Birlikteliğin paylaşımın, yan yana gelmelerin diğer günlere göre daha sıcak, daha samimi yaşandığı zamanlardır bayramlar. Hiç görmediğin haber almadığın, dostların, akrabaların hatırlandığı, paylaşımların arttığı zamanlardır bayramlar. Çocuklara yeni kıyafetlerin alındığı, onların sevinciyle mutlu olduğumuz zamanlardır bayramlar. Kapılarımızın en çok çalındığı ve minik ellerin “iyi bayramlar” diye şekere uzanmasıdır bayramlar. Çocuklar şeker yesinler diye, evlerimize rengârenk şekerlerin girdiği zamanlardır bayramlar. Fabrikalarda, bayram öncesi son mesai gününde, tüm işçi arkadaşlarımızla içten duygularımızla tokalaştığımız ve birbirimize “İyi bayramlar, sağlıklı bol kazançlı nice bayramlar” dileklerimizi ilettiğimiz zamanlardır bayramlar. Bu bayram da böyle oldu. Son mesai saatinde tüm arkadaşlarımız ile “daha nice bayramları birlikte, yan yana geçirmemiz” dilekleri ile tokalaştık ve ayrıldık. Bayram tatiline giriyor olmamızın verdiği mutlulukla bindik servislerimize.
Ancak, bu mutluluk uzun sürmedi. Bir haber aldım ve arkadaşımın çalıştığı fabrikadan sayı belli olmamakla birlikte en az 100 işçiyi işten attıklarını öğrendim. Üstelik işten çıkarmalar devam edecekmiş. İşveren bayram haftası fabrikayı komple tatile çıkarmış. Bu uzun tatilden yararlanmak isteyen işçiler, memleketlerine, ailelerinin yanına, kimileri ise tatil yapmak üzere ayrılmış bulunduğu şehirden. Bir yere gitmeyip evinde olanlarsa kuryelerin getirdiği acı haberi almışlar tabi. Memleketlerinde olan ya da başka şehirlerde olan işçi arkadaşlar ise merakla “acaba benim de adresime kurye bir kâğıt getirdi mi?” telaşına düşmüş durumdalar. İşçilerin yaşadığı bu duygu durumunu düşünebiliyor musunuz? Bunu anlamak için bizim de aynısını yaşamamız gerekmiyor elbette. Bugün onlar, yarın biz…
Hani bayramlar bereketti, paylaşımdı, kardeşlikti, aile olmaktı? Arkadaşım diyor ki: “Bu nasıl bir insafsızlıktır ki bayram üzeri, işçileri tatile çıkartıyorsun, arkasında da dalga geçer gibi, işsizliği bayram hediyesi olarak kapılarına gönderiyorsun?” Yanıtım gecikmedi elbette. “Pardon ama biz kimde insaf arıyoruz ki? İşverenlerde mi? İşlerine geldiği zaman patronların söylemi ile aynı gemide olur, aile oluruz. Ne zaman ki çay demini alır, posan kalır, atılıverirsin gemiden. İşverenle aile olmamız, aynı gemide olmamız mümkün mü? Hangi aile bir ferdini bayramda sokağa atar? İşsiz, ekmeksiz bırakır. İşçilerin kredi ve icra borçları varken, çocukların okul masrafları yaklaşmışken, bir aile, bir ferdini sokağa atabilir mi? Bu kadar kötülük yapabilir mi?”
Biz işçiler, patronlar sınıfı ile ne aynı gemide yer alabiliriz ne de bir aile olabiliriz. Çünkü işçilerin ve patronların çıkarları hiçbir zaman ortak olmadı ve olamaz da. Biz işçiler yaşam ve geçim telaşındayken, onlar ise servetlerine servet katma, lüks yaşamlarını koruma, yatırımlarını arttırma telaşındadırlar. Bu çıkarlarını gerçekleştirenler ise biz işçileriz. Ne zaman ki onların çıkarlarına ters düşen bir durum ortaya çıkar, bunun bedelini işsizlik olarak öderiz. Bununla korkuturlar ve sustururlar. Arkadaşımın işyerinde olan tam da budur. Uzun saatler boyunca ağır çalışma koşulları altında ezilen, bitkin düşen, sosyal yaşamdan kopan, geçim derdi çeken, Türk Metal çetesinin on yıllardır işçilere göz açtırmadığı, tam da bu nedenlerle “Metal fırtına” döneminde, Türk Metal’den istifa eden işçilerin olduğu Bursa Delphi fabrikası bu. Bu dönemde hakkını arayan, Türk Metal çetesine başkaldıran, Metal Fırtınanın bir parçası olan işçiler, kurban bayramı arifesinde, Türk Metal çetesinin de işbirliği ile işten atıldı.
Daha nice fırtınalar yaratacak işçi sınıfı. Bu fırtınaların başarıya ulaşabilmesi için, biz işçiler, geçmiş mücadele deneyimlerini öğrenmek zorundayız. Buralardan dersler çıkarmak zorundayız. Sermaye sınıfının oyunlarına ve saldırılarına karşı duracak bir örgütlülüğe ve hazırlığa sahip olmak zorundayız. Birlikteliğimizi sağlamak ve birlikteliklerimizi korumak zorundayız. İşte o zaman, daha güçlü bir şekilde sermayenin karşısına dikileceğiz. Ne patronlar sınıfı ve onların iktidarları, ne de Türk Metal gibi patronlar sınıfına hizmet eden sendikalar, bizlerin mücadelesini durduramayacak. O günler bizim en şanlı bayramımız olacak!
Grev
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...