Buradasınız
Marmara Üniversitesi Hastanesinde Oturma Eylemi ve Çileden Çıkan Yönetim
Bir sağlık işçisi
Marmara Üniversitesi Hastanesinin Kaynarca’ya taşınması ve Sağlık Bakanlığına bağlanması tartışmaları sürerken kadrolu sağlık işçilerinin 5 aylık döner sermaye katkı payları hâlâ ödenmedi. İşçiler hastanenin kapatılan bölümleri nedeniyle daha olumsuz koşullarda çalışmayı sürdürüyorlar.
Görüşmelerin sonuç vermemesi nedeniyle sağlık çalışanları olarak aylardır çeşitli eylemler düzenliyoruz. Son olarak yine Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının öncülüğünde bir oturma eylemi organize ettik. 50 kamu işçi hastane girişinde toplandı. Yağmur nedeniyle bina içinde toplanıldı. Yerlere gazete serilerek oturuldu.
Konuşmacı arkadaşımız yaşadığımız süreçleri özetledi ve eylemin amacını anlattı. Sadece hastanede yaşadığımız sorunlardan bahsetmekle kalmadı, yeni çıkarılacak devlet memurluğu yasasıyla devlet memurları için güvenceli çalışmanın kaldırılacağı, kamu hastane birlikleri yasasıyla hastanelerin holding haline getirilerek özelleştirileceği, aile hekimliği sistemiyle sağlık ocaklarının ortadan kaldırılarak koruyucu sağlık hizmetlerinin aksayacağı, sağlığın giderek paralı hale getirileceği uyarısını yaptı.
Bu eylemde sağlık hizmetinin aksamaması için birimde bir arkadaşımızı bırakmıştık. Ama kan alma bölümünde hizmet yavaşladığı için hastalar önce tepki göstermiş ve başhekimliğe şikâyete yönlendirilmişler. Ancak kendilerine neden eylem yaptığımızı anlattığımızda bize hak verdiler ve dilekçelerinde bize hakkımızı vermeyen hastane yönetimini şikâyet edeceklerini söylediler. Biz de alkışlarımızla kendilerine teşekkür ettik.
Bir süre sonra başhekim yardımcısı Bedrettin Yıldızeli çıkageldi ve konuşma yapan arkadaşı kolundan tutarak birkaç metre kenara çekti. Birkaç arkadaşımız hemen onun yanına gitti ve konuşmalara şahit oldu. Daha sonra arkadaşımız bize açıklama yaptı. Sessiz olmamız gerektiğini, hastaların rahatsız olduğunu söylemiş ve konuşma yapan arkadaşı hastaneden attırmakla tehdit etmiş. Başhekim yardımcısının sözlerini herkesin önünde söyleme cesaretini gösteremediğini belirterek arkadaşımızı destekledik. Arkadaşımızı zorla çekiştirip tehdit eden yöneticinin çirkin tutumunu kınadık. Yukarıda çalışan arkadaşlarımıza sorduğumuzda onlar hastaların gürültüden rahatsız olmadıklarını söylediler.
Eylemlerimiz yasal olduğu halde çeşitli engellemelerle karşılaşıyoruz. Ancak alınterimizin karşılığı için yaptığımız eylemlerimiz yasal olduğu için değil haklı olduğu için meşrudur. Örgütlü bir sel olduğumuzda istediğimiz bütün yasaları çıkarttırabilir, bizim çıkarımıza olmayanları ortadan kaldırabiliriz. Ancak örgütsüzsek çalışma koşullarımızdan tutun da bütün hayatımızı patronların ve onların devletinin belirlemesine izin veririz.
Futbol Kazandırır!
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...