Buradasınız
Makine mi, İşçi mi?
İstanbul’dan bir iş güvenliği uzmanı
Yaşadığımız düzende patronların tek derdi daha çok para kazanmak. Fabrikalarda hep denk geliyoruz, “makineye zarar gelmesin de işçiye ne olursa olsun” gözüyle bakan patronlara. İşçilere insan değil de makinenin bir parçası gözüyle bakıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde çalıştığım fabrikada bir iş kazası meydana gelmişti. İşçi makinede çalışırken elini makineye sıkıştırmıştı. Makineden işçinin elini kurtarmak için makinenin birkaç yerini kesmek zorunda kaldılar. İşçinin eli makineden çıkartılıp kurtarıldıktan sonra hastaneye sevk edildi. Sonraki gün patrona makinenin durumu hakkında bilgilendirme yapılmış, patron makinenin parçalarının kesildiğini duyunca küplere binmiş. Bilgi veren müdüre ağzına geleni saymış. “O parça makinenin en pahalı parçası, geri zekâlı mısınız siz? O parça kesilir mi? O adamın elinin orada ne işi varmış?” diyerek arayan müdürü fırçalamış. İşçinin durumunu ise hiç sormamış… İşçiye ne oldu? Elinde sorun var mı? Bunlar patronun hiç umurunda bile olmamış, varsa yoksa makine, üretim, para… Patronun makinesi işçiden daha kıymetli çünkü. Konuşmaların hepsinden haberimiz yok ama bu şekilde düşünen patron, kuvvetle muhtemeldir ki “işçinin elini kesip alsalardı, makineye dokunmasalardı daha iyi olurdu” diye de düşünmüştür.
Bu işyerinde daha önce bir işçi patronlarının çok iyi olduğunu söylemişti. İşyerinde daha önce yaşanan bir kaza karşısında patronun işçisiyle çok ilgilendiğini, onu özel hastaneye götürüp ameliyat ettirdiğini anlatmıştı. İşçiye çalışmadığı halde maaşını ödediğini söylemişti. Bunu neden yaptığını sorduğumda “patronumuz iyi birisi, işçileri düşünüyor” demişti. Bu sefer yaşanan kazada hiç de öyle olmadığını net bir şekilde görmüş olduk. Başka fabrikalarda da bu tür durumlara çok şahit olduk. İşçi şikâyetçi olmasın, iş kazası raporu tutulmasın diye işçileri özel hastaneye götürüp kazanın üstünün örtüldüğüne çok kez şahit olduk. İşçi minnettar olsun, şikâyet etmesin diye kazanın başında hep böyle davranıyorlar. Daha sonra da işten çıkartıp “ne halleri varsa görsünler” diyorlar.
Patronlar hiçbir zaman bizleri düşünmezler. Patronların gözünde biz işçilerin hiçbir değeri bulunmuyor. Patronların oyunlarına karşı gözümüzü dört açmalıyız. İyilik gibi görünen her şeyin altında mutlaka bir bit yeniği vardır, diye düşünmek zorundayız. Onların tek bir derdi var o da daha çok para kazanmak. Biz işçiler ancak örgütlü olursak patronların oyunlarını görebilir ve onlara karşı birlik olup mücadele edebiliriz.
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...