Buradasınız
Madenler İşçi Denetimi Altında Devletleştirilsin

Maden ocaklarında art arda meydana gelen işçi katliamlarında yüzlerce işçi hayatını kaybetti. 301 işçinin katledildiği Soma faciası toplumda derin bir yara açtı. Ortaya çıkan tepkilerin basıncıyla AKP hükümeti, madenlerde çalışma saatlerini ve ücretleri iyileştiren bir yasal düzenlemeyi Eylülde yürürlüğe soktu. Bunun üzerine birçok maden ocağı patronu, binlerce işçiyi maliyetlerin yükselmesi ve kârların düşmesi gerekçesiyle işten çıkardı. Maden patronları işten attıkları işçileri de kullanarak kamuoyu oluşturma kampanyası yürüttüler. Patronların feryadına AKP hükümeti hemen karşılık verdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, maden işverenlerinin taleplerinin gözden geçirileceğini ve ilgili yasanın revize edileceğini açıkladı. Verilen sözler üzerine bir kısmı yeniden açılan madenler, çıkardıkları işçileri geri aldılar. Yeni işbaşı yaptırılan işçilerin tazminatları da bu arada sıfırlanmış oldu.
Maden ocaklarının yeniden faaliyete girmesinin üzerinden fazla zaman geçmeden Ermenek’ten kara haber geldi. Yine denetimlerin gerektiği gibi yapılmadığı, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, su baskınının göz göre göre geldiği katliamın hemen ardından ortaya çıktı. Zonguldak, Amasra ve Elazığ’daki maden ocaklarından da peş peşe ölüm haberleri geldi.
Maden patronları işçilerin ücretlerinin asgari ücretin 2 katı düzeyine yükseltilmesi ve çalışma süresinin düşürülmesi nedeniyle zarar ettiklerini ileri sürüyorlar. Oysa madenlerde kömürün tonunun maliyetini 140 dolardan 24 dolara indirmekle övünen özel maden şirketlerinin patronları, ne denli büyük kârlar elde ettiklerini itiraf etmişlerdi. Maliyetin bu kadar düşmüş olması, işçilerin uzun saatler boyu asgari ücrete çalıştırılması, iş güvenliği önlemleri için masraf yapmaktan kaçınılması sayesinde gerçekleşmişti. Maden patronları işçilerin canları pahasına arttırdıkları kârın küçük bir bölümünü dahi işçiler ve iş güvenliği önlemleri için harcasalardı işçiler ölmeyecekti.
Madem maden patronları zarar ettiklerini söylüyorlar, o halde tüm madenler işçi denetimi altında devletleştirilsin! Böylelikle üretim koşulları üzerinde işçilerin söz ve karar hakkı olabilecek ve kazaların önüne büyük oranda geçilebilecektir. İşçi denetimi altında maden işletmelerinin muhasebe defterleri açılsın! Zarar ettiklerini iddia eden şirketlerin muhasebe defterleri açıldığında patronların gerçekten kâr mı, zarar mı ettikleri ortaya çıkacaktır.
Bizler kendi sınıf çıkarlarımız doğrultusunda mücadele etmek zorundayız. Madenlerin kapatılması karşısında işçilerin ne yapmaları gerektiğini tarihte yaşanmış deneyimler ortaya koymaktadır. 1969’da Çorum’da Alpagut işçilerinin deneyimi işçilerin örgütlü olduklarında sadece üretmeyi değil, yönetmeyi de başarabileceklerini göstermiştir. O dönem Alpagut Linyit İşletmeleri’nde düşük ücretle çalışan işçilere ödemeler parça parça yapılıyordu. İş güvenliği önlemleri de alınmıyordu. İşçilerin talepleri üretimin düşük olması bahanesiyle reddediliyordu. Bunların üstüne ücretleri 73 gün boyunca ödenmeyince işçiler ocağı işgal etmeye karar verdiler. Taban örgütlülüklerini önceden oluşturmuş olan işçiler, işletmeyi işgal ettikten sonra üretimi yeniden düzenlediler. Oluşturulan komiteler üzerinden işletmenin hesapları düzenli olarak tutuldu, üretim 8’er saatlik 3 vardiya olarak düzenlendi, kömür satışı gerçekleştirildi. İşgalden önce zarar eden fabrika, işçilerin denetimi ve yönetimi altında birkaç günde kâra geçti.
İşçi sınıfının iktidarı ele alarak kendini yönetmeye giriştiği en büyük deneyim Ekim Devrimidir. Rusya işçi sınıfı, 1. Dünya Savaşında kendilerini savaş cephelerine gönderen Rus egemenlerinin iktidarına son verdiler. Hemen sonra bütün fabrikalarda, mahallelerde, tarlalarda komiteler oluşturdular. Bu komiteler aracılığıyla tüm işyerlerini denetlemeye başladılar. Üretimi durdurarak kriz yaratmak ve işçilerin mücadelesini kırmak isteyen patronların oyunu bu şekilde bozuldu. Aylar geçtikçe işçiler, denetimin yetmeyeceğini görerek tüm iktidarı ve yönetimi ellerine aldılar.
Yönetimi alan işçiler, iş saatlerini kısalttılar, iş güvenliği önlemlerini aldılar. Hatta işçi sağlığı ve iş güvenliğine dair ilk yasa Rusya’daki işçi iktidarı altında hazırlandı. İşçi iktidarı ücretleri yükseltti. Kadınlar için gece vardiyasını, çocukların çalıştırılmasını yasakladı. Herkes için ücretsiz okuma-yazma kursları başlattı. İşçiler tarihte ilk defa kendi iktidarları altında herkes için geniş bir demokrasi inşa ettiler.
Yarının Kaderini Çizmek İçin Gel
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...