Buradasınız
Maden Patronlarının Maliyet Artışlarını Devlet Karşılayacak
AKP hükümeti çıkardığı yasalarla patronların üzerindeki yükü hafifletmeye devam ediyor. Geçtiğimiz ay kabul edilen “Askerlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”da (torba yasa), bir madde ile maliyet artışlarının devlet tarafından karşılanması sağlandı. Başlığına bakınca işçi haklarıyla ilgisi yokmuş gibi görünen kanunun 6’ıncı maddesi şöyle:
“4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun geçici 29 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir: Bu Kanunun 2’nci maddesinde sayılan IV. Grup Madenlerden Linyit ve Taşkömürü çıkaran ve özel hukuk tüzel kişilerinin ruhsat sahibi olarak işlettikleri yeraltı maden işletmelerine, 22/5/2003 tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanununun 41, 53 ve 63’üncü maddelerinde 10/9/2014 tarihli ve 6552 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikler ile bu Kanunun ek 9’uncu maddesiyle oluşan maliyet artışlarının karşılanmasına ilişkin destek verilebilir. Bu destekler Bakanlık bütçesine konulan ödeneklerden karşılanır. Maliyet artışlarının karşılanmasına ilişkin usul ve esaslar ile bu usul ve esasların uygulanma süresi Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.”
Aynı Kanunun 17. Maddesinde, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa geçici madde eklendiği belirtiliyor. Geçici maddenin 6’ıncı fıkrasında “4/6/1985 tarihli ve 3213 Sayılı Maden Kanununun ek 9’uncu maddesi uyarınca ücretleri asgari ücretin iki katından az olamayacağı hükme bağlanan Linyit ve Taşkömürü çıkarılan işyerlerinde yer altında çalışan sigortalılar için birinci fıkranın uygulanmasında (a) bendinde belirtilen 85 TL günlük kazanç iki kat olarak ve 2015 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen prim ödeme gün sayısının yüzde 50’sini geçmemek üzere, 2016 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısı dikkate alınır” deniliyor.
Torba kanunun içine sokuşturulan bu maddelerle yine patronlardan yana bir düzenleme yapıldı. Yer altında çalışan maden işçilerine asgari ücretin en az iki katı ücret verilmesine dair düzenleme Soma ve Ermenek facialarından sonra oluşan tepkileri yatıştırmak üzere gerçekleştirilmişti. Yüzlerce işçinin hayatını kaybetmesinin ardından Soma madenleri kapatılınca, işçiler fiilen işsiz kalmışlardı. İşbaşı yaptıklarında da çift asgari ücret uzun süre ödenmedi. Patronlar “en az iki asgari ücret” olması gereken ücretleri tek asgari ücret üzerinden ödemeye devam ettiler. Çift asgari ücret nedeniyle zarar edeceklerini açıkladılar. Birçok madenden çok sayıda işçinin işine bu bahaneyle son verdiler.
Ücretleri düşük vermeye devam eden patronlar, Soma ve Ermenek facialarının sıcaklığı geçince iş güvenliği önlemlerini de almamaya devam ettiler. Madenciler de yerin derinliklerinde iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirmeye devam ettiler, ediyorlar.
Maden işçilerinin çalışma koşullarındaki zorluklara ve risklere rağmen, göstermelik de olsa yapılan iyileştirmeler patronlara “mali yük” olarak göründü. AKP hükümeti de yasal düzenlemeleri sadece görüntüyü kurtarmak için, kerhen yaptığını gösterircesine, patronların yükünü hafifletmeye girişti. Böylece patronların daha fazla kâr elde etmesini sağlamak istemişti.
Ocak ayı ortasında yürürlüğe koyduğu bu kanunu taslak olarak 2015 Aralık ayında gündeme getiren AKP, yasa maddesinin gerekçelerini açıkça belirtmişti. Mali yük getiren başlıkları şöyle sıralamıştı: “Yeraltı Kömür sektöründe faaliyet gösteren işletmelere, 4857 Sayılı İş Kanununun 41. Maddesi ile fazla çalışma ücreti, 53. Madde ile yıllık izinlerin arttırılması, 63. Madde ile çalışma süresinin 45 saatten 37,5 saate düşürülmesi, benzer şekilde 10/9/2014 tarihli ve 6552 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikler ile 3213 sayılı Maden Kanununa eklenen ek 9’uncu maddesi ile yeraltı madenlerinde çalışanların ücreti 2 asgari ücretten az olamaz şartı getirilmiş, bu düzenlemeler sonucu işletmelere ek ilave maliyet artışı olmuştur.”
Gerekçede, ortaya çıkan maliyet artışının kamu sektörü için Şubat 2015’te yapılan düzenlemeyle karşılandığı, fakat 170 işletmeden oluşan özel sektörün dikkate alınmadığı belirtiliyor. Bu yasayla özel sektörün zararının karşılandığı anlaşılıyor. Soma faciası sonrası 170 yer altı kömür üretimi yapan işletmenin 117’sinin faaliyetlerinin denetimler sonucu durduğu, bu nedenle kömür üretiminin %37 azaldığı ifade ediliyor. Enerji ihtiyacına vurgu yapılan gerekçede, firmaların piyasadan çekilmesi nedeniyle ithal kömüre olan bağlılığın artacağına vurgu yapılarak patronlara yapılan kıyak meşrulaştırılıyor. İstihdamın artması ve ithal kömüre bağımlılığın azaltılması için özel kömür işletmelerinin de maliyet artışlarının karşılanması amaçlanıyor.
“Askerlik Kanunu” adıyla geçirdiği torba yasada patronların “maliyet artışını” telafi eden AKP hükümeti, işçilere sefalet koşullarını, geçim sıkıntısını, düşen alım gücünü reva görüyor. Bir kez daha AKP, işçilerin değil patronların çıkarlarına hizmet ettiğini ortaya koyuyor.
AKP hükümeti, nasıl ki işsizlik fonunda biriken paraları patronların ihtiyaçlarını karşılamak için kaynak olarak kullanıyorsa, kıdem tazminatını da fona devrederek patronların hizmetine sunmak istiyor. Patronların çıkarlarını savunan AKP hükümetinin, işçilerin alın teriyle oluşan kıdem tazminatına göz koymasına neden olan, işçilerin örgütsüzlüğüdür. İşçiler örgütlenmediği sürece, bütün haklarını yitirme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.
İşçisin, İşçiyiz, İşçi Sınıfıyız!
İşçilerin Sordukları/43
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Elba Bant Grevine Dayanışma Ziyareti
- KESK: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
- Savaşın Yıldönümünde İsrail Protesto Edildi
- Tarkett Grevine Dayanışma Ziyareti
Son Eklenenler
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...